Urfa Siverek’te 23 yaşındaki Sidar Uygurlar, Yılmaz Geyik isimli şahıs tarafından katledildi. Geyik’in korunduğu için yakalanmadığı iddia ediliyor. Katledilen gencin ablasının anlattıkları iddiaları doğruluyor
Nevin Cerav/İstanbul
Geçtiğimiz Mart ayında Urfa Siverek’te bir cinayet işlendi. 23 yaşında gencecik bir insan kafasından vurularak katledildi. Katledilen bu genç Sidar Uygurlar’dı. Yılmaz Geyik isimli şahıs, önce darp ettiği Sidar Uygurları daha sonra kafasına ateş ederek öldürdü. Cinayetten sonra kayıplara karışan Yılmaz Geyik, cinayetin üzerinden yaklaşık olarak iki ay geçmesine rağmen hala yakalanmadı. Sidar Uygurlar’ın ailesi perişan bir halde katilin yakalanmasını bekliyor. Hatta katilin yakalanması için gereken araştırmayı da kendileri yapmak zorunda kalıyor. Sidar Uygurlar’ın ablası Derya Uygurlar, katilin hala yakalanmamasına isyan ederek neler yaşandığını, cinayet akşamını ve sonraki gelişmeleri gazetemize anlattı.
Takip edip önünü kesmiş
Olay 12 Mart akşamı saat 23 civarında yaşanıyor. Sidar Uygurlar iki arkadaşıyla birlikte Siverek Seyidoğlu caddesinde arabasıyla yol alırken, trafikteki bir aracı solluyor. Başka bir arabayı solladığının farkında bile değil çünkü özellikle yaptığı bir hareket değil bu. Fakat Solladığı araçtaki Yılmaz Geyik isimli şahıs böyle düşünmüyor. Sidar Uygurların peşine düşüyor. Abla Derya Uygurlar şöyle anlatıyor olay akşamını, “Kardeşimin farkında bile olmadan solladığı araç Yılmaz Geyik isimli kişinin Mercedes marka aracı. Sidar bir süre daha yoluna devam ediyor ama meğerse Yılmaz Gedik bunu kafaya koymuş. Kardeşimi takip edip sote bir yerde kendi aracıyla kardeşimin aracının önüne kırıyor. Sidar durmak zorunda kalınca bu kişi herhalde orada kameraların olduğunu da düşünmüyor. Aracından iniyor ve ‘Sen kimsin ki, kendini ne zannediyorsun da beni solluyorsun. Havan kime?’ gibi cümleler sarf ediyor Sidar’a. Sidar da ‘Abi özür dilerim görmedim’ diyor Yılmaz Geyik’e. Ama buna rağmen adam üsteliyor.”
Silahla kafasına ateş etmiş
Sidar Uygurlar özür dilese de kurtulamıyor Yılmaz Geyik’ten. Üsteleyip hakaretler yağdırıyor Yılmaz Geyik, Sidar Uygurlar ile yanındaki arkadaşlarına. Abla Derya Uygurlar, sonraki gelişmeleri şu ifadelerle aktarıyor: “Kardeşim ‘Bak abi özür diledim, bırak yolumuza gidelim’ diyor ve aracına biniyor. O sırada Sidar’ın iki arkadaşı da Yılmaz Geyik’i sakinleştirmeye çalışıyor. Sidar aracındayken Yılmaz Geyik arabaya yönelip Sidar’a vurmaya başlıyor ve bir silah çıkarıp silahın kabzasıyla da vuruyor. O sırada Sidar araçtan çıkamıyor çünkü Yılmaz Geyik onu şoför koltuğuna sıkıştırmış darp ediyor. Sidar kendini korumaya çalışıyor ve Sidar’ın arkadaşları da Yılmaz Geyik’i durdurmaya çalışıyor. Fakat bir türlü durduramıyorlar. Sidar’ın iki arkadaşı da 20’li yaşlarının başında. Yılmaz Geyik o sırada Bir yandan Sidar’ı darp edip bir yandan küfürler savuruyor. En sonunda da silahını ateşliyor Sidar’a ve başından vuruyor kardeşimi. Olay yerinde hayatını kaybetmiş kardeşim. Bunların hepsi kameralarda var.”
