Pasûr’da 12 yaşındaki çocuğa sistematik tecavüzde bulunan 21 fail hakkında verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı. Karara şerh düşen üyelerden biri dosyadaki raporlardan birine dikkat çekerek, olayın sabit olduğunu kaydetti ancak heyetin diğer üyeleri çocuğun ‘geç bildirmesini’ beraat gerekçeleri arasında saydı
Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde 2014 ve 2015 yılları arasında 21 erkek tarafından tecavüze uğrayan 12 yaşındaki çocuğun şikâyeti üzerine açılan davanın 28 Eylül’de Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasının gerekçeli kararı açıklandı.
Bütün failler beraat etti
28 Eylül’de görülen davada Tutuksuz yargılanan failler Bayram Baran, Raydin Eren, Bünyamin Can, Emrah Zengin, Erhan Oruç, Ersin Şahin, Mehmet Şahin, Mustafa Şahin, Fuat Gülsün, Hüseyin Çelik, Mehmet Kara, Mehmet Taş, Melik Seyitvan, Akif Kahraman, Mustafa Yıldız, Yakup Alu, Selahattin Avcı, Serhat Eren, Uğur Kahraman, Yücel Akdeniz ve Mustafa Altın hakkında “delil yetersizliği” iddiasıyla beraat kararı verildi.
Çocuğun beyanı esas alınmadı
8 yıla yakındır süren davada ilk kez 11 Nisan 2019’da mütalaa verilerek faillere ceza istendi. Ancak birçok celsede heyet değişikliği gerekçesiyle dosya yeniden incelenip duruşmalar ertelenerek, sürüncemede bırakılırken, gerekçeli kararda ise “çocuğun beyanlarını esas alınmadığını” da da ortaya çıktı.
Olaylar ve tarihler net değil dendi
Verilen gerekçeli kararda, sanıkların ifadeleri esas alınarak, “Mağdura yönelik gerçekleştirildiği isnad olunan hürriyeti tehdit ve cinsel istismar eylemlerinin olmadığını beyan ettikleri… Mahkememizde dinlenen tanıkların ise görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, ayrıca olayların intikal şekli ve zamanı yönünden mağdur tarafından verilen beyan içeriklerine bakıldığında iddia edilen olayların anlatımlarında mekân ve tarih bilgilerinin açık ve net olmayıp çelişki içerdiği…” denildi.
Çocuğun geç bildirmesi gerekçe yapıldı!
Yine çocuğun beyanlarının ‘hayatın olağan akışına aykırı’ olduğu savunulan kararda, çocuğun olayı geç bildirmesi de “şüpheli” görüldü. Kararda, “13 Haziran 2014 ile 31 Mart 2015 tarihleri arasında gerçekleştiği iddia olunmakla, kesin tarihlerinin belirsiz olduğu, mağdur beyanlarında tarih ve yere ilişkin ayrıntı yer almadığı… Diğer yandan mağdurun, müsned suç tarihindeki yaşı göz önüne alındığında iddia olunduğu gibi çok sayıda eylemlere maruz kaldığının beyan edilmesi karşısında beyanına göre müsned eylemlerin meydana gelmesinden uzunca bir zaman sonra olayın adli mercilere intikal etmesi olgusunun hayatın olağan akışına aykırı olduğu… Suç tarihi ile şikâyet tarihi arasında uzunca bir sürenin bulunduğu bu haliyle mağdur ifadelerinin somut delillerle desteklenmediği… mağdurun soruşturma ve kovuşturma aşamasında verdiği çelişik ve soyut beyanları dışında somut, ikna edici, cezalandırılmalarına yeterli bir delile rastlanılmadığı anlaşılmıştır” denildi.
Ruh sağlığı başka şeyden bozulmuştur dendi
Kararda, raporların yeterli olmadığı ifade edilerek, çocuğun ruh sağlığının başka nedenlerden bozulmuş olabileceği savunuldu ve şöyle denildi: “Ayrıca mağdurun sanıkları tümüyle teşhis de edemediği, öte yandan dosya içerisinde mağdurun ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin rapor mevcut ise de ruh sağlığı bozukluğunun, başka şekil ve kişilere ilişkin olarak meydana gelmesinin mümkün ve muhtemel görüldüğü… Mağdur hakkında benzer konu ve olaylar ile ilgili olarak başka dosyaların da bulunduğu, bu davalar nedeniyle ruh sağlığının bozulma ihtimalinin varlığı…”
Oy çokluğu ile karar
Beraat kararı ise şekilde gerekçelendirildi: “Nitekim yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların müsned suç eylemlerinden cezalandırılmalarını gerektirir, her türlü şüpheden uzak, mahkûmiyetlerine yeter kesin delil bulunmadığı anlaşılarak isnat edilen suçlar sübut bulmadığından ve mahkememizde; atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğine yönelik tam bir vicdani kanı oluşmadığından sanıkların üzerlerine atılı ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve on iki yaşını tamamlamış çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçlarından ayrı ayrı beraatlarına hüküm kurulmasına oy çokluğu ile kanaat edilmiştir.”
Bir üye şerh düştü
Verilen karara ilişkin mahkeme üyelerinden biri şerh düşerken, üye, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor, 1 Haziran 2022 tarihli Adli Tıp 6’ncı İhtisas Dairesi Raporu, Diyarbakır ÇİM’de alınan raporlar ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında faillerin çocuğa karşı eylemlerinin sabit olduğu ve faillerin sübut bulan eylemlerine uyan “nitelikli cinsel istismar” ve “kişi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından cezalandırılmalarına karar verilmesi kanaatinde olduğunu belirtti ancak yine de beraat verildi.
Haber: Şehriban Aslan / JINNEWS