TEAŞ’ın filtre kararından hemen sonra Elbistan Çoğulhan’daki A Termik Santrali’nin tüm kapasitesini almaya başlaması dikkat çekti. İnsanların yüzde 90’ının akciğer kanserinden öldüğü bölge ‘Türkiye’nin Çernobil’i’ olarak nitelendiriliyor
Termik santral bacalarına filtre takılmasını 2.5 yıl erteleyen yasa, önce AKP-MHP’nin oylarıyla Meclis’ten geçti. Daha sonra tepkiler üzerine yasa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından veto edildi ve 1 Ocak tarihine kadar filtre takma zorunluluğu getirildiği iddia edildi. Ancak geçtiğimiz temmuz ayında santrallerin yerine getirmesi gereken eksik yatırımlar için 36 ay süre verilmiş olması bir kaosu ortaya çıkarıyor. Santrallerin tam kapasite üretim yapmasının sağlanması ancak TEAŞ’ın bu santrallerin tüm kapasitesini alma koşuluyla gerçekleşebileceği biliniyor. Gelişmeler santrallerin bacalarının tüm masrafının kamu eline yıkılacağını gösteriyor.
Şirket kural tanımıyor
Maraş’ın Elbistan ilçesindeki Çelikler Holding’e ait A Termik Santrali, günlük 70 bin ton külü çevreye yayarken, bu durumdan en çok santralin yanı başındaki Çoğulhan Mahallesi etkileniyor. Çevresindeki mahalleleri ve Afşin ile Elbistan’ın havasını zehirleyen santralden dolayı çevre köylerde yaşayan yurttaşların büyük çoğunluğunun akciğer kanserine yakalanarak hayatını kaybettiği belirtiliyor. Özelleştirme sonrası en son Çelikler Holding’e geçen A Termik Santralin hiçbir kural tanımadığını belirten yurttaşlar, şirketin enerji üretimini tam kapasiteye çıkardığına dikkat çekiyor.
35 yıldır Çernobil’i yaşıyoruz’
AEX isminde bacaya giden gazı ve külü kısmen temizlemeye yarayan bir sistemin santralde mevcut olmasına rağmen fazla enerji tüketmesinden dolayı çalıştırılmadığını aktaran termik santralin eski çalışanı Ahmet Tatar, “Cumhurbaşkanı’nın filtre takılmamasına dair yasayı veto etmesinin ardından bir sonraki gün ekmek almak için dışarı çıktığımda üzerimize kül yağıyordu. Şu anda kolluk kuvvetleri hep arkalarında. Yetkililer ‘dur’ demezse artık biz ‘dur’ diyeceğiz. Çünkü çoluk çocuk hepsi evde hasta. Hep nefes darlığı, solunum sıkıntısı çekiyoruz. Kimsenin umurunda değiliz. Üzerimize ölü toprağı atmışlar. Bizim yaşama hakkımız elimizden alınıyor. Bu bölgede insanların yüzde 90’ı akciğer kanserinden ölüyor. Bölgede tarım da yapılamıyor. Biz 35 yıldır adeta Çernobil’i yaşıyoruz. Türkiye’nin Çernobil’i de Elbistan’ın Çoğulhan Mahallesi’dir.” dedi.
Her gün bir cenaze
Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu gönüllüsü Mehmet Dalkanat ise, Termik A Santrali’nin 1970’li yılların teknolojisiyle inşa edildiğini ve kül tutma filtresinin olduğunu fakat çalıştırılmadığını belirtti. Santralin 1984 yılından beri bölgeye sülfürdioksit, kükürdioksit ve karbondioksit yaydığını söyleyen Dalkanat, “Bu gazlar yaklaşık 100 kilometrekarelik bir alana yayılırken, bacalardan bırakılan kül 4-5 kilometrelik bir çevrede toprağa dökülüyor. Kurulduğu yıllarda toplumumuz bilince sahip olmadığı için burayı bir gelir kaynağı olarak gördüler. Ancak 35 yıl sonra sadece insan hayatını değil bütün bir hayatı olduğu gibi yok ettiği açığa çıktı. Çoğulhan’da artık kanser olmayan yok. Sadece Çoğulhan değil Alemdar, Berçenek ve Altunelma köyleri yakından etkileniyor. 2 yıl sonra burada yaşayan halkın büyük çoğunluğunu yaşıyor olarak göremeyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Kanserden ölüyoruz
Termik santralin yanı başındaki evinde yaşama mücadelesi veren Ayşe Sümbül, yıllardır termik santralin külünü yediklerini söyledi. Sebze kurutamadığını, çamaşır seremediğini ve halı yıkayamadığını söyleyen Sümbül, “Hem bant yolunun hem de santralin külünü yiyorum. Eşim hasta, gücümüz yok ki başka yere taşınalım. Köyde kanser olmayan kimse kalmadı. Hep kanserden ölüyorlar. Ben de astım hastasıyım. Doktora gitmekten emekli maaşından hiçbir şey kalmıyor. Hepsi kesiliyor. Burada yaşayan binlerce insanın canı umursanmıyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal hemşerimiz, ancak bize hiçbir faydası yok. Zaten kendi köyüne de faydası yok ki bize faydası olsun” dedi.
Yeraltı suları bitiyor
Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu’nun avukatı Özgür Çıkın da, bölgede kurulmak istenen yeni termik santrallere Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu verilmesini yargıya taşıdıklarını söyledi. Çıkın, “Elbistan Akbayır’da Diler Enerji tarafından yapılmak istenen termik santral için olumlu verilen ÇED raporunun iptali için mahkemeye dava açtık. Mahkeme keşif yaptı. Bilirkişi heyeti raporunu düzenledi. Heyet santralin herhangi bir kamu yararı taşımadığını ve çevreye zarar vereceğini tespit etti. Santralin, hava kirliliğinin yanı sıra bölgeyi susuzlaştıracağı da raporda yer aldı. Çünkü santral ciddi miktarda soğutma suyuna ihtiyaç duyuyor. Sonuçta suyu da yeraltından çekerek tüketecekler. Mahkeme bu sebeple ÇED raporunu olumlu bulmayarak iptal etti. Önümüzde Danıştay süreci var. Bir termik santralin ne kadar son teknoloji ürünü de olsa projede öngörülen filtre sistemleri çalıştırılsa bile çevreye mutlak olarak zarar verdiği kesinleşmiş olacak” diye belirtti.
En büyük zulüm bize!
Termik santralin hiçbir şekilde kurallara uymadığını ifade eden mahalle sakini Mevlüt Özer ise, Elbistan ve Afşin bölgesinin hepsinin tehlike altında olduğunu söyledi. 35 yıllık A Termik Santrali’nin tam kapasite çalışmasının kurallara aykırı olduğuna dikkat çeken Özer, “Ben Türkiye’deki tüm santrallerde çalıştım. Bugün en uygunsuz çalışan santral Elbistan A Termik Santrali’dir. Soma, Yatağan, Orhaneli ve Çatalağzı’nda çalıştım. Bugün en büyük zulüm bize yapılıyor” diye konuştu.