14 yaşındaki zihinsel ve bedensel engelli çocuğu istismar eden A.D, ATK’nin raporuna rağmen 1 hafta cezaevinde kalmasına rağmen serbest bırakıldı. Karara tepki gösteren aile, ‘şahsın tutuklanmasını, en ağır cezanın verilmesini istiyoruz’ dedi
14 yaşındaki zihinsel ve bedensel engelli B.U akrabası A.D.’nin (53) cinsel istismarına maruz kaldı. Maraş’ın Pazarcık ilçesinde, 6 Ekim 2019 tarihinde gerçekleşen olay, B.U’nun durumu birgün sonra dedesi H.U’ya anlatmasıyla ortaya çıktı. B.U.’nun beyanları üzerine A.D. gözaltına alındı. A.D., daha sonra sevk edildiği Pazarcık Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
Bir hafta tutuklu kalan A.D., avukatının tutukluluğa itiraz etmesiyle Maraş 2’nci Sulh Ceza Hâkimliği tarafından adli kontrol şartıyla tahliye edildi. A.D.’nin tahliye edilmesine ise, B.U hakkında Necip Fazıl Kısakürek Devlet Hastanesi’nin düzenlediği raporda geçen “Fiili livata yok” beyanı gerekçe gösterildi. Bunun üzerine B.U.’nun tişörtünden ve iç çamaşırından alınan örnekler A.D.’nin DNA’sıyla karşılaştırılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderdi.
İstanbul ATK’nin 30 Ocak 2020 tarihli raporunda, incelemeye gönderilen tişört ve iç çamaşırında sperm hücrelerinin görüldüğü ve hücrelerin A.D.’den alınan DNA’yla uyumlu olduğu kaydedildi.
Bunun üzerine B.U.’nun ailesinin avukatları, A.D.’nin tahliye edilmesine itiraz etti. 16 Mart günü itirazı kabul eden savcılık, A.D.’yi tutuklama istemiyle Maraş 2’nci Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk etti. A.D., hakimlikte olayı kabul etmezken, avukatları ise B.U.’nın giysilerinde tespit edilen sperm hücrelerinin A.D.’nin kaybolan bir iç çamaşırından aktarıldığını ileri sürdü.
Aileden karara tepki
B.U.’nun aile avukatları, A.D.’nin tutuklu yargılanmasını talep etti. Ancak, adli kontrol şartlarının yeterli olacağını belirten mahkeme heyeti, A.D.’nin yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Karara tepki gösteren B.U.’nun dedesi H.U., A.D.’nin olayı anlatmaması için torununu tehdit ettiğini söyledi. Dede. H.U., olaydan kaynaklı torununun psikolojisinin bozulduğuna dikkati çekerek, “Bize saldırmaya kalkıyordu. Babasına saldırdı. Biz de özel bir yurda verdik. Özel bir yurtta doktor kontrolünde kalıyor. Biz bu rapora rağmen bu kararı beklemiyorduk. Avukatlar bile şaşırdı. Biz şahsın tutuklanmasını, en ağır cezanın verilmesini istiyoruz. Beni tehdit ettiler. Kardeşi beni arayıp tehdit etti. Bunlar böyle bir şeyin olacağına inanmıyordu. Ama rapordan sonra onlarda bir şey diyemiyor” diye konuştu.
ATK raporunun delil olduğunu vurgulayan dede H.U., A.D.’nin bir an önce cezalandırılmasını istedi.
İSTANBUL