23 Nisan günü Türkiye’de, yüz yıllık Cumhuriyetin geldiği noktada, çocuklara reva görülen muameleyi sorgulatan bir rapor yayımlandı. Alınacak tedbirlerle, kurulacak etkili mekanizmalarla önlenebilecekken önlenemeyen, sorumlularından hesabı sorulabilecekken sorulmayan çocuk ölümlerini açık eden bir rapor: Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı 2022 Raporu. FİSA Çocuk Hakları Merkezi’nin hazırladığı rapora göre 2022’de en az 914 çocuk önlenebilir sebeplerle yaşamını yitirdi. “En az” çünkü bu veriler sadece basına yansıyan veriler… Basına yansımayan, takibi yapılamayan çok sayıda yaşam kaybının olduğu tahmin ediliyor.
Rapor 2022 yılında 914 çocuktan en az 81’i iş cinayetlerinde, en az 62’si intihar sonucu, en az 60’ı şiddet sebebiyle, 37’si şüpheli ölümler sonucu, 30’u bireysel silahlanma nedeniyle, 541’i ise ihmal nedeniyle yaşamını kaybettiğini belirtiyor. Raporun verilerine göre 2022 yılında Türkiye genelinde en fazla çocuğun yaşamını kaybettiği iller ise sırasıyla Urfa, İstanbul, Antalya.
Türkiye’nin de taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre çocuğun yaşam hakkını korumak, güvence altına almak kamunun yükümlülüğü. Bu yükümlülük mülteci ya da yurttaş fark etmeksizin tüm çocuklar için geçerli. Buna karşın Türkiye’de 2022 yılında en az 98 mülteci çocuk yaşamını kaybetmiş. Bu çocuklardan 14’ü mültecilerin yaşadığı güvenli olmayan evlerde çıkan yangınlarda yaşamını yitirirken en az 19’u kentsel ve kırsal alanlarda yaşanan ihmaller sonucu boğularak, üzerlerine devrilen cisimler sonucu ezilerek ya da düşerek yaşamını yitirdiği öğrenilmiş. 2022 yılında yaşamını yitiren mülteci çocukların en az 14’ü ise sınırdan geçiş yaparken boğularak yaşamını kaybetmiş.
Rapora göre Türkiye’de Ulusal Engelli Veri Sistemi’ne kayıtlı çocuk sayısı yaklaşık 260 bin. Çeşitli özel gereksinimleri olan çocuklar, temel insan haklarına erişmede birçok engel ile karşı karşıya kalmakta. FİSA Çocuk Hakları Merkezi’nin elde ettiği verilere göre 2022 yılında en az 13 engelli çocuk ev kazalarında, yangınlarda ve şiddet sonucu yaşamını kaybetmiş.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da yaşam kayıplarından en az 150’si kırsal kentsel alanda yaşanan sulak alana düşme, barajda yüzerken boğulma gibi olaylar nedeniyle gerçeklemiş. Uyarı levhalarının asılmasından, fiziksel güvenliğin sağlanmasına kadar çok basit tedbirlerle önlenebilecek bu ölümler yaz aylarında artmış.
Raporda yer alan verilerin sadece bir sayı olmadığını, okuyup geçilemeyeceğini, her birinin bir yaşam olduğunu ve o yaşam kaybının ardından o çocuğun ebeveynleri, kardeşleri başta olmak üzere yakınları için hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını, ağırlığını, zorluğunu şair Haydar Ergülen bir yazısında şöyle anlatır:
“Bir çocuğun ölümü yalnızca kendi ölümü değildir, başka çocukların da ölümüdür. Onun ölümüne neden olanların çocuklarının da ölümüdür. Bir çocuğun ölümü ağırdır, uzundur, yazılması zordur. Bir çocuğun ölümü büyüktür ve çocuk ölür, ölümü büyür. Ölümün büyüdüğü bir yerde ise her şey küçülür, ülke de, cennet de, hayat da, gelecek de, düşler de. Büyükler mi? Onlar zaten küçüktür”.
Peki yazması şairin dediği kadar zorsa, bu ağırlığı yazmanın, raporlaştırmanın faydası ne? FİSA Çocuk Hakları Merkezi bu raporu; konuyu görünür kılarak, kamuoyunun dikkatini çekerek ve kamunun yükümlülüklerini hatırlatarak, çocuk haklarına ilişkin politikalarda, otoritelerin tutum ve davranışlarını değiştirmede olumlu yönde değişiklik sağlamak amacıyla hazırladığını söylüyor. Evet Merkez haklı, çocukların yaşamını nasıl kaybettiği bize onların sağlıklı, onurlu, mutlu ve barış içerisinde nasıl yaşayacağını da gösterir.
FİSA Çocuk Hakları Merkezi ayrıca, bu raporu oluşturan verileri medya takibi yaparak elde ettiğini vurguluyor, ihlalleri haber yapan, takip eden gazetecilere teşekkür ediyor ve ekliyor: Basın ve ifade özgürlüğü çocukların yaşam hakkını korunmasını sağlar, onları özgürleştirir. Aslında yalnızca çocukların mı? Değil tabii ki… Hepimizin özgürlüğü buralardan geçiyor. Dolayısıyla her seçim öncesinde olduğu gibi Salı günü gazetecilere, hukukçulara ve sanatçılara yönelik yapılan gözaltılar da sadece onlara değil aslında hepimize yönelik…