Türkiye’nin sınır ötesi operasyonuna dair konuşan Barış Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tahmaz, operasyona destek veren muhalefetin tutumunu eleştirerek, bu durumun demokrasiye etkilerini değerlendirdi
Türkiye’nin Kürdistan Federe Bölgesi’nde bulunan Zap, Avaşîn ve Metîna’ya yönelik başlattığı saldırılara tepkiler sürüyor. Barış Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tahmaz, operasyona destek veren muhalefetin tutumunu eleştirerek, bu durumun demokrasiye etkilerini ve sonuçlarını değerlendirdi.
Türkiye’nin her sıkıştığında sınır ötesine operasyona başvurduğuna dikkati çeken Tahmaz, iç ve dış politikada sıkışmanın bu yöntemle aşılmaya çalışıldığını söyledi. Türkiye’nin aynı zamanda önemli bir eşikten geçtiğine vurgu yapan Tahmaz, “Önemli bir başarısızlık, ekonomik kriz yaşanıyor. Bu operasyonun bunu gölgeleyecek bir arayış olma ihtimali üzerinde duruyorum. İkincisi; Ukrayna savaşı sonrası sürece ilişkin bir yatırım olduğu kanaatindeyim. Ukrayna savaşı sonrasında, her halükarda Kürt meselesi Türkiye’nin kucağında olacaktı. Çünkü, Ukrayna savaşının sonuçlarında bağımsız olarak Suriye konusu küresel güçler için önemli. ABD, AB ve Rusya arasındaki gerilim, Suriye üzerinden sürecek” dedi.
Artık kimse inanmıyor
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri girişimini örnek gösteren Tahmaz, Rusya’nın Ukrayna’ya “güvenlik tehdidi” gerekçe göstererek, operasyon yaptığını hatırlattı. Türkiye’nin de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını aynı gerekçeye dayandırdığını ifade eden Tahmaz, aynı zamanda beka sorununu da gerekçe yaptığını belirtti. Bu “gerekçeye” artık kimsenin inanmadığını söyleyen Tahmaz, “Şunun da altını çizmek isterim; Hükümet yetkilileri, Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı her gün ‘terörün belini kırdık’, ‘Bitti bu iş, çözdük’ diyorlar. Aynı zamanda HDP’yi de işbirlikçi olarak lanse edip, ‘Nefes aldırmayacağız’ diyor. Barış Vakfı olarak şu soruyu soruyorum; bittiyse bu operasyonu niye yapıyorsun? Buna niçin ihtiyaç duyuyor? Biten bir şeye neden imha hareketi başlatıyorsun? Bunun ağır ekonomik faturası cebimizden çıkıyor. Canımızdan oluyoruz. Asker ölüyor. Bu ülkenin yurttaşları ölüyor. Canlı, varlık ölüyor. Büyük ekonomik krizin içinde, tek bir kişinin bile ekonomiden memnun olmadığı bir süreçte, oraya kaldırılan uçak, atılan bombanın maliyeti burada 82 milyon yurttaşa yaşamı cehennem ediyor” diye konuştu.
Soykırıma destek
CHP’nin Kürtlerin “soykırım” olarak tanımladığı bir operasyonu desteklediğini dile getiren Tahmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu barışa hizmet eden, çözüme hizmet eden bir şey değil. Barış isteyenlerin desteğini de kaybediyor. Bununla karamsarlık üretiyor. Ayrıca seçime bir yıl kala bunu yapıyor. Kürt seçmenin oyunu almadan kimse Ankara’da iktidar olamıyor. Peki, böyle nasıl olacak? CHP, bu tutumlarıyla bu insanlardan nasıl oy alacak? Bu durum Türkiye’nin daha demokratik bir çehreye doğru kayma ihtimalini zayıflatıyor. Güçlü siyasal irade, sorunlar etrafında tutarlı politikalar üreten taraflar tarafından oluşturulur. Bu eski, ketum devleti dönüştüreceksen, bu devletin bütün uygulamalarını sorgulayarak, güvenlikçi politikaları yerine her alanda özgürlükçü politikalar inşa etmek ile olur.”
CHP iktidara teslim
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun operasyona dair desteğini de değerlendiren Tahmaz, bu desteğin sorunlara yeni bir sorun daha eklediğine vurgu yaptı. Türkiye’nin en büyük ve köklü sorunun Kürt sorunu olduğunu anımsatan Tahmaz, şunları dile getirdi: “‘Bu sorun çözülmeden başka sorun çözülemez’ tabirini savunuyorum. CHP’nin kendi politikalarındaki çeşitli argümanlarla değişim sinyali verdiği bir süreçte, son açıklama şunu güçlendirdi; CHP politikalarında ne yapacağı konusunda net değil. Ne yapacağını bilmiyor. Sıkıştığında devlet politikalarına ya da AKP-MHP’nin korkusuna teslim oluyor. Çünkü AKP bütün toplumu ‘terör’ üzerinden dövmeye çalışıyor.” Tahmaz, son süreçte hazırladıkları “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” raporunda gençlerin “Demokratik çözüm” yöntemine dair inançlarını yitirmeye başladığı uyarısında bulundu.
Mehmet Aslan/İstanbul-MA