M.E.A. adlı yurttaşın gözaltına alınırken askerilerin havaya dakikalarca ateş açması ve kadınları darp etmesine binlerce kişi tepki gösterdi. Görüntülerin 1992’de Cizre Newrozu’nda çekilen görüntülere benzediğini ifade eden sanal medya kullanıcıları, yazarlar, yaşatılanın zulüm ve insanlık dışı olduğunu dile getirdi
Van’ın Başkale (Elbak) ilçesi Xaşkan Mahallesi’ne bağlı Sersul mezrasında bir soruşturma kapsamında arama kararı bulunan M.E.A. adlı yurttaşı gözaltına alan özel askeri birlikler havaya dakikalarca ateş açtı. Yaşananlara tepki gösteren kadınlar ise askerler tarafından darp edildi. Köylüler tarafından çekilen görüntülerde M.E.A’nın evinin etrafını saran çok sayıda askerin havaya ateş açtığı ve yaka paça gözaltına aldığı görülüyor.
Valilik görüntüyü savundu
Konuya ilişkin açıklama yapan Van Valiliği, M.E.A. isimli yurttaşın gözaltına alınma sırasında askerlerin dakikalarca havaya ateş açması ve kadınların darp edilmesine ilişkin açıklama yaptı. Valilik, yaşanan işkence görüntülerini savundu. Gözaltına alınan yurttaşın 5 ayrı arama kararının olduğunu ileri süren Valilik, şu açıklamayı yaptı: “Şüpheli şahsın yakalanması maksadıyla icra edilen operasyon esnasında meydana gelmiştir. M.E.A.’nın gözaltına alınması sırasında yakınları tarafından jandarma araçlarına taş atılması üzerine, jandarma personeli havaya ateş açarak kalabalığı dağıtmış, şüpheli gözaltına alınarak emniyetli şekilde adli makamlara sevki yapılmıştır. Şüpheli M.E.A. sevk edildiği adli makamlarca tutuklanmıştır.”
‘Zulmün teşhiri’
Görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasıyla binlerce kullanıcı duruma tepki gösterdi. Görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşan HDP Milletvekili Said Dede, duruma tepki göstererek “Kan donduran görüntüler. En son bu ve benzeri görüntüleri Rojava’da çetelerin yaptığı barbarlıkta görmüştük” diye belirtti.
HDP Milletvekili Sezai Temelli de “Bu görüntüler rejimin Kürt halkına yönelik zulmünün teşhiridir. Bu vaka gibi kırk yıldır binlercesi yaşandı; görmezden gelenlerin gözüne girmiştir umarım…” paylaşımında bulundu.
İnsan hakları aktivisti Ahmet Faruk Ünsal da “Kürtler kime oy verecek/vermeli tartışması yürütenlerin, kürtlerin nelerle karşılaştığını görmesi için aşağıdaki videoyu izlemelerini tavsiye ediyorum” paylaşımında bulundu.
‘Kaybettikçe Kürtlere saldırıyor’
Yapılanın zulüm olduğunu dile getiren HDP Milletvekili Murat Sarısaç da “Sıradan bir gözaltı için bile halka yaşatılan zulme iyi bakınız. Sıkılan kurşunlar, darp edilen kadınlar ve dahası. Bunlar Kürt coğrafyasında oluyor diye mi bu duyarsızlık? Bunun adı zulümdür!” diyerek duruma tepki gösterdi.
HDP Milletvekili Muazzez Orhan ise “Gazze şeridi değil Elbak! (Başkale/Van) İsrail askeri değil faşist AKP’nin güvenlik güçleri! Savaş değil gözaltı! AKP diktatörlüğü kaybettikçe Kürtlere, kadınlara saldırıyor. Bu halkı korkuyla sindireceğini sananlar bu halkı hiç tanımamıştır?” diyerek yaşananlara tepki gösterdi.
ÖHD: Takip edeceğiz
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi de konuya ilişkin sanal medya hesaplarından paylaşım yaparak, “Sersul mezrasında K.A adlı yurttaşı gözaltına almak için gelen kolluk kuvvetleri havaya dakikalarca ateş açmış, iddiaya göre duruma itiraz eden kadınları da darp etmiştir. Kürdistan’da bir yurttaşın gözaltına alınması için kolluk tarafından gösterilen hukuka aykırı muameleler kamuoyunca bilinmektedir. Yapılan muameleyi kınıyoruz. Kolluğun Sersul Mezrasında köy halkına karşın hukuka aykırı muamelesi ve hak ihlallerinin tespiti için tarafımızca ziyaretler yapılarak kamuoyu bilgilendirilecektir” ifadelerine yer verdi.
‘İnsanlık dışı görüntüler’
Yazar Bedel Boseli ise söz konusu görüntülerin 1992’de Cizre’de çekilen görüntüleri hatırlattığını söyledi. Boseli paylaşımında, “Yıllar geçse de Türkiye devletinin Kürtlere uyguladığı zulüm hep aynı! 2020’de Van’ın Elbak (Başkale) ilçesinde çekilen görüntüler, Cizre’deki 1992 yılı görüntülerini hatırlattı. Türk askeri, Kürtleri gözaltına alıp kadınlara şiddet uygularken aynı insanlık dışı görüntüler…” ifadelerine yer verdi.
Cizre’de ne olmuştu?
Boseli’nin işaret ettiği 1992’de Cizre’deki görüntüler Newroz’da çekilen görüntülerdi. 1992’larda bölgedeki baskılara rağmen Newroz günü Cizre’nin Nur, Cudi ve Yafes mahallelerinden müzik ve halaylar eşliğinde toplanan yüzlerce kişi Newroz alanı olan Cizre mezarlığına gitmek üzere yürüyüşe geçti. Nusaybin caddesine gelindiğinde askerler ve polisler kitlenin daha fazla ilerlemesine izin vermedi. Halkın direnmesi ve Newroz’u kutlama kararlılığı üzerine bir panzerden halkın üzerine ateş açıldı. İlk açılan ateşte onlarca kişi öldü ve yüzlerce kişi yaralandı. Yaralananların hastanelere gitmesine izin vermeyen kontrgerilla, o şekilde insanları gözaltına alıp işkenceden geçirdi.
100’den fazla kişi öldürüldü
22 Mart’ta da Cizre’de fiilen sokağa çıkma yasağı uygulanırken Kadıoğlu Oteli’nde kalan bir grup gazeteci, durumun nasıl olduğunu anlamak için ellerinde fotoğraf makineleri ve beyaz bayraklarıyla sokağa çıkmaya çalıştı. Gazeteciler sokağa adım atar atmaz kontrgerilla tarafından ağır silahlarla üzerlerine ateş açıldı. Sabah gazetesinde çalışan İzzet Kezer isimli gazeteci açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. Resmi kaynaklara görke 57, gayrı resmi kaynaklara göre ise 100’den fazla kişi ölmüş, yüzlerce insan yaralanmış, gözaltına alınmış, işkenceden geçirilmişti.
Halkın Cizre’de Newroz kutlamasına katliamla, işkenceyle karşılık verildi
HABER MERKEZİ