Yerel seçimlerden hemen önce FİSA Çocuk Hakları Merkezi, “Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı 2023 Raporu”nu yayımladı. Rapora göre 2023 yılında Türkiye’de en az 2107 çocuk önlenebilir sebeplerle yaşamını kaybetti. Bu çocukların, cinsiyeti/cinsiyet kimliği tespit edilenlerden 156’sı kız, 301’i oğlan çocuğu. Hayatını yitiren çocukların en az 47’si ise mülteci.
Yaşamını kaybeden çocukların rakamlara, sayılara, verilere indirgenmemesi gerektiği vurgulanan raporda önlenmeyen her bir çocuğun ölümünün başka çocukların ölümünün, başka çocuklukların kaybı anlamına geldiği belirtiliyor.
FİSA Çocuk Hakları Merkezi haklı. Her yıl hazırlanan yaşam hakkı raporlarında çocukların yaşam kaybının nedenleri ortadan kaldırılmadıkça, başka çocuklar aynı şekilde ölmeye devam ediyor. Önceki yıllarda çocukların ölümüyle ilgili failler ceza almadıkça da bazen aynı bazense benzer failler bu kez başka çocukların yaşam hakkını ihlal edebiliyor.
2023 yılı çocuklar için de oldukça zor bir yıldı. Başta 6 Şubat Depremleri ve sonrasında yaşananlar çocukların hak ve özgürlüklerini doğrudan etkiledi. FİSA Çocuk Hakları Merkezi de 2023 raporunda yer alan can yakıcı verilerin bu yaşananların en kötü sonucuna işaret ettiğini söylüyor.
Raporda 2017 çocuktan 23’ü kamu görevlilerinin ihmali sonucu gerçekleşen yaşam ihlallerinde hayatını kaybetmiş. Yani çocuklar sağlık, eğitim, bakım, ulaşım hizmeti alırken ve spor etkinlikleri sırasında kamu görevlilerin ihmaline maruz kalmış.
35 çocuk ise şiddet nedeniyle yaşamını yitirmiş. Bu çocukların en az 7’si toplumsal cinsiyet temelli şiddete, en az 15’i ev içi şiddete ve en az 5’i çocuk cinayetlerine maruz bırakılmış. En az 9 çocuk ise akran şiddeti nedeniyle hayatını kaybetmiş. Bu durum net bir veri olmasa da basına da yansıyan vakalardan dolayı gittikçe arttığı düşünülen akran şiddetinin önemsenmez ve önlenmez ise nasıl da ölümle sonuçlanabildiğini açık ediyor. Bu konuda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun verisi oldukça çarpıcı. TÜİK tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre; Türkiye genelinde 10 Ekim – 16 Aralık 2022 tarihleri arasında 6-17 yaş arası çocukların yüzde 13,8’i ayda en az birkaç kez akranları tarafından zorbalığa maruz kalıyor.
Bu yıl raporda vurgulanan bir başka yaşam hakkı ihlali ise intihar. Rapora göre 2023 yılında en az 20 çocuk intihar sonucunda yaşamını kaybetmiş. Çocuk ve gençlik intiharlarına ilişkin de TÜİK’in verisi çok çarpıcı. TÜİK’e göre 2022 yılında toplam 491 çocuk, 2021 yılında ise -15 yaş altı 71 çocuk olmak üzere 377 çocuk intihar etmiş.
İntiharı önlemenin en etkili yollarından biri önleyici ruh sağlığı hizmetleri alabilmek. Kamu tarafından verilen ruh sağlığı hizmetleri çok yetersiz. Bu hizmeti özelde almak ise çok pahalı. Ekonomik krizin yaşandığı son yıllarda bu durumun çocuklara bedeli gerçekten çok ağır olabiliyor.
Ekonomik krizin bir başka etkisi de çocuk işçiliği. Rapora göre 2023 yılında gittikçe ağırlaşan ekonomik koşulların etkisiyle daha uzun saatlerde, çok daha kötü koşullarda ve kayıt dışı çalışan çocuklardan en az 45’i iş cinayetleri sebebiyle yaşamını kaybetmiş.
Her yıl sistematik olarak kentsel ve kırsal mekanlarda gerçekleşen olaylarda, yani; su kanallarına, kent içinde kapatılmayan inşaat çukurlarına, rögar kuyularına vb. düşerek yaşamını kaybeden çocuk sayısı ise 53.
Raporun hemen yerel seçimler öncesinde yayınlanması çok önemli. Çünkü çocuk haklarına dayalı bir çocuk politikası olmayan bir ülkede; yerel yönetimlere çok daha fazla iş düşüyor. Yerel yönetimlerin çocukların yaşadıkları sorunlarla ilgili sağlayabileceği çok fazla olanak söz konusu. Bu olanakları hayata geçirmek bir lütuf de değil zaten. Tarafı olduğumuz BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin bir yükümlülüğü…
31 Mart 2024 yerel seçimlerinin sonucunda oluşan “değişim talebi” son derece umut verici. Bizlere düşen talebin peşine düşmek, yerel yönetimlerin hak temelli politika ve uygulama gerçekleştirmelerine ve bunun çocukların hayatında somut dönüşümler yaratmasına katkı vermek. Ancak dün itibariyle anladık ki bu hiç yeterli değil. Şu an yapmamız gereken başta Van olmak üzere; saygı duyulmayan, ele geçirilmeye çalışılan halkın iradesine sahip çıkmak. Yoksa, bunun bedelini yine çocuklar; çocuğun yaşam hakkı raporlarında bir veri olarak yer alarak ödemeye devam edecek…