Çimento fabrikaları bulundukları alanlarda toprağı, suları ve havayı zehirliyor. Dünya tekellerinin kendi ülkelerindeki kirlilik kriterlerinden kaçarak geldikleri Türkiye’de, bu şirketler Avrupa 1.’si ve dünya 4.’sü güç haline geldi
Yusuf Gürsucu/İstanbul
Atıkları nedeniyle en tehlikeli sektör olarak nitelenen çimento fabrikalarına yeşil ekonomi yakıştırmasının yapıldığı, Antalya Belek’te ‘15. Uluslararası TÇMB Teknik Seminer ve Sergisi’ düzenlendi. Toplantıda konuşan Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Suat Çalbıyık, Türk çimento sektörünün Avrupa’da birinci, dünyada ise 4. büyük üretici konumunda bulunduğunu söyledi. Çalbıyık, “Sektör olarak 2018 yılında 55’i entegre, 19’u öğütme olmak üzere 74 tesisle yıllık yaklaşık 71 milyon ton klinker ve yaklaşık 75 milyon ton çimento ürettik. Yaklaşık 19 bin kişiye sağladığı istihdam ve yüksek ihracat hacmiyle Türk çimento sektörü, gayri safi milli hasılada önemli bir paya sahiptir” diye belirtti.
14 fabrikada atık yakılıyor
‘Döngüsel Yeşil Ekonomi! ve Dijital Dönüşüme Doğru’ ana temasıyla gerçekleşen programda, kentsel katı atıklardan geri kazanımı, Endüstri 4.0, inovatif üretim teknolojileri, endüstriyel simbiyoz ve sıfır atık başlıkları ele alındı. TÇMB’ye üye 14 fabrikada kurulan 23 atık ısıdan enerji üretim hattıyla 130 megavat kurulu güce ulaştıkları belirtilen açıklamalarda, Türk çimento sektörü Avrupa’da birinci, dünyada ise en büyük 4. üretici konumunda olduğu ifade edildi. Etkinlik 11 Ekim günü sona erdi.
Kontrol yabancılarda
TÇMB verilerine Türkiye’de 74 adet çimento ve öğütme, onlarca da beton fabrikası bulunuyor. Sektör yabancıların ya da yabancı ortakların kontrolü altında. Dünya çimento tekelleri arasında yer alan Fransız Vicat-Parficim, Ankara ve Konya’da 2 fabrika işletiyor. Taiwan Cement Corporation ile ortak olan Oyak Çimento ise 6 fabrika ile üretim yapıyor. Sektörün büyük üreticileri arasında bulunan ADOÇİM Yunanistan merkezli Titan Çimento ile ortak. Akçansa se İngiliz HeidelbergCement ve Sabancı ortaklığı olan şirket, üç fabrikasında çimento ve klinker üretimi yapıyor. Ayrıca Akçansa, iştiraki olan Betonsa ile 35 tesiste beton üretimi yapıyor. 12 ülkede faaliyet gösteren İspanya merkezli Votorantim Çimento da sektörde tekel haline gelen şirketlerden biri. Şirketin Türkiye’de 5 fabrikası ve 14 hazır beton tesisi var. Sektördeki güçlü bir diğer yabancı şirket ise İtalyan Cimentir. 2001 yılında Çimentaş’ı satın alarak Türkiye’ye girin firma 5 fabrikada söz sahibi. 6 fabrika ve çok sayıda beton üretim tesisi olan Sabancı Grub’a ait Çimsa’nın yüzde 8’i İngilizlere ait. Bunların yanında yine yabancı ortaklıkları olduğu bilirtilen Limak Çimento 10 fabrika, Aşkale çimento 6 fabrika, Sanko Holding 4 fabrika, Batıçim 2 fabrika ve diğerleri piyasayı tamamlayan şirketler.
Döngüsel Yeşil
Ekonomi Türkiye coğrafyasını kirleten belirgin sektörlerden birisinin çimento fabrikaları olduğu biliniyor. Özellikle Avrupa’da belirlenen çevre kriterlerinden kurtulmak isteyen tekeller, Türkiye’de yatırımlar yaparak devasa boyutlarda büyüdüler. Büyürlerken bulundukları alanlarda tarım arazilerini, suları ve havayı kirletirken halk sağlığını da ciddi anlamda tehdit ederek büyümeye devam ediyorlar. Yüksek ihracat hacmine yapılan vurgu, üretilen çimentonun büyük çoğunluğunun ihraç edildiğini ortaya koyarken dünyanın en kirli sektörüne ‘Yeşil Ekonomi’ vurgusu yapılması manidar bulundu.
Atık ithalatı
AKP iktidarı tarafından hazırlanıp 6/10/2010 tarihli ve 27721 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Atıkların Yakılmasına İlişkin Yönetmeliğe’ 7 Nisan 2017’de ek maddeler eklenmişti. Hazırlanan yönetmelikte, “Kurşunasitli akümülatörler, kurşundan olan elektrik pilleri, bataryaları ve elektrik akümülatörlerinin döküntü ve hurdalarının” ithalatı mümkün hale getirildi. ‘Atık yakarak enerji üretimi’ yapan şirketler ile çimento fabrikalarında yakılmak için getirilen her türden atığın ithal edilmesini düzenleyen esaslar belirlendi. Atıkların tamamı çevreyi ve insanı tehdit eden içerik taşımakta. 2017 verilerine göre Türkiye’de bulunan çimento fabrikalarının 774 bin ton atık yaktıkları, Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) tarafından yayımlanmıştı.
Doğada uzun süre kalıyor
Türkiye’de kurulu bulunan organize sanayi bölgelerinde fabrikaların atık su tesislerinde biriken atıkların yüzde 90’ı yakma tesisleri ile çimento fabrikalarında yakılıyor. İster evsel, ister endüstriyel olsun çöpleri yakmanın çok tehlikeli, insan sağlığı, su temizliği, toprak ve hava kalitesi açısından telafisi mümkün olmayan sonuçları olacağını bilim insanları söylüyor. Yakma sonucu baca gazı emisyonları içinde DİOKSİN ve FURAN gibi atıklar ortaya çıkıyor. “Dioksinler ve furanlar’’ en toksik (zehirli) klorlu organik bileşikler olarak kabul edildikleri bilimsel araştırmalarda yer alıyor ve kalıcı organik kirletici sınıfı olarak tarif ediliyorlar. Aynı zamanda inatçı, kararlı yapıları nedeniyle doğada çok uzun süre boyunca kalıyorlar.
Kanserin başlıca sebebi
Dioksinler ve furanlar yağda çözülmedikleri, bu nedenle insanların ve hayvanların vücutlarında birikerek çoğaldıklarını ve uzun yıllar boyunca vücuttan atılamadıkları biliniyor. Uluslararası Kanser Araştırması Ajansı tarafından 1.Grup’ta (İnsanlarda kansere neden olduğu ispatlanmış) gösterilmektedir. Bu konuda en geniş araştırmayı ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) yürütmüş ve bu araştırmanın taslağını 1994 yılında yayınlamıştır (USEPA 1994a). Araştırma sonuçlarına göre, dioksin kanser yapmasının yanında, sinir, bağışıklık ve üreme sistemlerine zarar vermekte, doğmamış bebeklerde bozuk oluşumlara, sakatlıklara sebep olabilmekte, endokrin sistemini bozabilmektedir.