Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşayan Mihyedîn Duymak, Kürt sanatçı Hozan Şemdin’in bir televizyon kanalında “Dengbêjlerimiz ile çirokbêjlerimiz tarihimizin öykülerini, oyunlarını bir araya toplayıp yazılı hale getirmeliler” çağrısı üzerine 2008’den bu yana yazılı olarak rastlanılmayan Kürt hikayelerini, oyunlarını bir araya getirmeye başlayan bir çîrokbêj (hikaye anlatıcısı) ve dengbêj. Duymak bugüne kadar aralarında çoğunluğu şarkılardan oluşan 32’si hikaye, 38’i oyun olmak üzere 642 Kürtçe eseri yazılı hale getirdi. Daha çok Botan yöresine ait hikayeleri bir araya getiren Duymak, elinde hiçbir yerde yazılı olarak ulaşılamayan hikayelerle oyunları bir kitapta toplamayı amaçlıyor. Duymak hikayeleri toplama sürecini Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’a anlattı. Çalışmalarını daha çok dil üzerine yoğunlaştırdığını belirten Duymak, bir araya getirdiği hikayelerin çoğunun çocukluğunda köyde ailesi ve çevresi tarafından anlatılan hikayeler olduğunu ifade etti. Bir araya getirdiği hikayelerin sadece aklında kalanlar olduğunu da dile getiren Duymak, “32 hikaye var elimde şu an. Çocuk hikayeleri, aşk hikayeleri, savaş hikayeleri şeklinde. Uzun hikayeler var. Kısa olan hikayeler de var. Kitaplaştırılacak şekilde hazırladım” dedi. Yazdığı hikâyelerin net bir tarihi olmadığını ve dilden dile aktarılarak bugüne ulaştığını kaydeden Duymak, bunları yazılı hale getirdiğini ve kitaplaştırmak istediğini söyledi.
Denizde gezmek gibi
“Çirokları, stranları, oyunları yazdığım zaman tek başıma olmayı tercih ediyorum” diyen Duymak, yıllarca sözlü olarak dinlediği hikayelerin, oynadıkları oyunların, dillendirdiği şarkıların yazılı hale getirilmesi sırasında yaşadığı duyguyu ise, “Yazmaya başladığımda dünyam değişiyor. Bir an çocukluğuma geri dönüyorum. Bu alemden başka bir aleme gitmiş gibi oluyorum. Yani denizin üstünde gezmek gibi bir hisse kapılıyorum” sözleriyle anlattı. Hikayelerin farklı hikayeler olduğunu da ekleyen Duymak, yazıya döktüğü hikayelerin farklı anlatımları ile karşılaşmadığını köyden köye dahi benzer bir anlatıma sahip olduğunu aktarıyor. Derlediği hikayelerden sadece birinin yazılı haliyle karşılaştığını belirten Duymak, onun da İhsan Colemêrgî tarafından kaleme alınan “Cembelî kurê mîrê Hekaryan” hikayesi olduğunu söyledi.
Hikayeler kaybolursa…
Bir araya getirdiği hikayelerin kitaplaştırılması için desteğe ihtiyacı olduğunu dile getiren Duymak, “Bunlar bizim kültürümüzdür. Saklanmış, kimsesiz kalmış durumda. Botan bölgesinde kimse sahip çıkmadığı gibi diğer bölgelerde de sahip çıkılmamış. Amed, Serhat bölgelerinde neredeyse kalmamış. Biz de gidersek tamamen bitecek, unutulacak. İnsan kültürünü, tarihini, hikayelerini kaybederse toplumu da kaybeder” dedi. Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren dengbêj Fadil Cizîrî’yi hatırlatan Duymak şöyle dedi: “Bu dengbêjler bizim kültürümüzdür. Bunlar aşkımızdır. Kavgamızdır. Bilginlerimizdir. Her şey bu hikayelerin içinde var. Bunlara sahip çıkılmalı. Benim şu an imkanım yok bunları kitaplaştırmaya ama benim görevimdir bunları toplamak. Kitaplaşacağına inanıyorum ve bunun için çabalıyorum ama bunlar sadece kitap olarak da kalsın istemiyorum. Her şeyden önce bu konu hakkında bölgede bir komisyon kurulması gerekiyor. Dengbêjlerin, çirokbêjlerin, oyuncuların bir araya toplanması gerekiyor.”
Duymak kimdir?
Cizre’nin Kırkkuyu (Deştalela) köyünde 1958 yılında dünyaya gelen Duymak, 1994’te köylerinin boşaltılmasının ardından Cizre’ye yerleşti. Bir süre çeşitli işlerde çalışan Duymak, daha sonra kendisine açtığı giyim mağazasında bir taraftan esnaflık yaparken, bir taraftan da dengbêjlik yapmaya başladı. İlkokul mezunu olan Duymak, 2009 yılında Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği’nin (Kurdi-Der) açılması ile birlikte önce dernekte gençlerle birlikte dilini öğrendi. Ardından dernek yöneticiliği de yapan Duymak, eğitimini tamamladıktan sonra Kurdi-Der’de Kürtçe eğitmenliği yapmaya başladı.
ŞIRNAK