İstediği kadar kuralları olsun ve hatta bu kurallara uyulsun; savaşlar, çatışmalar dünyanın her yerinde öldürür, en çok da çocukları… Çocuklar öldürüldükçe dünya kapkara olur. Güneş doğsa da bu karanlık geçmez.
75 yıldır devam eden Filistin-İsrail çatışmasının, Filistin işgalinin geldiği nokta, dünyanın en büyük acılarının yaşandığı, ‘bir daha asla!’ cümlesinin kurulduğu soykırımının zamanlarını aratmıyor. Son olarak İsrail’in Gazze’de bombaladığı hastane ve dünyanın -hepimiz dahil- bunu seyretmesi -bir arkadaşımın dediği gibi- bizi ‘medeni(!)’ dünyadan barbarlığa fırlatıyor.
Bu yaşanılanların bir gün hesabı verilir mi, bu barbarlığa maruz kalanların içleri bir gün soğur mu, bir gün Filistin halkı özgürleşir mi bilmiyorum. Bildiğim dünyanın neresinde ve hangi sebeple olursa olsun çocukları öldürenlerin, kim olursa olsun cezasız kalmaması gerektiği.
Bugün Diyarbakır’da da 12 yaşında öldürülen bir çocuğun davası görülecek. Karar çıkması beklenen duruşma, 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in öldürülmesine ilişkin davanın belki de son duruşması.
Hatırlayalım: 12 yaşındaki Helin Hasret Şen, 12 Ekim 2015 tarihinde, sokağa çıkma yasağının uygulandığı Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, yasağın kalktığı sırada, annesi ile birlikte fırına gitmek üzere sokaktayken, zırhlı araçtan açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. Helin ancak bir saat sonra hastaneye kaldırılabildi. Çünkü aralıksız ateşe devam edildiğinden sokaktan bir türlü alınamadı.
Yaşamını kaybetmesinden sonra henüz hiçbir soruşturma işlemi yapılmamış, deliller toplanmamışken, Diyarbakır Valiliği tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Bu açıklamada ‘örgüt üyeleri tarafından kolluk güçlerine saldırı olduğu, saldırı esnasında 12 yaşında bir çocuğun yaralandığı ve tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdiği’ söylendi.
Valilik tarafından yürütülen soruşturmaya kısa bir süre sonra gizlilik kararı getirildi. Adli soruşturmanın yanı sıra sanık polis memuru hakkında da idari soruşturma başlatıldı. Bu süreç 28 Eylül 2017 tarihinde polis memuruna iki yıl kıdem durdurma cezasıyla karara bağlandı. Ayrıca İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan tazminat davasında bakanlığın %85 kusurlu olduğuna hükmedilerek, aileye tazminat ödenmesine karar verildi.
Gizlilik kararı devam eden adli soruşturma ise 12 Aralık 2018 tarihli iddianame ile sanık polis memurunun ‘olası kastla öldürme’ suçundan cezalandırılması istenmesiyle sonuçlandı. Ancak iddianame ‘sevk maddelerindeki hata’ nedeniyle iade edildi.
Dosyanın iade edilmesinden yaklaşık bir yıl sonra 14 Ekim 2019 tarihinde bu defa ‘taksirle öldürme’ suçundan yeni iddianame düzenlendi. Yeni iddianamenin gönderildiği mahkeme sanığın eyleminin ‘olası kastla öldürme suçu’ oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Ve sanık polis memuru ‘taksirle öldürme suçu’ndan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. İlk duruşma 6 Şubat 2020 tarihinde görüldü.
Bugün saat 13.30’da görülecek duruşmadan karar çıkması bekleniyor. Helin Hasret Şen için, orada olmak, adalet talebini bir kere daha yükseltmek, Helin’in annesi Nazmiye Şen’in ‘hiçbir ölüm, çocuk ölümü faili meçhul kalmasın. Yapanlar cezalandırılsın’ talebine de destek verecek.
Dedim ya, dünyanın neresinde olursa olsun, çocukların ölümü tüm dünyayı kapkara yapar. Güneş doğsa bile bu karanlık geçmez… Bu karanlıktan çıkmanın bir yolu da çocukları öldürenlerin cezasız kalmaması.
Cezasızlıkla Mücadelede Güç Birliği Ağı’nın da takip ettiği duruşma, 19 Ekim 2023 günü, saat 13.30’da, Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde.