CİSST’in 1-15 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen 15 günlük cezaevi hak ihlalleri raporunu kamuoyuna sundu. Buna göre 15 gün içerisinde Covid-19 kaynaklı hijyen, yemek, karantina ve hasta tutukluların uğradığı ihlaller ele alındı
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), 1-15 Kasım tarihlerini kapsayan cezaevleri hak ihlalleri raporunu yayınladı. 74’ü kapalı, 46’sı açık olmak üzere 120 cezaevinden başvuru alındığı belirtilen raporda, cezaevlerinde kapasite sorununun devam ettiği, bu nedenle ciddi sorunların yaşandığı kaydedilerek, koğuşların kalabalık, yatakların birbirlerine yakın mesafede olduğu, sosyal mesafe olmadığını, açık cezaevlerinde farklı koğuşlarda kalan tutukluların ortak alanlarda ve yemekhanelerde bir araya gelmek zorunda kaldıklarını aktarıldı.
6 aydır dezenfekte edilmeyen koğuşlar var
Salgının başlangıcında cezaevlerinin belli aralıklar ve düzenli şekilde dezenfekte edildiği ancak son zamanlarda azaldığı belirtilen raporda, 6 aydır dezenfekte edilmeyen koğuşlar olduğu bilgisi paylaşıldı. Koridorlara dezenfekte malzemesi koyan cezaevlerin sayısının oldukça az olduğu ifade edilen raporunda devamında, “Bazı hapishanelerin ortak kullanım alanlarının duvarlarına, koridorlara dezenfektan düzeneklerinin eklendiği, bazı hapishanelerde bazı koğuşların karantina koğuşuna çevrilmesi sebebiyle diğer koğuşların kalabalıklaştığı, kalabalık sebebiyle koğuşlarda temiz hava akışının sağlanamadığı, bazı kapalı hapishanelerde koğuş pencerelerinin küçük olması sebebiyle yeterince havalandırılamadığı, bazı hapishanelerde havalandırmaların keyfi olarak geç açıldığı ve erken kapatıldığı, havalandırmanın kapatılmasının temiz hava imkanlarını asgariye indirdiği, bazı hapishanelerde infaz koruma memurlarının sosyal mesafe kurallarına uymadan üst araması ve koğuş araması yaptıkları belirtildi.
Maske ve temizlik ürünleri verilmiyor
Bazı cezaevlerinde koğuşlara sabun, çamaşır suyu ve dezenfektan ücretsiz dağıtılırken, bazı cezaevlerinde ise bu malzemelerin ücretsiz dağıtılmadığı aktarılan raporda, “Ücretsiz dağıtılan malzemelerin sınırlı ve ihtiyacı karşılama konusunda yetersiz. Bazı hapishanelerde telefon görüşmesi yapan mahpuslara maske verildiği, bazı hapishanelerde ise mahpuslar talep etmelerine rağmen, telefon görüşmesi veya koğuştan çıktıkları diğer alanlarda maske verilmediği, bazı hapishanelerin kantinlerinde maske satılmadığı, ücretini ödeyerek maske almak isteyen mahpuslara da bu imkânın sağlanmadığı, bazı hapishanelerde ücretsiz temizlik malzemesinin sağlanmadığı, ücretini ödeyemeyen, maddi durumu iyi olmayan mahpuslara da malzeme sağlanmadığı, birçok hapishanede tuvaletlere temizlik ve hijyen malzemelerinin konulmadığı, banyoların kirli olduğu, lavabo sayısının az olduğu, bazı hapishanelerde suların kirli ve kullanılamaz olduğu, suların sık sık kesildiği, sıcak suyun sınırlı ve belirli zamanlarda verildiği, kişisel hijyenin sağlanmasında sorunlar yaşandığı belirtilmiştir” denildi.
Beslenme sorunu
Bazı kapalı cezaevlerinde verilen yemeklerin kısıtlı, kalitesiz, hijyensiz olduğu ve yemeklerin soğuk verildiği belirtilen raporda, “Yemeklerin tüm mahpusların ihtiyacını karşılamada yetersiz. Tüm bu sorunlar sebebiyle hapishanelerde dağıtılan yemekleri yiyemeyen mahpusların beslenme ihtiyaçlarını kantinden karşılamak zorunda bırakıldıkları, kantindeki ürünlerin pahalı ve ürün çeşitliliğinin az olduğu, diyet yemek verilmediği, diyet yemek veren hapishanelerde ise hastalıklar dikkate alınmadan tek tip diyet yemek verildiği, vitamin ve bağışıklık güçlendirici takviyelerin sağlanmadığı belirtilmiştir” diye belirtildi.
Testler yapılmıyor
Hasta, yaşlı ve risk grubuna giren tutuklular için önlemler alınmadığı, temizlik malzemesinin dağıtılmadığı, tutukluların önlemlerini kendileri aldığına dikkat çekilen raporda, şunlar kaydedildi: “Bazı hapishanelerde doktorun revire gelmediği veya düzenli gelmediği, mahpusların İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı’na revir talepleri için dilekçe yazdıkları fakat cevap alamadıkları, bazı mahpuslar revire çıksalar da tüm ilaçlara erişemedikleri, raporlu ilaçlarını alamadıkları ve tahlillerinin yapılmadığı, risk grubunda olan hasta mahpusların grip aşısı talep ettiği, aşı taleplerinin karşılanmadığı, bazı hapishanelerde hasta mahpuslara ilaçlarının zamanında verilmediği, bazı mahpusların kendilerinde Kovid-19 belirtileri olduğunu düşündükleri, bu sebeple test olmayı talep ettikleri ve test taleplerinin karşılanmadığı, birçok hapishanede hastane sevklerinin ve düzenli tedavi görme olanaklarının olmadığı, bazı hapishanelerde sınırlı sayıda hastane sevki yapıldığı, bazı hapishanelerde hastane randevularının iptal edildiği belirtilmiştir.
Ameliyatlar yapılmıyor
Ameliyat tarihi gelen mahpusların randevularının da hastane sevklerinin yapılmaması sebebiyle ertelendiği, birden çok hastalığı olan mahpusların sadece bir hastalığı için hastaneye sevk edildiği, diğer hastalıkları için sevk edilmedikleri, tedavi olamadıkları ve diğer hastalıkları için tekrar sevk edilmeyi beklediği, birçok hapishanede diş ünitelerinin hizmet vermediği, hapishanelerdeki diş hekimlerinden hizmet alınamadığı, yalnızca antibiyotik ve ağrı kesicilerle tedavilerinin yapıldığı, mahpusların hastane sevkleri yapılamadığı için dişten kaynaklı şikayetlerinin arttığı, revir doktorlarının mahpusların sağlık durumları sebebiyle hastaneye sevk edilmesinin gerekli olduğunu ifade ettikleri hallerde dahi hapishane idarelerinin hastane sevklerini gerçekleştirmediği, uzun zamandır hastane sevki yapılmayan durumu ağırlaşan hasta mahpuslar olduğu, kronik hasta mahpusların hastane sevklerinin uzun zamandır yapılmamasının sağlık sorunlarının artmasına neden olduğu ve bunun durumlarını kritik aşamalara getirdiği, birden fazla mahpusun ringlerde taşınmasının bulaş riskini arttırdığı, mahpusların götürüldükleri hastanelerin bulundukları hapishanelerden uzak olması sebebiyle ringlerde kalma sürelerini ve hastalık riskinin arttığı belirtilmiştir.”
Hasta tutuklular
Ödenmiş T Tipi kapalı Cezaevinde bulunan tutuklu Mehmet Salih Filiz, Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevindeki Deniz Yıldırım, Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevinde olan Abdulsamet Durak, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Mehmet Emin Özkan’ın hasta olduğu belirtilen raporda, yaşadıkları ihlallere de yer verildi.
Diğer ihlal konuları
Alınan yeni önlemlerle birlikte ziyaret hakkı yerine geçen telefon görüşünün haftada bir veya iki kere olmak üzere toplamda 20 dakika yapıldığı, bu görüşmede tutukluların tek bir kişiyle konuşmak zorunda kaldıklarına yer verilen raporun devamında, şu ifadelere yer verildi: “Salgın sürecinde mahpusların aileleriyle diyalog kurdukları araçların sınırlandırıldığı, salgın sürecinde iletişim cezalarının ertelenmediği ve uygulandığı; iletişim cezası sebebiyle mahpusların ailelerini arayamadığı ve bu durumun mahpusları ve aileleri psikolojik olarak olumsuz etkilediği, bazı kapalı hapishanelerde kapalı görüşün gerçekleştirildiği ve olumsuz bir durumla karşılaşılmadığı, bazı hapishanelerde görüş kabinin görüşten önce ve sonra dezenfekte edileceğinin söylendiği, bu nedenle 1 saat sürmesi beklenen kapalı görüşlerin farklı gerekçelerle 35-40 dakika yapıldığı, bu durumun uzak şehirlerden gelen mahpus yakınlarını psikolojik olarak zorladığı, bazı hapishanelerde mahpus yakınlarının havasız, kalabalık salonlarda bekletildiği, görüş süresine kadar dışarıda beklemek isteyen mahpus yakınlarına dışarıda beklemelerine izin verilmediği, bekleme alanlarında suların kesik olduğu, mahpusların aileleriyle açık görüşler yapmak istediği, bu talepleri için başvurular yaptığı fakat açık görüşlerin sağlanamadığı belirtilmiştir.
Yabancı uyruklu, çocuk ve hasta tutuklular
Özel ihtiyacı olan tutukluların yaşadıkları hak ihlalleri ise şöyle sıralandı: “Ağırlaştırılmış müebbet mahpusların aileleriyle görüş gerçekleştiremediği, diğer mahpuslardan farklı olarak telefon haklarının bu süreçte artırılmadığı, ağırlaştırılmış müebbet mahpusların havalandırma saatlerinin azaltıldığı, günde bir saat havalandırmaya çıkarılan mahpusların yeterli temiz hava alamadıkları, tek başına tutulan ve ortak alanlardan diğer mahpuslar gibi faydalanamayan, sosyalleşme imkânı olmayan mahpusların aileleriyle görüşmelerinin de asgariye inmesinin tecrit koşullarını arttırdığı, yabancı uyruklu mahpusların, sınırların kapalı olması sebebiyle para ve kargo alamadığı, yurtdışına telefon görüşlerinin de aksadığı, bazı yerlerde durduğu, yeni başlatılan görüşme hakkından faydalanamadıkları, bazı hapishanelerde radyolarda bulunan AM bandının yasaklanması sebebiyle yabancı uyruklu mahpusların yabancı dilde radyo kanallarına erişemedikleri belirtilmiştir.
Yabancı uyruklu mahpusların, haklarına erişemedikleri, kötü muamele, aşağılama ve ayrımcılığa maruz kaldıkları, bazı yabancı uyruklu mahpusların infaz yasasından faydalanabilmelerine rağmen denetimli haklarını kullanamadıkları, cinsiyet geçiş sürecinde olan trans mahpusların hastane sevklerinin durması sebebiyle cinsiyet geçiş süreçlerine devam edemedikleri, farklı gerekçelerle hormon ilaçlarına erişemedikleri, risk grubunda olan 65 yaş üstü mahpuslar için hiçbir ek önlem alınmadığı, engelli mahpusların salgından kaynaklı farklılaşan ihtiyaçlarını karşılamak için özel bir çalışma veya planlama yapılmadığı, bazı kadın mahpusların koronavirüs önlemleriyle birlikte hapishanede beraber kaldıkları 0-6 yaş arası çocuklarını dışarıdaki diğer ebeveynlerine teslim ettikleri ve aylardır yanlarına alamadıkları bu nedenle hem kadın mahpusların hem de çocuklarının olumsuz etkilendiği, bazı açık hapishanelerde mahpus sayısının az olması sebebiyle mahpusların ağır koşullarda çalıştırıldığı, çalışamayacak durumda olan hasta ve yaşlı mahpusların zorla çalıştırıldığı, mahpus öğrencilerin okulların uzaktan eğitime geçmesi sebebiyle eğitim materyallerine ve hapishanelerdeki bilgisayarlara erişemedikleri, fotokopi çekemedikleri, dışarıdan gönderilen fotokopileri alamadıkları ve eğitimlerine devam edemedikleri belirtilmiştir.”
Raporun tamamına buradan erişebilirsiniz.
HABER MERKEZİ