İstanbul’da AKP’nin başlattığı çöp yakma tesisi girişimini miras alan CHP, aynı akıl ile tesisin tamamlanıp açılmasını sağladı. Yakma tesisine yapılan övgülerin tamamı ise demagojik içerik taşıyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Kapitalist sistemin aşırı tüketim odaklı dayatmaları ile ortaya çıkan aşırı çöp insanlığı tehdit ediyor. Bu çöplerden ‘kurtulmak için’ olduğu iddia edilen çöp yakma tesislerinde ise çöplerden kurtulmak değil enerji üretmek hedeflenirken, yaşamsal anlamda kirlilik ortaya çıkıyor. Yakma tesisleri için adım atılırken, bilmem kaç milyon insanın enerji ihtiyacı karşılanacak yalanına sarılınması ise değişmeyen demagojik vurgu. İstanbul B. Belediyesi de aynı gerekçeyi öne sürerek 3 milyon insanın enerjisi karşılanacak iddiası ile giriştiği çöp yakma tesisi ile toplanan çöpün yüzde 15’inin ön işleme dahi tabi tutulmadan her gün ortalama 3 ton çöpün direkt yakılacağı ve bu yolla 85 MW enerji üretileceği yapılan övgüler arasında yer tutuyor.
AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından 2.6 milyar liraya 5’li çete olarak nitelenen şirketlerden biri olan Makyol İnşaat Şirketi’ne ihale edilen tesisin inşası 2017 yılında başladı. Tesisin açılış töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İBB olarak bu kentin geleceğini hazırlamak istiyoruz. Tesis, 2017’de başlatılmış. 2019 seçimleri itibariyle yüzde 20’sinin fiziki gerçekleşmesi sağlanmıştı. İki yılda, yüzde 20’den sonra aldığımız bu tesisi, sözleşmedeki süresine yetişmesi için olağanüstü bir çabayla” bitirildiğini belirterek, “Tesisimizin, Türkiye’nin enerji açığının giderilmesine katkı sunması bizim için ayrı bir gurur vesilesi” sözleri ile değişmeyen demagojik vurguya sarılındığını gösterdi.
Emisyon ticareti/karbon kredisi
Tesisin, İBB’nin yeşil çözüm vizyonu olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Yaklaşık olarak 8 milyon kilometrelik bir yol tasarrufu sağlamış olacak. Bu kadar çöpün, atığın oraya nakledilmesiyle alakalı, fosil yakıt kullanımının azalması sayesinde ortalama 700 bin aracın bir yıllık emisyonuna denk gelen 1 milyon 380 bin ton sera gazı emisyonun da önüne geçmiş olacak bu tesisin varlığı. Bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İSTAÇ, bu tesisin de eklenmesiyle 1 buçuk milyon ton daha karbon kredisi elde edecek ve yıllık yaklaşık üç milyon ton karbon kredisine sahip bir kurum haline gelecek” dedi. Kapitalist birikim sürecinin bir parçası olarak oluşturulan karbon piyasaları, karmaşık bir şey olan iklim sorununu karbonun fiyatlandırılması yoluyla ölçülebilir bir şeye indirgeyerek çözelebileği iddia edilirken, aslında sermaye dünyasına yeni bir pazar yaratıldı ve bu pazar zirveler eliyle tüm dünyaya dayatılmaya devam ediliyor. İBB’nin de bu sistemin bir parçası olarak hareket ederken, çöp sorununa çözüm ürettiklerini iddia etmesi gerçek dışı bir söylem.
Almanya’da çöp sorunu!
Almanya, çöpün yüzde 70’ini geri dönüşüme yollamalarına karşın çöp sorununu çözememektedir. Almanya’da toplanan çöplerin sadece yüzde 16’sının geri dönüştürüldüğü bilinmektedir. Araştırma şirketi Conversio tarafından açıklanan verilerde, yüzde 16’dan geri kalan çöplerin ya ihraç edildiği ya da yakma tesislerinde yakıldığı belirtiliyor. İmamoğlu, övünerek belirttiği tesisin Avrupa’nın en büyüğü olduğunu söylüyor. İstanbul’a yapılmak istenen yakma tesisi kadar büyük bir tesise Avrupa’da gerek duyulmuyor. Çünkü Türkiye’nin Avrupa’dan ithal ettiği çöpler yakma tesisleri, biyokütle enerji santralleri, termik santraller ve çimento fabrikalarında yakılıyor.
Çöp yakmak kanser demek!
Alman Çevre Yardımı kuruluşunda dönüşüm ekonomisi uzmanı olan Thomas Fischer, “Çöplerin yakılması temiz ve atıksız bir yöntemmiş gibi yansıtılıyor, ancak bu kesinlikle doğru değil” diyor. Fischer, atığın da atığının var olduğunu ve bu atıkların yüksek derecede zehirli atık olarak karşımıza çıktığını belirtiyor. Fischer, yakma işlemi sırasında dioksin ve furan gibi direkt kanserojen maddelerin yanı sıra zehirli kül ve tozun ortaya çıktığını belirtiyor. Almanya Çevre ve Doğayı Koruma Birliği tarafından sunulan verilere göre, çöpler yakıldıktan sonra ortaya çıkan maddeler kanser, solunum yolu hastalıkları ve doğuştan sakatlıklara neden oluyor.
Kapitalizm çöp sorununu çözemez
Kapitalist endüstrinin gelişmesiyle birlikte devasa büyüyen sanayileşme, kentlerde ve doğal alanlarda çevresel kirlilik sorunlarını ortaya çıkarırken, hızla artan aşırı üretim ve aşırı tüketimler sonucu oluşan çöp dağlarını eritmek devletler veya belediyeler için büyük bir maliyet olarak ele alınıyor. Kapitalizm, ortaya çıkardığı sorunu yine doğal yaşamın ve insanın sırtına yıkarak kurtulma peşine düşmüş durumda. Çöplerin büyük çöplüklerde toplanmasından sonra çöpler ticari bir meta olarak işlem görmeye başlamış ve ‘geri dönüşüm’ süreçlerine bağlanmaya çalışılmıştır. Ancak bu uygulama da ortaya çıkan devasa atıklara çözüm üretememiştir. Ekosistemin işleyiş yasalarıyla kapitalizmin işleyiş yasalarının birbiriyle temelden zıtlıklar içeriyor olması kapitalizm koşullarında çöp sorununun çözülemeyeceği gerçeğini ortaya koymaya yetmektedir.