PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 3 Ocak 2013’te görüşen heyette yer alan Ayla Akat Ata konuya ilişkin Jinnews’e konuştu. Ata, “Sayın Öcalan, bir kadın ve bir erkek olarak gitmemizi kendisinin istediğini ifade etmişti. Daha en başında kadın ve erkeği çözüm masasında eşit tutması ki kamuoyuna yansıyan tarafıyla Dolmabahçe deklarasyonunda 10 maddeden birinde kadın özgürlük mücadelesinin konu edilmiş olması çok önemli. ‘Barış sürecinin kadın özgürlük mücadelesi ile ne ilgisi var’ diye devlet aklının aklına gelmiş ve sormuş olabilir. Fakat Sayın Öcalan toplumun özgürlüğünün kadının özgürlüğünden ayrı ele alınamayacağını çözüm masasından önce de sonra da birçok kez dile getirmişti” ifadelerini kullandı. 2013’te görüşmeler başladıktan sonra ve masadaki diyalog süreci müzakereye evrildiğinde kadınlar olarak “Çözüm nedir, barış mücadelesi nedir, masa bileşenlerinin ortaya koymuş olduğu iradenin yanında bir de kadının tüm sorunlara bakış açısı nedir?” sorularına yanıt aradıklarını belirten Ata, “Biz kadın sorunu çözülsün diye o masada değildik, Kürt sorunu demokratik bir çözüme kavuşsun diye o masadaydık ve Sayın Öcalan bunun örgütleyicisi oldu. 2015’in başında Özgür Kadın Kongresi-Kongreya Jinên Azad (KJA) kuruldu ve kongreden bir arkadaşımız adadaki görüşmelere katıldı” diye anlattı.
Kadın Özgürlük Kongresi’nin Kürdistani bir kongre olduğunu ve içinde Kürt, Süryani, Arap, Fars, Türk çok sayıda kadının yer aldığını, aynı zamanda Türkiye Kadın Hareketi ile İstanbul’da çok yoğun toplantılar yaptıklarını ifade eden Ata, Türkiye kadın hareketi tarafından Kadın Özgürlük Meclisi’nin (KÖM) ilan edildiğini söyledi. 2015 yazında sürecin sonlandırılmasıyla yaşananları aktaran Ata, şöyle devam etti: “Bu örgütlenme bir ileriki aşamaya taşınabilseydi Türkiye kadın hareketi açısından da Kürdistani kadın hareketi açısında da sürece bırakacağı etki çok farklı olacaktı.
Biliyorsunuz adadaki görüşmeler bir İzleme Komisyonu’nun oluşturulması noktasına gelmişti. Bunun için isimler belirlenmişti ama tam da o noktada görüşmeler sonlandırıldı. Buna seçim de vesile olmuş olabilir. Dünyadaki çözüm süreçlerine baktığımızda seçim zaten görüşmeleri kısıtlayan bir rol oynar. Bu sadece 2013 ile 2015 yılları arasında yaşanan bir karakter değil. İktidarda kalma arzusu bazı hatalar ve yanlışlar yaptırabiliyor ve süreci birden bitirebiliyor. O sürecin üzerine bir de darbe süreci eklenince süreç belki de şu an hiç konuşmadığımız, konu etmediğimiz bir noktaya geldi.” “Kadınlar büyük bir örgütlü irade sağlamalarına rağmen erkek egemenliğinin bu süreci bitirmesine engel olamadı. ‘Yenik düştüler’ demiyorum çünkü bu irade hala var ama erkek egemenin önüne geçemediler” diyen Ata, erkek aklının barış sürecini sonlandırdığını vurguladı. Ama kadınların hala örgütlü olduğunu ve kampanyalarına devam ettiğinin altını çizen Ayla, “Toprağımıza, Önderliğimize, Özgürlüğümüze Sahip Çıkıyoruz” ile “Tecrit kaybedecek” kampanyalarını hatırlattı.