Van’da esnaf ziyaretinden bulunan CHP Şişli Belediye Başkanı Keskin’e Kürt halkını anadilde eğitim talebini dile getiren ve bugün konuşmaları nedeniyle gözaltına alınan Alkan gazetemize konuştu
Van’a giden CHP Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in bulunduğu heyetin esnaf ziyareti sırasında yurttaşlardan Sedat Alkan, “Diyelim demokratik bir ittifak ile AKP-MHP faşist hükümeti devirdik. Gelecek hükümetin bu coğrafyaya bakış açısı nasıl olacak? İnkar edilen birçok şey var. Bizim kendi köylerimizin isimleri bile inkar edilmiş. İlçelerimizin, illerimizin isimleri değiştirilmiş. Mesela Mustafa Kemal’in bazı demeçleri var Kürdistan üzerine… Şimdi bu halk kendi değerlerini ile yaşamak istiyor. Biz anadilde eğitim istiyoruz. Yerel yönetimlerin, özyönetim ile güçlendirilmesini istiyoruz…” demişti.
Gözaltına alındı
Bu diyaloğun gündeme oturmasının ardından HDP’li Alkan’ın evine baskın yapıldı. Alkan hakkında gözaltı ve arama kararı çıkartıldı. Alkan, bugün yakalama kararının ardından gözaltına alınarak saatlerce emniyette tutuldu ve ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Alkan, o günü ve sonra yaşananları gazetemize değerlendirdi.
27 Mayıs'ta Van’da esnaf ziyaretinde bulunan CHP'li heyete 'Anadilde eğitim istiyoruz' diyen S.A.'nın evine polisler tarafından baskın yapıldı. Baskın sırasında evinde bulunamayan S.A. adlı yurttaş hakkında yakalama kararı çıkarıldıhttps://t.co/Hgmic2rrm1 pic.twitter.com/n9xjAdTHy4
— Yeni Yaşam Gazetesi (@yeniyasamgazete) May 29, 2022
*CHP heyetine yaptığınız konuşma kamuoyunda oldukça yankı buldu. Ancak bunun üzerine gözaltı ve yakalama kararıyla karşılaştınız. Ne oldu konuşmadan sonra?
Diğer seçim süreçlerine oranla önümüzdeki seçim için resmî ideolojinin sınırlarının dışına çıkamayan partiler Kürdistan’a daha çok uğrar oldu. Bunun nedeni ise seçim sonucunun yurtsever Kürt halkı tarafından belirleneceği gerçeğidir. Bu yüzden bölgeye gelen siyasetçiler propaganda yapayım derken sık sık halkın politik tepkileriyle karşılaştılar. Tarihsel bağlamı ile, inkar edilen Kürdistan gerçeğini dillendiren Kürtlerin hepsi, baskı ve gözaltı ile sindirilmek istendi. Halbuki demokratik uygarlık tarihi ortadadır ve Kürdistan gerçeği güneş gibi parlamaktadır.
*Bu gözaltı ve yakalama kararını nasıl yorumluyorsunuz?
Gündeme düşen diyalog çok desteklendi çünkü söylediklerimiz, aslında bütün boyutları ile geliştiremediğimiz ve eksik bıraktığımız demokratik siyasetin, yeterince dile getiremediği toplumsal taleplerimizdir. Kürdistan’ın başlıca gündemi ekonomi değil, aslında krizin de kaynağı olan savaş politikalarıdır. Yeni bir hükümet vaadi ile gelen siyasetçilere, savaş politikalarını devam ettireceklerse, tecrit ve baskı politikalarından vazgeçmeyeceklerse, HDP ile bir araya gelmekten korkacaklarsa şimdiki iktidardan ve hükümetten bir farklarının olmayacaklarını belirttik. Anadilde eğitimin iki derslik seçmeli dersler ile karşılanamayacağını, eğitim ve ekonominin toplumsal özgünlüklere göre toplumun bizzat kendisi tarafından belirlenmesi gerektiğinin altını çizdik. Elbette bu diyalogdan sonra baskıya uğrayacağımı, gözaltına alınmak isteneceğimi biliyordum. Özgürlük talebini ikiyüzlü ve işbirlikçi çizgide olmadan savunan bütün samimi Kürtler baskı altında olduğunu biliyor. Ama hakikat ben söylesem de söylemesem de yaşıyor ve gizlenemez, ne yapılırsa yapılsın açığa çıkmaya mahkûmdur. Politik Kürt halk gerçekliği de böyledir ve Demokratik Ulus ile şekillenen özgürlük talebimiz baskılara uğrasak da dile gelmeye devam edecektir.
HABER MERKEZİ