CHP tarafından “Suriye’de Barışa Açılan Kapı” temasıyla düzenlenen Uluslararası Suriye Konferansı kadük kaldı. Konferansın amacı Suriye’de barış ve demokratik koşullarda yeniden kalkınma sürecine katkı sağlamak olarak belirtilse de konferansın en dikkat çekici yanı Suriye’de önemli bir güç olan ve ülke topraklarının yüzde 35’inin güvenliğini sağlayan Kürtlerin çağırılmamasıydı.
Kürtlerin temsilcisi ise bizzat konferansı hazırlayan CHP tarafından davet edilmemesi eleştiri konusu oldu. Suriye’nin asıl öznelerinin katılmadığı konferansa Rusya’dan ABD’ye, İran’dan Irak’a, Avrupa Birliği temsilcilerine kadar birçok kişi kendi bakış açılarına göre “Suriye’de çözümü” konuştu. Avrupa Birliği Türkiye Deklerasyonu’ndan konferansa katılan Steven De Wilde, Avrupa Birliği’nin Suriye için şimdiye kadar harcadığı paranın nerelere gittiğini açıkladı. Avrupa Birliği’nin şimdiye kadar Suriye için ayırdığı bütçenin yüzde 97’sinin seferber ettiğini ifade eden Wilde, bu bütçeyle Türkiye ve komşu ülkelere yardımlar yapıldığını ve bununla da yüzbinlerce mülteciye hizmet verildiğini savundu. Rusya’dan konferansa katılan TürkiyeRusya ilişkileri Uzmanı yazar Ivan Starodubtsev, Suriye’nin bütün ülkeler için birer sınav olduğuna dikkati çekti.
Suriye’de 8 yıldır süren savaşta birçok bedelin ödendiğini hatırlatan Starodubtsev, bunun bir başarı olmadığını söyledi. 2011’den 2017’ye kadar Suriye savaşının çözümü için herhangi bir adımın atılmadığı için Rusya’nın savaşa dahil olduğunu ifade eden Starodubtsev, artık barışa ihtiyaç olduğunu dile getirdi. İran’dan konferansa katılan Allameh Tabataba’l Üniversitesi’nden Dr. Ghulam Ali Chegini Zadeh, Suriye krizinin iki önemli tehditten çıktığını dile getirdi. Zadeh, bunun ilkinin güvenlik olduğunu söyledi. ABD’nin bölgeye müdahalesinin önemli bir sorun olarak gören Zadeh, ABD’nin Esad rejimine yaklaşımının değişmediği sürece sonunun devam edeceğini belirtti. Irak Süleymaniye Amerikan Üniversitesi’nden gelen Akeel Abbas, hiçbir Iraklının Suriye rejimini desteklemediğini hatırlattı. Abbas, çoğu Iraklının Türkiye’nin IŞİD’i desteklediğinden haberdar olduğunu vurguladı.
DSG çözüme dahil edilmeli
ABD’nin Harvard Üniversitesi’nden konferansa katılan Doç. Amy Austin Holmes, Suriye topraklarının yüzde 35’ini kontrol eden DSG’yi konuşmasında değinen tek konuşmacı oldu. Yıllardır halkların başına bela olan IŞİD’in hala bitmediğinin altını çizen Holmes, bunların uyuyan hücrelerinin olduğunu, Suriye ve Irak’ta hala saldırılar düzenlediğini ve DSG’nin elinde de binlerce IŞİD’linin olduğunu hatırlattı. ABD ve Batı medyasının DSG’yi genel olarak Kürt gücü olarak nitelediklerini dile getiren Holmes, kısa bir süre önce Kuzey ve Doğu Suriye’yi ziyaret ettiğini ve bunun böyle olmadığını kendi gözleriyle gördüğünü söyledi. DSG içerisinde birçok etnisiteden kişilerin yer aldığına vurgu yapan Holmes, DSG’nin komutanlarının yarısının Araplardan oluştuğunu belirtti. DSG’nin artık uluslararası çözüme dahil edilmesi gerektiğini belirten Holmes, Türkiye’nin de artık DSG’ye yönelik tehditlerden vazgeçmesi gerektiğini bu tehditlerin güvenli bölgede yapılan anlaşmanın verimliliği negatif etkilediğini vurguladı. Erdoğan’ın mültecileri Kuzey Suriye’ye yerleştirme fikrinin tuhaf olduğunu anlatan Holmes, bunun krizi barışçıl bir yolla çözmeye yardımcı olmayacağını ifade etti.
Her ay 200 milyon
İlk oturumun moderatörü olan Meclis eski başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, AKP’nin Suriye krizinin başından beri birçok hatayı yaptığını anımsattı. Hatalardan ilkinin Esad rejiminin gitmesi üzerine bütün hesapların yapılması olduğunu belirten Çetin, hesaplar tutmayınca bazı örgütlere bazı esnekliklerin gösterildiği söyledi. Türkiye’de şu anda 4 milyon mültecinin olduğunu aktaran Çetin, yanlış politikalar yüzünden Türkiye’nin her ay 200 milyon TL para harcadığını ileri sürdü.
Kürtler davet edilmeliydi
Konferansa katılan CHP milletvekilleri dahil birçok kişi Kürtlerin davet edilmesi gerektiğini vurguladı. Bazı katılımcılar ise konferansın “Suriye konferansından” çok bir “Mülteci konferansı” biçiminde geçtiği yönünde değerlendirmelerde bulundu. AKP’nin politikalarına alternatif olsun diye düzenlenen bir konferanstan çıkan sonuç ise AKP’nin politikalarını aratmayacak düzeyde olduğu eleştirileri yapıldı. Açıklanan bildirgede, Suriye’deki saha gerçekliğini göz ardı eden ve savaşın başladığı 2011 yılından öncesine dönüşü hedefleyen bir sonucun çıkması eleştirin odağındaydı. AKP’nin izlediği politikaların dışına çıkamayan, Suriye’nin asıl öznelerini konferansa dahil etmeyen ve yok sayan bir konferanstan olumlu bir sonuç çıkmayacağı kaydedildi.
Ferhat Çelik/İstanbul-MA