İskoçyalı sanatçı Pinkie Maclure, kişisel imge ve hikâyelerden yola çıkarak yarattığı işleri ile karanlık anılarından çekip çıkardığı anları, geçmiş ile geleceği, Ortaçağ ve Rönesans sanatına dair referansları; modern dünyanın bitmek bilmeyen mücadeleleri içinde kaybolmuş ve doğal dünyanın güzelliğinden kopmuş insanlara dair hikâyeleri bir araya getiriyor. Maclure’un ilham kaynakları arasında kolaj teknikleri, dekoratif zanaatkarlık, İskoçya doğası, erken dönem Flaman sanatı gibi alanların yanı sıra Paula Rego, Margaret Macdonald Mackintosh ve Pina Bausch gibi isimler bulunuyor. Bir dönem ilgisini müziğe çevirerek önce Paris’e sonrasında ise Londra’ya yerleşen ve bu şehirlerdeki işgal evlerinde yaşamaya başlayan Pinkie Maclure, 25 sene içerisinde on albüm kaydetmesine rağmen müzik alanında ismini duyurmayı pek başaramadı.
‘İzleyiciyi manzaraya çekmek’
Bantmag’ın aktardığına göre, müzikle uğraşmaya devam eden Pinkie Maclure, detaylarında kaybolabileceğiniz her biri uzun sürelere yayılarak üretilen vitray işlerine olan yaklaşımını ise şu şekilde tanımlıyor: “İncil hikâyelerinin kilise ve katedraller pencere vitraylarındaki anlatımı gibi ben de kendi fikirlerimi, karanlık veya komik hikayelerimi vitraylara aktarmaya; bu anlatılar üzerinden içinde yaşadığım hasarlı dünyayı ve insanlar ile mekânlar arasındaki mücadeleyi anlamaya çalışıyorum. İzleyiciyi ilk bakışta hoş ve güzel gözüken bir manzaranın içine çekip, onların karşısına detaylarda saklanan şakaları ve paradoksları çıkartıyorum.”
KÜLTÜR SERVİSİ