COVID-19 aşısında bir çok gariplikler yaşanıyor. Türkiye, Çin’den aşı temin etmeye çalışırken Çin ise BioNTech SR. şirketinden 100milyon doz aşı siparişi verdi
COVID-19 aşısı ile ilgili olarak hükümetin açıklamaları çelişkiler barındırıyor. Daha önce 11 Aralık’ta Çin menşeli Sinovac aşısının yapılmaya başlanılacağını açıklayan hükümet aşının Aralık sonu geleceğini ve Ocak ayında aşıya başlanacağı belirtti. 50 milyon doz aşının sipariş verildiği fakat Aralık sonunda 3 milyon doz aşının geleceğinin açıklanması aşı temininde bir sorun olduğuna işaret ediyor. Diğer yandan Çin’in Pfizer Inc. ve BioNTech SR. ortaklığında üretilen koronavirüs aşısından 100 milyon doz alım yapacağını açıklaması birçok soruyu gündeme getirdi. Bu durum Çin aşısında bir sıkıntı yaşandığını gösteriyor. Ayrıca Astra Zeneca da aşının Çin’e tedariki için bölgesel partneri ile anlaşma imzaladığını duyurmuş olması Çin aşısının ya yetersiz üretimini ya da koruyuculuk bakımından bir sorun olabileceğini gösteriyor.
Dünya aşı pazarı
Çin ilaç regülatörleri tarafından hala onaylanmayan Çin aşılarının Türkiye’de yapılmak istenmesi dikkat çekici. Ancak asıl dikkat çekici olan dünya ilaç tekellerinin bir pazar savaşına girmiş olmaları. İlaç endüstrisi büyük bir pazar ve tümüyle tekellerin elinde. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) verilerine göre 2016 yıl sonu satış verilerine göre dünya ilaç pazarının büyüklüğü 1.1 trilyon dolardı. ABD ve Kanada, dünya ilaç pazarlarının yüzde 49’unu elinde tutarken, Çin ve Avusturalya yüzde 16.4, Avrupa yüzde 21.5, Japonya ise yüzde 8.3 paya sahip. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporlarına göre, her yıl yeni doğan 130 milyondan fazla bebeği kapsayan küresel aşı pazarının, sadece yüzde 18’i Güney’in yoksul ülkelerinde. Yine aynı raporlarda, yıllardır altı temel aşının (Difteri, Boğmaca,Tetanoz, Polio, Kızamık ve BCG) fiyatlarının düşmesinin tekelleri ‘düşük karlı’ ülkeler için aşı üretmekten vazgeçmiş olması sağlığın tekellerin eline mahkum edilmesinin önemli bir göstergesiyken, yeni geliştirilen aşılara yüksek fiyatlar belirlenmesi önemli bir nokta.
Sağlık sermayenin elinde!
Yaşamsal önemde olanlar dışında hayatı durdurma kararının alınmamasının tek nedeni ‘salgın fırsatçılığı’ndan başka birşey değil. Covid-19 salgınının uluslararası sermaye ve üretim yapılarında değişikliklere yol açacak düzenlemeler ile hayatımız daha da karartılacak. Türkiye’de Hıfzıssıhha kurumunun aşı üretimi ve SSK’nın ilaç üretim merkezlerinin kapatılarak toplumsal yaşamın en önemli üretim alanı sermayeye devredilmiş olması halk sağlığının paraya endesklenmesidir. Şu ana kadar Covid-19 aşı siparişi veren ülkelerin aşı alım miktarları dikkat çekici. Kanada nüfusunun yüzde 255’i, Japonya yüzde 229’u, ABD yüzde 213’ü, AB ülkeleri ise 156’sı kadar sipariş verdi. Türkiye ise 50 milyon doz aşı için Çin’e sipariş verdi. Aşı fiyatları içinde Türkiye’nin sipariş verdiği ancak halen alamadığı Çinli Sinovac 75 dolar fiyatla en pahalı aşı. Biontech 19.5 dolar, Oxford ise 3-4 dolar fiyat belirlemiş.
EKONOMİ SERVİSİ