Meclis’te kadınların cezaevlerinde çıplak aramaya maruz kaldıklarına inanmadığını söyleyen AKP’li vekillere bu işkenceye maruz kalan kadınlardan yanıt: Öfkelenmemek mümkün değil
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun 31 Ağustos’ta Uşak’ta “Gülen cemaati” operasyonunda gözaltına alınan 30 kadına, Emniyet’te çıplak arama yapıldığını duyurmuştu. Kamuoyunda son günlerde tekrar gündeme gelen çıplak arama işkencesini yalanlayan Uşak Valisi Funda Kocabıyık ise Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun ismini vermeden “ilgili milletvekili” hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Gergerlioğlu’nun konuyu Meclis’e taşımasının ardından bu duruma maruz bırakılan çok sayıda insan, sosyal medya platformlarından açtıkları “#ÇıplakAramayaSessizKalma” hashtagıyla, maruz kaldıkları çıplak arama uygulamalarını anlatarak konuyu gündemde tutmaya devam etti.
Yüzlerce kişi maruz kaldığı çıplak arama işkencesini dile getirirken, AKP’li Özlem Zengin, cezaevlerinde çıplak arama yapıldığına inanmadığını belirterek konuyu gündeme getiren HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu Meclisi ‘terörize’ etmekle suçladı.
En son 27 Kasım’da evine yapılan baskınla gözaltına alınan HDP Gençlik Meclisi üyesi Newroz Gülen, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmasının ardından götürüldüğü Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde çıplak arama ile işkenceye maruz kaldı. 17 Ekim 2017 tarihinde evine yapılan baskınla gözaltına alınan, çeşitli işkencelere maruz kalan ve götürüldüğü Afyon E Tipi Kapalı Cezaevi’nde çıplak arama işkencesine uğrayan Müberra Boşcu yaşadıklarını Jınnews’e anlatırken çıplak aramaya maruz kalan Newroz ’un, görüşçüsü HDP Sincan Eşbaşkanı ve Fatma Kılıçarslan da Newroz ’un yaşadığı durumu aktardı.
‘Çıplak arama tacizdir’
HDP Gençlik Meclisi üyesi Newroz Gülen’e, cezaevine girerken gardiyanlar tarafından çıplak arama yapılmak istendiğini ifade eden Fatma Kılıçarslan, Gülen’in buna karşı direnmeye başlamasıyla kendisine işkence uygulandığını aktardı. Gülen bunu öğrenilmesiyle birlikte avukatların gerekli mercilere başvurduğunu ifade ederek, “Çıplak arama tacizdir. İnsanlık onurunu ayaklar altına almaktır. İnsan haklarını yok saymaktır” diye belirtti
“Sokakta taciz edildiğiniz zaman ne hissediyorsanız çıplak aramada da aynı şeyi hissediyorsunuz” diyen Gülen, devamında şöyle dedi: “Bunu kimseyle paylaşamıyorsunuz. Sessiz kalıyorsunuz. Bu da sizde tahribatlar yaratıyor. Artık insanlar bunun olmaması gereken ve insan haklarına aykırı bir durum olduğunu dillendirmeye başladı. Son günlerde de insanlar bunu sürekli teşhir ediyorlar. Bu uygulamanın yapılmadığı hiçbir cezaevi kalmadı. Biz de görüşe gittiğimiz zaman bu tacize maruz bırakılıyoruz.”
İşkence 14 gün devam etti
Çıplak arama işkencesine maruz kalan yüzlerce kadından biri olan Müberra Boşçu ise maruz kaldığı işkencenin 17 Ekim 2017 tarihinde 6 polisin evini basmasıyla başladığını söyledi. Evine gelen polislerin, “Uzun bir yolculuğa çıkacaksınız eşine ayrı, kendine ayrı bir valiz hazırla. Geri dönmeyeceksiniz” dediklerini, onların polis olduğunu ancak Afyon TEM Şubeye götürüldüğünde anladığını kaydeden Boşçu, eşi ile birlikte evde saatlerce işkenceye uğradıklarını belirtti. Ardından TEM’e götürüldüklerini dile getiren Boşçu, işkencenin orada da 14 gün boyunca devam ettiğini aktardı.