Silah tutukluk yapmasa…
Yaşananlar bunlarla sınırlı kalmıyor. Yılmaz Geyik, Sidar Uygurlar’ı katlettikten sonra onun arkadaşlarını da öldürmek istiyor. İnanılmaz bir gözü dönmüşlük ve cesarete sahip Yılmaz Geyik. Silahını Sidar Uygurlar’ın iki arkadaşına çeviriyor Geyik, Sidar’ın arkadaşlarından biri hemen kaçıyor, diğerini de Yılmaz Geyik kolundan tutarak engelliyor. Sonrasını abla Derya Uygurlar anlatıyor: “Kolundan tuttuğu Mustafa’nın karnına iki el ateş ediyor Yılmaz Geyik. Fakat silah tutukluk yapıyor ve Mustafa kurtularak kaçıyor. Onlar kaçınca Yılmaz Geyik’te hızla yanındakilerle beraber arabasına binip kaçıyor.”
İfadeler net, kamera kaydı var
Katil zanlısı kaçtıktan sonra iki sokak ötede saklanan gençler olay yerine dönüyor. Çevredeki insanlar, arabasının içindeki Sidar Uygurların cansız bedeninin başında toplanıyor. Ambulans ve polis bekleniyor. Her şey herkesin gözü önünde, kameralara yansıyarak gerçekleşiyor. Yılmaz Geyik isimli katil zanlısı gencecik bir çocuğun hiç yoktan canına kıyıyor ve iki arkadaşını da silahı tutukluk yapmasa aynı şekilde öldürmek istiyor. Olaydan sonra polise intikal eden olayda ilk araştırmalar, ilk ifadeler yukarıdaki gelişmeleri ortaya koyuyor. Katledilen Sidar Uygurlar’ın iki arkadaşı ile olay sırasında Yılmaz Geyik’in yanında olan bir kişinin verdiği ifadeler birbiriyle aynı ve uyumlu. Kamera görüntüleri de ifadeleri destekliyor zaten.
Zanlının arabasını aile bulmuş
Abla Derya Uygurlar, katil zanlısı Yılmaz Geyik’in korunduğunu söylüyor. Bu iddiası da verdiği ayrıntılarda gizli. Sidar Uygurlar’ın katledilmesinin ardından Siverek’teki bazı yerel ajanslar cinayeti haberleştirerek duyuruyor. Fakat nedense olay net ve açıkken, failin ismi belliyken, görgü tanıkları varken haberde Yılmaz Geyik’in ismi ve fotoğrafı verilmiyor. Trafik kazasında kavga olmuş gibi yansıtılıyor cinayet olayı. Hatta o meşum ‘kimin silahından çıktığı belli olmayan kurşunla öldü’ cümlesi de yer alıyor haberde. Dahası aldığımız bilgiler Yılmaz Geyik’in doğru dürüst aranmadığı sonucunu da getiriyor. Abla Derya Uygurlar, katil zanlısının cinayette kullandığı aracı polisin değil kendilerinin bulduğunu söyleyerek, şu bilgileri aktarıyor: “Olaydan 5 gün sonra katil zanlısı Yılmaz Geyik’in arabasını, evinin yakınlarındaki bir ara sokakta terk edilmiş halde abim Sinan Uygurlar buldu. Bulunca polisi aradı ve ‘Ben katil zanlısının o olayda kullandığı aracı buldum, size lokasyon atıyorum, gelin’ dedi. Şimdi soruyorum, emniyet bu adamı arıyorsa, aracı nasıl bulamadı? Benim abim polis değil, teşkilatta çalışmıyor, tim değil, dedektif değil. Bu nasıl bir şeydir? Siverek küçük bir yer, hiçbir takip yok mu? Telefonları dinlenmiyor mu bu ailenin, takibe alınmıyorlar mı? Bunu bizim yapmamız doğru değil. Aracı benim abim niye bulsun ki?”
