CHP’li Tanrıkulu ve İlgezdi 2020 hak ihlalleri raporlarını kamuoyu ile paylaştı. 11 ayda 2 bin 918 yaşam hakkı ihlaline uğrandığı, 72 bin 512 kişinin ise cinayet işlediği bilgisi raporda yer aldı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu ve Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası’na dair hazırladıkları “Ocak-Kasım 2020 Hak İhlalleri Raporlarını” kamuoyu ile paylaştılar. Raporlarda, 11 ayda, 2 bin 918 yaşam hakkı ihlali yaşandığı Türkiye’de son 11 yılda 72 bin 512 kişi cinayet işledi. 2018-2019 yıllarında insan öldürmekten hüküm giyen kişi sayısı, son 11 yılda bu suçu işleyenlerin yüzde 26’sına denk düştü. Öldürme fiilinden hapse girenlerin yüzde 98’ini, cinsel saldırı suçu işleyenlerin yüzde 99,3’ünü erkekler oluşturdu.
Sezgin Tanrıkulu raporu;
“Yargısız infaz, dur ihtarı, rastgele ateş açma olayları” başlığı altında 13, cezaevinde 37, işkence kötü muamele sonucu 3, silahlı çatışmalarda 437, kara mayınları, sahipsiz bomba ve patlayıcılar sonucu 1, faili meçhul cinayetlerde 2, kuşkulu asker ölümlerinde 6, sivil çatışmalar/nefret suçlarında 8, mülteci sorununda 92, kadın cinayetlerinde 275, iş cinayetlerinde 2 bin 32, diğer olaylar ve resmi ihmal sonucu 12 yaşam hakkı ihlali yaşandı.
3 bin 293 işkence
Raporda, 3 bin 293 işkence ve kötü muamelenin yaşandığı belirtildi. Bu kapsamda “işkence” kapsamında yaşanan hak ihlali sayısı bin 581 iken, “cezaevlerinde işkence ve kötü muamele” ise bin 712 olarak tespit edildi.
Düşünceyi ifade etme özgürlüğü kapsamında yaşanan ihlallere de raporda yer verildi. Raporda, cezaevinde olan gazeteci, yazar, yayıncı sayısı 50, gözaltına alınan gazeteciler 82, tutuklanan gazeteciler 27, saldırıya uğrayan gazeteciler 21, dava/soruşturma açılan gazetecilerin 51 olduğu belirtildi. Düşünceyi ifade nedeniyle sosyal medya operasyonların da dahil gözaltına alınanların 706, tutuklanan ve hakkında dava/soruşturma açılanların 247, tutuklananların sayısının ise 25 olduğu yer aldı.
Örgütlenme özgürlüğü
Raporda, örgütlenme özgürlüğü kapsamında tutuklanan milletvekili, belediye başkanı ve parti yöneticisi sayısının 213 olduğu yer alırken, polis tarafından basılan parti ve dernek sayısının 23 olarak tespit edildi.
Eylem-etkinlik yasağı
Raporda, 36 ilde etkinlik ve eylemlerin yasaklandığı belirtildi. Van’da, 9 kez yasak kararı alındığı, Aralık ayı itibariyle bin 474 gündür yasak olduğu ifade edildi. Raporda, müdahale edilen etkinlik, basın açıklaması sayınının 735, yasaklanan etkinlik, gösteri, tiyatro sayısının 110, basın açıklaması, etkinlik ve eylemlerde gözaltına alınanlar sayısının ise 2 bin 38 olduğu tespit edildi. Bu kapsamda, 42 kişinin tutuklandığı ve 292 kişinin de mahkum edildiği ifade edildi.
Gamze Akkuş İlgezdi raporu;
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla hazırladığı “Suçlar Ülkesi Türkiye Raporu” açıkladı. Rapora göre, Türkiye’de son 11 yılda 72 bin 512 kişi cinayet işledi. 2018-2019 yıllarında insan öldürmekten hüküm giyen kişi sayısı, son 11 yılda bu suçu işleyenlerin yüzde 26’sına denk düştü. Öldürme fiilinden hapse girenlerin yüzde 98’ini, cinsel saldırı suçu işleyenlerin yüzde 99,3’ünü erkekler oluşturdu.
İlgezdi, raporda şiddetin bireysel bir tutum olmadığını, özellikle kadın ve çocuklara yönelik şiddetin yaygınlaşmasının politik bir sonuç olduğunu, bu nedenle de suç oranlarında patlama yaşandığını kaydetti.