“Evde yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın fragmanıymış” diyen Boşçu, “Gözümün önünde eşime yaşatmadıklarını bırakmadılar. Bizi emniyete götürdüler. 30 tane erkek dizilmiş ve 10 tane kadınız. Ağlayan çocuklar… Çocukların gözü önünde anne ve babalarına işkence ettiler. İşkenceler gözümüzün önünde devam ediyordu. Birbirini tanımayan kadınlardan güç bulduk ve birbirimize sarıldık. 14 gün boyunca sustuk. İnsan hakları ihlali denilebilecek çok şey yaşattılar. Yanımdaki kadınlardan birinin çocuğu ‘Anne siz nasıl sıkıştınız oraya, sizi kim sıkıştırdı?’ diye soruyordu. Onların verdiği kadar yersin, su tüketirsin. Verdiklerinin dışına çıkamazsın. Bize işkence eden 6 kişiyi hafızama mıh gibi kazıdım” diyerek yaşadıklarını anlattı.
‘Onların izni olmadan hiçbir şey yapamayacağınızı size öğretiyorlar’
Yaşadığı işkencenin UYAP kaydına alınması için kendisiyle birlikte tutuklanan eşine mektup göndererek yaşadıklarını kaleme aldığını sözlerine ekleyen a, mektubunun da cezaevi idaresi tarafından engellendiği belirten Boşçu, savcılığa ifade verdiğini ancak hiçbirşey yapılmadığını söyledi. “Ben de Ankara İnsan Hakları Derneği aracılığıyla bir dilekçe hazırladım ve tekrar gönderdim. Orada her şeyi en başından anlatmıştım. Bu başvuruma istinaden beni Afyon Emniyeti’nden aradılar. İfademe başvurulacağını ve idari bir soruşturma başlatılacağını söylediler” diye belirten Boşçu, savcılığa yatığı başvurunun sonuç vermediğini ancak İHD ile yaptığı şikayetten sonra kendisinin arandığına dikkat çekti
Boşçu, işkence eden tüm kişilerin hala görevde olduğunu söyleyerek, o travmayı hala yaşadığının altını çizdi. Afyon Savcılığı’na vermiş olduğu ifadeye değinen Boşçu, “Hem evime gelen 6 kişiyle başlayan işkencenin faillerini hem TEM’deki memurlarla ilgili hem de cezaevine girerken gardiyanların çıplak aramaya maruz bırakmalarına ilişkin şikâyette bulundum. Vekilime işkenceyi Meclis’e taşıması için verdiğim önergeyi Meclis Başkanı kaba ve incitici bulduğu için önergeyi reddetti” dedi.
‘İnsanları çökertmeye çalıştırıyorlar’
Konuyu Meclis ve kamuoyu gündemine taşıyan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, bu meselenin onur kırıcı bir davranış olduğunun altını çizdi. İnsanların utanma duygusunun hedef alındığını kaydeden Gergerlioğlu, “İnsanları çökertmeye çalıştırıyorlar. Gelişmiş elektronik cihazlarla, tenine dokunmadan aranabilecekken, tüm iç çamaşırlarının indirilerek ‘otur kalk’ işkencesi yapılıyor. Adet gören kadınların petlerinin incelenmesi gibi aşağılık ve insanlık dışı muamelelerle kadınların onurlarına yönelik bir muamele var. Kadınlar utanç, korku ve şaşkınlık içinde kalıyor. Ayrıca ruhsal travmalar yaşıyor. Aylarca ve yıllarca bunu unutamayan onlarca kadınla konuştum. Çok sarsılmış ve üzülmüş bir haldeydiler. Anlatırken elleri ve ayakları titriyordu, ağlayarak anlatıyorlardı. Bu kadar ağır bir travma nasıl yaşatılır? Tüm bu muameleler inkâr ediliyor. Öfkelenmemek mümkün değil. Binlerce kadın bize bunu anlatıyor, tüm yetkililer inkâr ediyor” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