Bireysel silahlanma had safhada
Katilin bulunmamasına tepki gösteren abla Derya Uygurlar isyan ediyor. Siverek’te çok fazla bu tür olaylar olduğuna dikkat çekerek, “Siverek’te cinayetler işleniyor, üstü kapatılıyor. Aileler sindiriliyor, tasını tarağını toplayıp gitmek zorunda kalıyor. Çünkü adaletin, hakikaten olmadığı bir yer Siverek. Ben abimin adamın aracını bulduğunu öğrendiğimde dedim ki, polis o adamı bulamayacak, polis aracı bile bulmadıysa adamı hiç bulmaz.” Siverek’te sinek öldürür gibi insan öldürüldüğünü söyleyen Derya Uygurlar, önemli bir konunun daha altını çizerek, “Bireysel silahlanmanın en yüksek olduğu yerlerden biri Siverek. Bunu net olarak biliyorum çünkü 15-16 yaşındaki çocuğun bile sırtında silah, altında arabası olur. Babasının paşalığından güç alarak arkasına, ‘Ben şunun oğluyum, benim amcam bilmem kim, atam şu, paşam bu’ diye bir durum var maalesef. İnsanlar katlediliyor, adalet yerini bulmuyor. Sidar siyasi bir suçtan öldürülmedi, polis kurşunuyla öldürülmedi, hiçbir suçtan öldürülmedi. Trafikte birini solladı diye öldürüldü. Bu kadar zamandır adalet yerini bulmuyorsa Siverek gibi küçük bir yerde, demek ki adalet yok” ifadelerinde bulunuyor.
Kamera kaydını da aile almış
Olayla ilgili bir soruşturma başlatılmış, fakat cinayetin üzerinden neredeyse iki ay geçmesine rağmen herhangi bir gelişme yok. Derya Uygurlar, “Yılmaz Geyik isimli şahısın birçok sabıkası var. Uyuşturucu kaçakçılığı, darp etme gibi suçlara sahip. Bunlar bilinenler, Emniyet’te yer alanlar. Bizim bu kişiyle hiçbir tanışıklığımız yok, biz bu adamı hiç görmedik, duymadık da. Sidar’ın başına gelenler bir gazetecinin çocuğunun başına da gelebilirdi, bir emniyetçinin çocuğunun başına da. Yani bizimle ilgili bir durum değil bu sadece” diye konuşuyor.
Bütün bu yaşananların yanı sıra Derya Uygurlar, aile olarak polis tarafından sindirilmeye, korkutulmaya çalışıldıklarını, Yılmaz Geyik’in ailesi ve çevresindekiler tarafından da tehdit edildiklerini anlatıyor.
‘Çıkmayın böyle programlara’
Kardeşinin öldürülmesinden birkaç hafta sonra kamuoyu oluşturmak için Artı Tv’nin canlı yayınına telefonla katıldığını aktaran abla Uygurlar, olayı anlattıktan sonra telefonu kapattığını söyleyerek, sonrasında yaşanan şu gelişmeye dikkat çekiyor: “Programdan bir saat sonra Siverek’teki polis ailemin evine gidiyor ve aileme ‘Derya Uygurlar nerede? Hakkında işlem başlatacağız’ diyor. Babamla abim neden diye sorunca da, ‘Canlı yayına katılmış, orda bir cümleyi yanlış söylemiş, hakkında işlem başlatacağız. Bundan sonra katılmayın böyle programlara’ demiş. Oysa ben programda yanlış bir cümle kurmadım, sadece bir mahallenin ismini yanlış söylemişim. Bu yanlışlık da Yılmaz Geyik’in aracını bulduğumuz mahallenin adıyla ilgili. Bunu yanlış söyledim diye bana soruşturma başlatacaklarını söylemişler. Yani emniyet beni iğne deliğinden bile gözlüyor. Peki aynı hassasiyet katil için, ailesi için neden yapılmıyor? Benim tam hatırlayamadığım için yanlış söylediğim bir mahalle adı için işlem neden başlatılıyor ki? Ne yaptım ben, adam mı öldürdüm, yalan ifade mi verdim, katile yardım yataklık mı yaptım, ne yaptım?”
