Resim sanat dalının en iç açıcılarındandır. Resimle alakalı akademilere hemen hemen tüm dünya dillerinde güzel sanatlar akademisi denir. Bizde de güzel sanatlar akademisi vardır ve bu akademide çok sevdiğim ve hürmet ettiğim hocalar da var idi. Bunlardan tipik olarak Prof. İbrahim Çorli’yi saygıyla hatırlarım.
Türkiye’de çok değerli eski ve yeni ressamlar da vardır. Yaşayanlardan ve faşist Kemalist idarecilerimizce vatan haini sayılan ama tüm Avrupa’nın uygar aleminde el üstünde tuttuğu Abidin Dino’yu yad ederim. Bugün dünyada ressamların bir tablosuna verilen para Türkiye hükümetinin şerefsiz köy korucularına verdiği paraya bedeldir.
Resim, insanların dünyadaki güzellikleri sembolize eden eserlerdir. Bu sembolizmin pasturalı, aile ve insan sevgisini ifade eden eserlerdir.
Ama insanı tiksindiren resimler de yok mudur? Vardır efendim. Hele fotoğraf makinesi çıktıktan sonra nice tiksindirici ve de nefret edici fotoğraflar halka sunulmuyor mu? Asılmış genç delikanlılar örneğin Deniz Gezmiş gibi ve ölü olarak ele geçirilen ve sanki marifetmiş gibi kanlar içinde paramparça edilmiş Kürt gerillaların televizyon ekranlarına getirilmesi. Hele köylü çocuklarının şehit diye Türk bayrağına sarılı tabutlarına ne denir?
Ama benim 23 Ağustos 1992 tarihli gazetelerde gördüğüm bir resim var ki, tüm bu çirkin ve canavarca olayları bastırıyordu.
Resim şu idi: Süleyman Demirel ve Şırnak katliamı sorumlusu İsmet Sezgin, Celal Bayar’ın ölüm yıldönümüne iştirak etmek için Bursa’ya gitmişlerdi. Dönüşte Yalova’da İhsan Sabri Çağlayangil’in evine gitmişler. Giderler. Çünkü aynı zihniyette olan insanlardır. İhsan Sabri, bundan 54 yıl önce Dersim ve Seyid Rıza’nın celladı idi. İhsan Sabri, Dersim soykırımının sorumlusu. Demirel ve İsmet Sezgin de Şırnak katliamı sorumlusu. Elbette koklaşacaklardı. Gazetelerde üçünün fotoğrafları vardı. Süleyman Demirel ortada İhsan Sabri solunda ve İsmet Sezgin de Demirel’in sağ kolu olarak sağında idi. Onların o neşeli ve kahkahalı fotoğraflarını tiksinti ve nefretle seyrettim.
Aynı gün gazetelerde yıkılmış Şırnak resimleri de vardı. Onların o gülüşlerini ben Şırnak gazi şehrinin ve devlet güvenlik kuvvetleri tarafından şehit edilen Kürt çoluk, çocuk, ihtiyar ve delikanlılarına bir alay olarak kabul ettim.
Anlaşılıyordu ki, ağabeyleri kozmopolitik İhsan Sabri Çağlayangil, onlardan önce Kürtlere yaptığı soykırımlarının dersini veriyordu.
Ama İhsan Bey, senin çocukların olan Demirel ve İsmet Sezgin’in menfur nasihatlerine ihtiyacı yoktur; onlar çoktan seni geçtiler.
———————
30 Ağustos 1992