Cizîr’de sokağa çıkma yasaklarında hayatını kaybedenlerin dosyalarıyla ilgili avukat Hüseyin Tül, AYM’nin ‘yaşam hakkı ihlal edilmedi’ yönünde karar verdiği ve dosyaları AİHM’e taşıdıklarını söyledi
14 Aralık 2015’te, Şırnex’ın Cizîr (Cizre) ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında 177’si bodrumlarda olmak üzere, toplam 288 kişi katledildi. 79 gün süren yasakların ardından ise yakınlarını kaybeden aileler, hukuki yollara başvurarak katillerin yargılanmasını istedi.
Ailelerin yerel mahkemelere yaptığı başvurular ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ gerekçesiyle reddedilirken, ret kararlarına yapılan itirazlar da sonuçsuz kaldı. Ret kararlarının ardından Anayasa Mahkemesine (AYM) yapılan başvurular 8 yıl sonra AYM’den geri döndü. Yakınlarını kaybeden aileler ise şimdi dosyaları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyor.
AİHM’e taşınan dosyaların takibini yapan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarından Hüseyin Tül, hukuki süreci Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer Akın’a değerlendirdi.
‘AYM, ölümcül güç kullanmak zorunlu, dedi’
Sokağa çıkma yasaklarında katledilenlere ilişkin ‘Kişi hürriyeti ve güvenliği’, ‘Kötü muamele yasağı’, ‘Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı’ ile ‘Din ve vicdan özgürlüğü ihlali’ gerekçesiyle AYM’ye başvurduklarını, AYM’nin Temmuz 2022’de Mehmet Tunç, Asya Yüksel, Yasemin Çıkmaz, Serdar Özbek, Mehmet Benzer ve Bişeng Kolanç adına yapılan başvuruları karara bağladığını anımsatan Tül, “AYM, herhangi bir Anayasal hakkın ihlal edilmediğine karar verdi. Bizler de AİHM’e başvuruda bulunduk” dedi.
Farklı tarihlerde olmak üzere son iki ay içerisinde AYM’ye Ruken Alpaslan, Ramazan Biriman, Ramazan Aydın, Serhat Altun, Mehmet Kaplan, Nizar Isırgan, Erdal Kar, Selim Turay, Cengiz Sansak, Mehmet Özkül, Hüseyin Kayaalp, Kenan Adıgüzel ve Zeki Acar adına yapılan başvurularda da karar çıktığını ifade eden Tül, “AYM, ‘yaşam hakkının ihlal edilmediğini, etkili bir soruşturma yürütüldüğünü, ölümcül güç kullanmanın zorunlu olduğunu, görevlileri belirlemenin imkansız olduğunu ifade ederek, Anayasal herhangi bir hakkın ihlal edilmediğine’ karar verdi” diye konuştu.
AYM kararlarının hukuki olmaktan uzak, insan haklarıyla bağdaşmayan kararlar olduğunu kaydeden Tül, “Bu kararların politik yönü ağır basmaktadır. Kararların gerekçesine bakıldığında, başvurucu iddialarının görmezden gelindiği, devletin iddialarının ise esas alındığı ortaya çıkmaktadır. Bu yönü ile ağır hak ihlaline sebebiyet verenler aklanmıştır” ifadelerini kullandı.
Dosyalar AİHM’e taşınıyor
İç hukuk yollarının tükenmesinin ardından dosyaları AİHM’e taşıdıklarını dile getiren Tül, şu AİHM’e giden dosyalara dair şu ifadeleri kullandı:
“6 dosya için AİHM’e başvurusu yapmıştık. Şu an AYM’nin 13 dosya hakkında vermiş olduğu karar ile iç hukuk yolu tükenmiş ve AİHM’e başvuru yolu açılmıştır. Başvurucular adına yakın bir zamanda 13 dosya için başvuru yapacağız. AİHM’e yapmış olduğumuz ve yeni yapacağımız başvurularda nasıl kararlar vereceğini bilemiyoruz. Ancak sokağa çıkma yasağının uygulandığı dönemde yaşanan, başta yaşam hakkı ihlali olmak üzere, ağır hak ihlallerinin hukuki anlamda hesabının sorulabilmesi için bu sürecin takipçisi olacağız.”
‘Tek istediğimiz katillerin yargılanması’
Sokağa çıkma yasağında katledilen yakınları için hukuksal mücadele veren ailelerden biri de Özkül ailesi. Cizîr’de ikinci bodrumda katledilen Star Özkül (19) ve ağabeyi Mehmet Özkül’ün (26) dosyaları AYM’ye taşındı. Star Özkül’ün dosyası hala AYM’de karara bağlanmayı beklerken, Mehmet Özkül’ün dosyası ise 20 Kasım 2023’te karara bağlanarak reddedildi.
AYM’nin dosyayı reddetmesine tepki gösteren baba Selim Özkül, dosyayı AİHM’e götüreceğini söyleyerek, yaşananlara dair, “Oğlum Star yeni nişanlanmıştı. Düğün hazırlıkları yapıyorduk. Sonra ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Oğlum muradına eremedi. Çocuklarımız sivil insanlardı. O günlerde büyük bir zulüm ve haksızlık vardı. Her yeri tankla, topla vuruyorlardı. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı herkesi vuruyorlardı. İnsanların evlerini başlarına yıkıyorlardı. Çok insan evlerin enkazında kaldı” ifad3elerini kullandı.
“Çocuklarımı devlet öldürdü ama bunu kabul etmiyor” diyen baba Özkül, sorumluların cezalandırılmasını istedi. Özkül, “Onlar cezalandırılsın ki bir daha kimseye bu zulmü yapamasınlar. Devlet, katlettiğini kabul etmese de bizler doğruyu biliyoruz. Ölsek bile hakikat unutulmaz. Herkesin bu hakikate sahip çıkması ve mücadele etmesi gerekiyor” diye belirtti.
HABER MERKEZİ