Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan Colemêrg’teki artçı sarsıntılara dair yaptığı değerlendirmelerde ‘Depremin Yüksekova kırığı üzerinde olacağı kesin. Lice, Van, Hakkari, Tatvan, Bitlis ve Muş da birinci derece etkilenecek alanlardır’ ifadelerini kullandı
Mereş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremin etkileri halen devam ederken, uzmanlardan farklı kentler için sık sık uyarılar yapılıyor. Colemêrg (Hakkari) ve ilçeleri de uyarı yapılan kentler arasında.
Yapılan uyarılar ve 31 Aralık’ta 4.4, 3.5 ve 4.5 şiddetinde art arda yaşanan depremler kentte ciddi endişelere yol açtı.
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, olası Colemêrg depremi ve risklere dair konuştu.
Gever Uyarısı
Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesi için uyarılarda bulunan Ercan, güneyde Arap Kalkanı’nın Anadolu fay hattı ile çarpıştığını ve bunun da kötü sonuçlara neden olabileceğini ifade etti.
Ercan, “Çarpıştığı yerde Bitlis Kenet Kuşağı diye anılan Doğu Toroslar oluşuyor ve bu Doğu Toroslar, Yüksekova kırığı aracılığıyla İran’a bağlanıyor. Bu kırık, diri bir kırık ve boyu da çok uzun. Dolayısıyla bunun 7 dolayından bir deprem üretebileceğini 2001 yılında uyarmıştım. 2011 yılında Van depremi o gerginliği boşaltınca, gerginliğin Hakkari hattına kaydığını ve sıranın Hakkari’de olduğunu belirtmiştim. Şimdi olağan depremler gerginliğin bölgede olduğunu gösteriyor. Depremin ne zaman gerçekleşeceği konusunda henüz bir bilgimiz söz konusu değil, ama depremin Yüksekova kırığı üzerinde olacağını kesin olarak biliyoruz” dedi.
Depremlerde yıkımlara kırıkların değil, oluşan sarsıntıların neden olduğuna dikkati çeken Ercan, “Depremde yıkan olay kırıktan çıkan sarsıntı dalgalarının uyuşuma girmesidir. Eğer uyuşuma girerse dalgalar o zaman yıkıma neden oluyor. Depremde yıkan kırık değil, onun çıkartmış olduğu sarsıntı dalgalarıdır. Şimdi Tunceli Pülümür hattında bir kırık vardır fakat her diri kırıkta mutlaka deprem olacak diye bir kural söz konusu değil” diye konuştu.
Riskli bölgeler
Riskli bölgelere değinen Ercan, Arap Levhası’nın kuzeye doğru Doğu Anadolu’yu sıkıştırdığına işaret ederek, “En riskli yerleri sıralayacak olursak; Diyarbakır Lice, Van, Hakkari, Tatvan… Bunun yanı sıra Bitlis ve Muş. Bu kentler birinci derece etkilenecek alanlardır” dedi.
Colemêrg’i gezerek yapıları inceleme fırsatı bulamadığını aktaran Ercan, en kısa sürede Wan ve Colemêrg’te çalışmalar yürüteceğini dile getirdi.
Deprem riski bulunan Colemêrg’te alternatif ulaşım yollarının olmamasını da eleştiren Ercan, “Haritaya baktığımızda Hakkari’ye giden tek yol var. Deprem olduğunda ulaşım yolları kalabalık ve yoğun oluyor. Bu durumda kurtarma ekiplerinin deprem bölgelerine ulaşması çok zor oluyor. Kentin ulaşımı ve afet durumlarını göz önünde bulundurmak amacıyla en az iki tane ulaşım yolunun olması gerekiyor. Batı’da olmama rağmen Van-Bahçesaray’ın tek yol sorunun halen çözülmediğini biliyorum” uyarılarında bulundu.
‘Ölenler yoksullar’
Bilinçli bir yönetim ve devlet ekonomisiyle depreme karşı önlem alınabileceğini vurgulayan Ercan, şöyle devam etti: “Aynı zamanda halkın da ekonomik durumumun güçlü olması gerekiyor. Asgari ücretinin 17 bin 2 TL olduğu bir ülkede, bir kişinin depremden korunabilmesi için en az 45 bin TL maaş alması gerekiyor. Şu an deprem yönetmeliğine uygun bir yapının kirası en az 15 bin TL. 54 yıllık bir deprem bilimcisiyim ve göçük altından her zaman mal sahibinin değil yoksul kişilerin çıkarıldığını gördüm” dedi.
Savaşta da depremde de ölenlerin yoksullar olduğunu ifade eden Ercan, “Türkiye’de deprem ölümlerinin sıfırlanması için önce ekonominin düzeltilmesi gerekiyor. Doğa olayıdır, engellenemez ve depremi yazgıya bağlamamak lazım. Neden Fransız’ın yazgısı olmuyor, Amerika’nın yazgısı olmuyor da Türkiye’nin yazgısı oluyor? En temel olarak sorgulanması gereken bu durumdur” ifadelerini kullandı.
Haber: Ruken Polat/MA