Aileye baskı ve tehdit!
Ailenin susturulması, korkutulması bununla da sınırlı değil. Aile katledilen çocukları Sidar Uygurlar’ın katili bulunsun diye Cimer’de bir imza kampanyası başlatıyor. Duyarlı insanlar ve özellikle de katledilen Sidar Uygurlar’ın arkadaşları bu imza kampanyasına destek veriyor. İmzalar artınca devreye emniyet giriyor. Bundan sonrasını abla Uygurlar şöyle aktarıyor: “Ne hikmetse karakol, emniyet, imza veren çocukların ailelerini arayıp karakola çağırıyor. Oysaki çocuklar reşit. Diyorlar ki ailelere, ‘Sizin çocuğunuz bu olaya imza vermiş, bu husumetli bir olay. Sizin bundan haberiniz var mı?’ Böylece aileleri geri püskürttüler ve imza verenlerin sayısı çok düştü. Sosyal medyadan, ‘Yılmaz Geyik nerede?’ diye soruyoruz. Bu paylaşımları yapan Sidar’ın arkadaşlarına tek tek mesaj atılıyor, ‘Yılmaz Geyik’in ismini yazmayın, yoksa gelip sizi de öldürür’ gibi tehditlerde bulunuluyor. Biz haklıyken, mağdurken, sosyal medyadan adalet ararken, bir de katil zanlısının ailesi bizi tehdit ediyor? Ben haber yapılsın diye programa katılıyorum, emniyet bana soruşturma açıyor. O zaman ben ne yapayım? Onlar gibi sırtıma silah alıp cinayet mi işleyeyim? Onlar bizden birini öldürdü, ben de onlardan birini öldüreyim mi diyeyim? Doğru olan bu mu, soruyorum? Bizi sindirmeye çalışıyorlar ama biz geri durmayacağız bundan.”
‘Acımızı bıraktık katili arıyoruz’
Yaklaşık iki aydır büyük acı yaşayan Uygurlar ailesinin gecesi gündüzüne karışmış durumda. Abla Uygurlar, yaslarını bile tutamadıklarını söyleyerek, adalet arayışlarını şu cümlelerle ifade ediyor: “50 günü aşkın süredir biz acımızı bir kenara bıraktık, katil zanlısının yakalanmasıyla uğraşıyoruz. Acımızı bile yaşayamıyoruz. Sidar annesiz büyüdü, arkasından ağlayacak bir annesi bile yok. Katil neden yakalanmıyor?”
Yılmaz Geyik neden bulunmuyor?
50’li yaşlardaki Yılmaz Geyik, Siverek ve çevresinde tanınan birisi. Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre; Yılmaz Geyik’in ünlü bir uyuşturucu baronu olduğu söyleniyor. Yılmaz Geyik’in evi aranamıyor mesela. Neden diye sorulunca yetkililer, bütün evin ve çevresinin kameralarla, korumalarla korunduğunu, bundan dolayı eve girilemediğini söylüyormuş. Sidar Uygurlar’ın ailesine olay ilk olduğunda ‘İz üstündeyiz. Siz merak etmeyin, 2-3 gün içinde o adamı bulacağız. Kırmızı alarmla aranıyor’ diyen polis cinayetin üzerinden yaklaşık iki ay geçmesine rağmen sözünü yerine getirmiş değil. Türkiye’de tipik örneklerini bolca gördüğümüz ‘dokunulmaz’ faillerden biri daha elini kolunu sallayarak serbestçe aramızda dolaşmaya devam ediyor.