“Tüm dünyada yüz milyonlarca çocuk, COVID-19 salgınıyla birlikte kötü muamele, cinsiyete dayalı şiddet, sömürü, sosyal dışlanma ve ebeveynlerinde ayrılma da dahil olmak üzere pek çok tehditle karşı karşıyadır.”
Bu sözler UNICEF’in 20 Mart günü yaptığı basın açıklamasından. UNICEF, bu açıklama ile hükümetleri hastalıktan kaynaklanan yoğun sosyo-ekonomik çöküntülerin ortasında çocukları korumaya ve refahını sağlamaya çağırdı.
Birkaç ay hatta birkaç hafta içinde COVID-19 sebebiyle tüm dünyada herkesin yaşamı değişti. Çocuklar açısından okulların kapanışı, hareket kısıtlamaları, rutinlerin değişmesi, devletin koruması altındaki çocukların destek mekanizmalarından yararlanamaz hale gelişi, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlara erişememe gibi çocukların yaşamını etkileyen pek çok yeni durum oluştu.
Bazı çocuklar küresel sağlık açısından oluşan bu olağanüstü durumdan elbette çok daha fazla etkileniyor: kapalı kurumlarda kalanlar, mülteciler, kronik bir hastalığa sahip olanlar, sosyal güvenlik sistemlerinden yararlanamayanlar. Ve tabii ki kız çocukları…
Kız çocuklarının cinsiyete özel gereksinimlerinin karşılanamayabilişi ve yeni durumlarda oluşan koruma açıklarını da düşününce UNICEF’in “cinsel sömürü, istismar ve çocuk evliliği riskinin artabileceği uyarısı” çok haklı oluyor.
UNICEF bu çağrıyı yaparken Çin’de salgın sürecinde yaşanan kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ev içi şiddet vakalarındaki artışı kanıt olarak gösteriyor.
UNICEF ayrıca 2014-2016 yılları arasında Batı Afrika’da yaşanan Ebola virüsünün yaygınlaştığı vakitlerde; okulların kapanmasının çocuk emeği, ihmal, cinsel şiddet ve çocuk gebeliklerinde artışa sebep olduğunu da belirtiyor.
Türkiye’de de COVID-19 salgını sebebiyle halk sağlığı açısından olağan dışı günler… Ne kadar süreceği ise belirsiz. UNICEF’in bu çağrısını dikkate alıp çocukların tamamına yönelik bir koruma politikası oluşturmak şart. UNICEF’in pratik önerileri bizim için de rehber olabilir:
• Cinsel şiddetin önlenmesi ve şiddetin güvenli bir şekilde rapor edilmesi de dahil COVID-19 salgını ve önlemleri sırasında oluşabilecek çocuk koruma riskleri konusunda tüm sağlık, eğitim ve çocuk hizmetleri personelinin güçlendirilmesi;
• Cinsiyete dayalı şiddet başvurularının bu tür durumlarda nasıl alınacağı, ilk müdahalenin nasıl yapılacağı ve sağlık çalışanları ile bu konu işbirliklerinin nasıl kurulacağı konusunda planlama ve güçlendirilme çalışmalarının yapılması;
• Çocuklar için var olan diğer destek hizmetleriyle ilgili bilgi paylaşımının artırılması,
• COVID-19’u önleme programlamasının çocukları nasıl etkilediğinin değerlendirilmesi, programlama süreçlerine özellikle ergenlik dönemindeki çocukların dahil edilmesi,
• Gelir getirme olanakları etkilenen ebeveynlere maddi ve manevi destek mekanizmalarının sağlanması,
• Çocukların ebeveynlerinden ayrılmasını önlemek için somut önlemlerin alınması,
• Ebeveynin yatarak tedavi görmesi ya da kaybı sırasında çocuklara destek mekanizmalarının kurulması,
• Hastalık kontrolü önlemlerinde başta risk grubundakiler olmak üzere tüm çocukların korunmasına azami özen gösterilmesi…
Yeni infaz kanun taslağında çocuklara cinsel şiddet uygulayanlara ceza indirimi onca itiraza karşın bir kere daha gündeme getirilmişken, bu önerilerin dikkate alınacağını düşünmek naif kalıyor olabilir…
Ve evet yaşadığımız bu günlerin ne kadar süreceği belirsiz ama bıkmadan, usanmadan çocukların korunmasını talep etmek zorunda olduğumuz yine çok açık…