Cûdî’deki ağaç katliamına karşı Cizîr’de halk buluşurken, Akbelen’de ise Büyük Buluşma pazar günü gerçekleşecek. Türkiye’nin dört bir yanında süren ağaç katliamlarına karşı mücadele giderek büyüyor
Cizîr’de ağaç katliamları ve orman yangınlarına karşı ses vermek ve bölgede yaşananları gözler önüne sermek amacıyla Cumartesi günü bir buluşma gerçekleştirildi. Gazetemiz basıma gittiği saatlerde başlayan buluşma detayları haberimizde bu nedenle yer almazken, bölgede ekoloji mücadelesinin büyümesinin önünü açacağı bekleniyor. Diğer yandan Akbelen’de süren direniş ağaç katliamları gerçekleşmiş olmasına karşın bölgede madenin açılmasını önlemek, zeytin katliamını ve köylerin ortadan kaldırılmasını engellemek adına güçlü bir biçimde sürdürülüyor. Bu amaçla direnişçilerin çağrısıyla Pazar günü büyük bir buluşma yaşanması bekleniyor.
İnsansızlaştırma sürüyor
Akbelen’de bir şirketin çıkarı uğruna orman katliamı yaşatılırken, Cûdî’de ise ormanlar bölgenin insansızlaştırması adına katlediliyor. Cûdî’de yakmayla başlayan orman katliamları son günlerde yeniden yaşanırken, diğer yandan 4 yıldır aralıksız biçimde ağaç kesimleri gerçekleştiriliyor. Son 20 yılda 95 bin hektar ormanın yanarak küle dönüştüğü bildirilirken, Kurdistan’daki orman yangınlarının envarterlerde bile yer almaması dikkat çekiyor. Diğer yandan sadece son 10 yılda 109 bin hektar orman alanı madenler için katliama uğradı. En büyük maden tahsisi ise Şirnex’in (Şırnak) Qileban (Uludere) ilçe coğrafyasının yüzde 75’i bir ihalede şirketlerin sömürüsüne açılmasıyla yaşandı.
Her şey şirketler için
AKP iktidarı sermaye yanlısı politikalarıyla şirketler için Türkiye’nin her bölgesinde yaptığını Kurdistan coğrafyasında yasalar işletilmeden misliyle gerçekleştiriyor. Geçmiş yıllarda köyleri zorla boşaltılıp, binlerce insanın göçe zorlandığı Şirnex bugün de benzer baskılarla yüz yüze. Bu kez dayatılan şey doğal alanların sermaye birikimine eklemlenerek bölgenin insansızlaştırılması adına gerçekleşiyor. Orman yangınları ve ağaç kesimleri ile köyler tehdit altında. Öte yandan termik santraller, HES’lerle süren doğa katliamları maden işgalleriyle genişleyerek sürdürülüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Şirnex Merkez, Cizîr (Cizre), Qileban, Hezex (İdil), Elkê (Beytüşşebap) ve Silopiya (Silopi) ilçelerindeki 22 ayrı bölgede ÇED raporuna gerek görmeden madenlere izni vermiş olması bölgede açık bir yağma sürecinin kolonyalist uygulamalarla yaşandığını gösteriyor.
Hem yakıp hem de kesiyorlar
Şinex’te operasyon gerekçesiyle ormanlarda büyük yangınlar çıkarıldı ve söndürmeye bile gerek duymazken, halkın söndürme çabaları askerler tarafından sürekli engellendi. Asker ve korucuların birlikte organize ettiği ağaç kesimleri ise 4 yıldır aralıksız sürerken, onbinlerce ağaç katledilip pazara taşınarak korucular eliyle satıldı. Bir yandan ormanlar yakılıp kesilirken diğer yandan aynı bölgeler üzerinde maden sahalarının ortaya çıkması her adımın hesaplanarak atıldığına işaret ediyor. Ormanı yakıp yok etmek yerine keserek koruculara yağma alanı açmayı tercih ettikleri anlaşılırken, Akbelen’de olduğu gibi kesilen ağaçlar sanayiciye aktarılıyor. EKOLOJİ SERVİSİ
Jandarma baskısı sürüyor
Akbelen Ormanı’nın 760 dekarlık bölümünnde onbinlerce ağaç katliamı halkın tepkisine rağmen Limak Holding ve İÇTAŞ’ın ortak projesi YK Enerji’nin 2 termik santraline kurban edildi. Ağaç katliamının başlamasından bu yana 14 gün geçti ve direniş halen sürüyor. Ağaç katliamı önlenemezken, toprağı, zeytinlikleri ve İkizköy’ün ortadan kaldırılmasını önlemek için direnişçi yruttaşlar su ihtiyaçları için getirilen tankeri asker önlemeye çalıştı. Bölgede nöbet tutan yurttaşların temizlik amacıyla kullandığı su tankeri, jandarma tarafından bölgeye alınmak istenmedi. Bunun üzerine tepki gösteren yurttaşlar jandarma barikatına yürüdü.
Doğa katliamcısı Vali!
Jandarma, tankerle alana getirilen sudan Muğla Valiliği kararıyla numune alacaklarını neden olarak gösterirken, yurttaşlar, “Biber gazını gözümüze sıkarken sağlığımızı düşünmüyorsunuz. Tahlil yapmak istiyorsanız biber gazı ve TOMA’daki suları tahlil edin” sözleriyle tepki gösterdi. Ardından tanker nöbet alanına alındı. Avukat İsmail Hakkı Atal yaptığı konuşmada, “Bugün burada halkın çocuklarını karşı karşıya getiren doğa katliamcısı Muğla Valisi Orhan Tavlı bir an önce görevden alınsın” sözleri alkışlarla karşılandı.
EKOLOJİ SERVİSİ