72 bin 512 cinayet
Raporun devamında şu tespitlere yer verildi: “Adalet Bakanlığı verileri, Türkiye’de her türlü silaha erişimin giderek kolaylaştığını, suç oranlarında ciddi artış yaşandığını gösteriyor. Geride bırakılan 11 yılda, Türkiye’de 72 bin 512 kişi bir başka insanı öldürdü. Bu veri haftada 127 kişinin başka bir insanın yaşam hakkına kastettiğini gösterdi. Öte taraftan ateşli silah ve bıçaklarla işlenen suçlar sürekli artıyor. İnsan yaralama ve cinsel şiddet vakalarının önüne geçilemiyor. Yasalar var ama cezalar caydırıcı değil.
Yüzde 532 artış
Cinayet işleyerek cezaevine giren hükümlü sayısı 2019 yılında, 2009 yılına göre yüzde 532 arttı. 2009 yılında bin 514 kişi cinayet işlerken, bozulan toplumsal yapı sebebiyle 2019 yılında cinayet işleyen kişi sayısı 9 bin 574’e yükseldi. 2019 yılında günde 26 kişi öldürme suçunu işlediği gerekçesiyle cezaevine girdi. Sadece 2018-2019 yıllarında toplam 18 bin 906 kişi insan öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giydi. Bu veriye göre, ‘Tek Adam Rejimi’nde insan öldürmekten hüküm giyen kişi sayısı Türkiye’de son 11 yılda bu suçu işleyenlerin yüzde 26’sına denk.
Erkekler öldürüyor
Kadın cinayetleri her geçen gün artarken, insan öldürme suçundan hüküm giyenlerin neredeyse tamamı erkek. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2019 yılında cinayet işleyenlerin yüzde 98’si erkeklerden oluştu. Başka bir ifadeyle öldürme fiili nedeniyle hapse giren her 100 kişiden 98’i erkek. 2009-2019 yılları arasında cinayet işlediği gerekçesiyle hüküm giyen erkek sayısı da yüzde 537 arttı.
Cinayet suçunda olduğu gibi yaralama suçlarından cezaevine girenlerin oranı da ciddi şekilde arttı. 2019’de cezaevine giren her 100 kişiden 12’si, insan yaralama suçunu işledi. 2009’da 7 bin 647 kişi yaralama suçundan hapse girerken, bu sayı 2019 yılında yüzde 356 arttı. 2009’da günde 20 kişi yaralama suçundan cezaevine girerken, 2019 yılına gelindiğinde bu sayı günde 93 kişiye çıktı.
Silahlı suçlar
2019 yılında ateşli silahlar ve bıçaklarla işlenen suçlara karışan 6 bin 988 kişi cezaevine girdi. Başka bir ifadeyle geçen yıl haftada 134 kişi silah ve bıçak kullandığı için hapiste. Ateşli silah ve bıçaklarla işlenen suçlardan cezaevine giren kişi sayısı 2009 yılıyla kıyaslandığında yüzde 196’ya yükseldi.
Cinsel suçlar yüzde 932 arttı
2019 yılında günde 16, haftada 111 kişi cinsel suç işlediği gerekçesiyle cezaevine girdi. 2009 yılında 562 olan cinsel suçtan cezaevine giren kişi sayısı, 2019 yılında yüzde 932 artarak 5 bin 758’e ulaştı. Cinsel saldırı suçu işleyenlerin yüzde 99,3’ünü erkekler oluşturdu.”
Şiddetin yaygınlaşması politiktir
İlgezdi, “Karar alıcı konumda olanların; başta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yaygınlaşan şiddet karşısında kör, sağır ve dilsiz tavrını takınması, İçişleri Bakanlığı’nın bürokratik işlemleri, Adalet Bakanlığı’nın ise cezasızlığı kutsayan tavrı, şiddetinin her türlüsünü gün be gün meşrulaştırmaktadır. Unutulmasın ki şiddet asla bireysel bir tutum değildir. Özellikle kadın ve çocuklara yönelik şiddet ülkemizin en acı gerçeğidir. Şiddetin yaygınlaşması bu bakımdan politik bir sonuçtur. Bu nedenle ülkemizde öldürme, yaralama ve cinsel suç oranlarında patlama yaşanmaktadır” dedi.
HABER MERKEZİ