Alexandria Villasenor, Carl Smith, Catarina Lorenzo, Chiara Sacchi, Greta Thunberg, Iris Duquesne, Raina Ivanova, Raslene Joubali, Deborah Adegbile, Ayakha Melithafa, Ridhima Pandey, Carlos Manuel, Litokne Kabua, David Ackley, Ranton Anjain…
ABD, Almanya, Fransa, Brezilya, Arjantin, Hindistan, Nijerya, Güney Afrika, İsveç, Tunus, Palau ve Marshall Adaları’ndan, yaşları 15-18 arasında değişen bu çocuklar iki yıl önce BM Çocuk Hakları Komitesi’ne bir başvuruda bulunmuştu.
Başvuruda Türkiye, Almanya, Fransa, Brezilya ve Arjantin iklim değişikliğine karşı yeterince önlem almayarak BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ihlal etmekle suçlanmıştı. İki yıl boyunca görülen davada söz konusu ülkeler yapılan başvuruya karşı bir savunma yaptılar. Bu savunmada beş ülke de iklim krizine karşı planları olduğunu, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını söyledi.
Komite aynı zamanda çocukların kendilerine başvuru yapmadan önce ülkelerinde iç hukuk yollarını tüketip tüketmediklerine baktı. Çünkü BM Çocuk Hakları Komitesi’nin bu şikayet mekanizması çocuklara ancak ülkelerindeki iç hukuk yollarını tükettikten sonra başvuru olanağı sağlıyordu. Evet, başvuruda iç hukuk yolları tüketilmiş değildi ancak söz konusu ülkelerdeki iç hukuk yollarının etkisiz olması çok önemli bir durumdu. Bu yüzden çocukların avukatları Türkiye’den insan hakları hukukçuları Kerem Altıparmak ile Başak Çalı’dan uzman görüşü istedi. Altıparmak ve Çalı da Türkiye’de çocukların bireysel başvuru yapabilecekleri mekanizmaların neredeyse hiç olmadığını, var olanların da etkisiz olduğunu belirtti.
İki yıl devam eden bu süreç 11 Ekim’de sonuçlandı. BM Çocuk Hakları Komitesi, beş ülkenin kendi sınırları içindeki emisyonlarının sınırları dışındaki çocuklara da ciddi zararlar verdiği ve yasal olarak bu ülkelerin sorumlu olduğu yönündeki argümanları kabul etti. Komite çocukların iklim krizi sebebiyle yaşam, sağlık ve kültürel haklarına yönelik öngörülebilir risklerle karşı karşıya olduğunu da tespit etti. Tüm bu yorumlarıyla Komite bu tür davalarla ilgilenebileceğini açıklamış oldu.
Komite’nin bu kararı devletlere, sınırlarının dışındaki çocuklara yönelik de insan hakları yükümlülüklerini vermesi açısından oldukça önemli.
Ancak 18 kişiden oluşan BM Çocuk Hakları Komitesi başvuruyu usul yönünden kabul etmedi. Çocukların kendilerine başvurmadan önce ülkelerindeki iç hukuk yollarının tüketmemiş olması sebebiyle, başvurucuların önce kendi ülkelerindeki mahkemelere başvurmaları gerektiğini savunan beş devletin argümanını haklı buldu.
Kararın ardından başvurucu çocuklardan Alexandria Villasenor, Komite’nin bu kararından dolayı gelecekte, yani iklim krizi şiddetlendiğinde, ellerinde bir şans varken doğru bir şey yapmadıkları için pişman olacağını düşündüğünü belirtti. Alexandria ayrıca çocukların giderek iklim krizinin ön saflarında yer aldığını ve iklime bağlı ölümlerin yüzde 80’inden fazlasını çocukların oluşturduğunu ekledi ve “Yine yetişkinler bizi koruyamadı” dedi.
Bir diğer başvurucu çocuk Ayakha Melithafa ise “Komite’nin kararı beni hayal kırıklığına uğrattı ama geleceğim için mücadele etmek için mevcut tüm platformları kullanmaya her zamankinden daha kararlıyım” diyerek vazgeçmediklerini vurguladı.
Catarina Lorenzo da kanıtlara ve yaşanmış gerçek hikayelerine karşın Komite’nin davayı kabul etmemesinin hayal kırıklığı ve endişe yarattığını söyledi. Lorenzo “Bir krizle, iklim kriziyle karşı karşıya olduğumuz bir gerçek. Buna rağmen Komite, bizim bu krize karşı çaresiz kaldığımız bir zamanda başvurumuzu kabul edilebilir görmediği için endişeliyim” dedi.
Iris Duquesne ise aslında karara çok şaşırmadığını söyledi. “Hükümetlerin ve yetkililerin iklim krizini tekrar tekrar görmezden geldiğini görmüştük ve bu karar da bir istisna değil” dedi. Ancak Iris, iklim adaleti mücadelesinin bitmediğini Komite’nin yardımı olsun ya da olmasın, bu konuda mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Evet, çocuklar iklim krizine karşı endişeliler. Ancak bir o kadar ve belki daha da fazla “kararlılar.” Vazgeçmiyorlar. Bize düşen de sanki “vazgeçmemek” konusunda onlardan ilham almak ve “iklim adaleti” mücadelelerine destek olmak. Bu konudaki ilk adım da Komite’nin istediği iç hukuk yollarını tüketmek olabilir.