Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önü alınamıyor. TTB’nin hazırladığı yasal düzenlemelerin kanun haline getirilmesi gerektiğini söyleyen Urfa Tabip Odası Başkanı Melik, saldırganların cezalandırılmadığını belirtti
Erdoğan Alayumat/Urfa-MA
Urfa’da Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Acil Sevisi’nde 18 Temmuz’da görev yapan Doktor Bahattin Ahmet Yalçın’ın bir hasta yakını tarafından şiddete maruz kalmasının ardından büyük tepki çeken sağlık çalışanlarına yönelik şiddet durdurulamıyor. Sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddetin son örneği, Aydın’ın Efeler İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde görevli Dr. Yunus Emre Baba’nın 1 Ağustos günü Aydın E Tipi Cezaevi’nde sevk isteyen ve muayeneyi kabul etmeyen bir adli bir mahkumun bıçaklı saldırısına maruz kalması oldu. Başta Türk Tabipleri Birliği (TTB) olmak üzere diğer sağlık meslek örgütleri her fırsatta tepkilerini gösterip, önlem alınmasını istemelerine rağmen şiddetin önüne geçilmiyor. Şiddete maruz kalan ve başvuruda bulunan 13 bin sağlık emekçisi doğrudan fiziksel şiddete maruz kaldığı yönünde beyanda bulunmasına rağmen, bu vakalarda sadece 390 saldırgan ceza aldı. Sağlık çalışanlarına dönük şiddetin son bulmak yerine 16 yılda ciddi oranda arttığını belirten Urfa Tabip Odası Başkanı Ömer Melik, karşılaşılan bu şiddet olaylarının esas sebeplerinden birisinin “Sağlıkta Dönüşüm” uygulamalarının sağlık çalışanlarını hedef göstermesi olduğunu söyledi. Yine uygulanan şiddetin cezasız bırakılmasının, toplumun bir kesimi tarafından sağlık çalışanlarına dönük ‘Biz kendi cezamızı kendimiz keseriz’ algısını yaygınlaştığını söyleyen Melik, “Hekimlere yönelik psikolojik şiddet, fiziksel şiddet ve mobing uygulamaları cezasız bırakıldığı için toplumun bazı bireylerinde emsal teşkil etmekte ve cesaretlendirmektedir” dedi.
Çözüme kavuşturulmalı
Sağlık çalışanlarının ciddi bir iş yükü altında kalması ve kesintisiz 36 saat çalıştırılmalarının beraberinde tükenmişlik sendromu getirdiğini de belirten Melik, “Gündem sapması ile hekimler ve hastalar karşı karşıya gelmekte, sanki bu olaylar münferit ve tek tek olaylarmış gibi ele alınmakta. Oysaki bu olayların bir bütünüyle ele alınması gerekiyor. Burada esas sorun olarak kişiler ve sistemden çok, hastalar ve hekimlerin karşı karşıya getirilmesi konunun esas nedeninden uzaklaştırdığı gibi, çözüm noktası da yine hekim ve hastalar üzerinde tartışılmaya başlanıyor. Bu bizi yanlış bir noktaya getiriyor. Hekime yönelik şiddetin sebepleri üzerinde durmamız lazım. Bunu doğuran sebepler nelerdir ve bununun üzerinde ne gibi sonuçlar ortaya çıkıyor, bunların üzerinde tartışılması gerekiyor” dedi. Görev partilere düşüyor Yine siyasi iktidar tarafından sağlık çalışanlarının hedef alınıp, bu sistemin temel sorumlusu sanki hekimlermiş gibi son derece yanlış bir algının ortaya çıkarıldığını ifade eden Melik, sağlık alnına getirilen ‘Performans Sitemi’ ile sağlık çalışanlarına adeta yarış atı gibi davranıldığını vurguladı. Yine gerek parlamentoda gerekse de hükümet düzeyinde TTB’nin hazırladığı yasal düzenlemelerin kanun haline getirilmesini istediklerini ifade eden Melik, bunun için de öncelikle sağlık örgütlerinin siyasi iktidar tarafından muhatap alınması gerektiğini vurguladı.