Kürt siyasetçiler ve gazetecilere yönelik 9 Ekim’de yapılan operasyonda tutuklanan 20 isim hakkında ayrı ayrı yürütülen soruşturmalar iddianameye dönüştü. TJA aktivisti Pınar Işık hakkında, “Ülkenin içinde bulunduğu yakın tehlike kriteri” denilerek 20 yıla kadar hapis cezası istendi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile 9 Ekim günü Kürt siyasetçiler ve gazetecilere yönelik 9 ilde yapılan operasyonda 142 isim evlerine düzenlenen baskınlarda gözaltına alındı. Gözaltına alınanların büyük çoğunluğu emniyet ve savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, aralarında HDP İl Eşbaşkanı Mehmet Şerif Çamçı ve gazeteci Kibriye Evren’in bulunduğu 25 kişi ise tutuklandı.
Savcılığın üst mahkemelere yaptığı itirazlar sonucu haklarında yakalama kararı verilen 7 isimden biri daha gözaltına alınarak tutuklandı.
Beyanı itiraf gibi sunuldu
Birden fazla savcı tarafından yürütülen soruşturmalarda, şimdiye kadar tutuklanan 26 kişiden 20’si hakkında ayrı ayrı iddianameler hazırlandı. Bu iddianamelerden bazıları sunuldukları mahkemelerce kabul edilirken, bir kısmına dair incelenmeler ise sürüyor. Hazırlanan iddianamelerin hepsinde PKK ve KCK’nin kuruluşlarına bir şablon biçiminde yer verilip, tutuklanan kişilerin “PKK/KCK ile bağlantılı olduğu” iddia edildi. Yine Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile OHAL ilanı sonrası kapatılan Göç Edenler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği (GÖÇ-DER) ve Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) gibi kurumların da “PKK/KCK ile bağlantılı olarak faaliyet yürüttükleri” ileri sürüldü. Hakkında hazırlanan iddianamenin Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildiği tutuklu isimlerden biri TJA aktivisti Pınar Işık.
Hazırlanan iddianamesinde Işık’a “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamaları yöneltilirken, bu suçlamalar gizli tanıklar Firar ve Ezel’in beyanları ile TJA aktivisti olması ve Irak’a gitmesine dayandırıldı. Yine sosyal medya hesabından yaptığı 29 paylaşıma yer verilip, bu paylaşımlarıyla “örgüt propagandası yapmak”la suçlandı. Işık’ın, TJA aktivisti olduğuna dair beyanının adeta itiraf gibi sunulduğu iddianamede, soruşturmanın “isimsiz” ve “genel” ihbar olmak üzere Firar ve Ezel adlı gizli tanığın ihbarı üzerine başlatıldığı belirtildi.
‘Yakın tehlike’ kriteri!
İddianamede, gizli tanık Firar’ın “PKK/KCK Cezaevi Dış Koordinasyonu’nda sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü” yönündeki iddiaları üzerinden Işık’a, “Cezaevi Dış Koordinasyonu’nda olduğu” suçlamasında bulunuldu. Yine, gizli tanık Ezel’in “TJA’nın KCK’nin Toplumsal Alan Koordinasyonuna bağlı Kadın Alan Yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğü” iddialarından hareketle Işık’ın TJA aktivisti olması, “örgüt üyesi olduğunun” kanıtı olarak kabul edildi.
Gizli tanıklar Ezel ve Firar’ın hakkında bu yönlü suçlamalarda bulundukları Pınar Işık’ın soyadını bilmedikleri de ortaya çıktı. Özellikle gizli tanık Firar’ın soyadını bilmediği Işık ile birlikte “Cezaevi Dış Koordinasyonu’nda yer aldığını” öne sürdüğü diğer 8 kişinin isim ve soyadlarını bilmesi dikkat çeken bir diğer ayrıntı oldu.
İddianameye dair dikkat çeken bir diğer şey, değerlendirme kısmında Işık’ın cezalandırılması için “konjonktüre” özel vurgu yapılması oldu. Değerlendirme kısmında bu yönlü olarak savcının, “Ülkemizde yaklaşık kırk yıldır süregelen terör faaliyetleri dikkate alındığında, mevcut dosya kapsamında yakın tehlike kriterinin de oluştuğu, tüm dosya kapsamından anlaşılmakla…” ifadeleri yer aldı.
Bu suçlama ve delillerle hazırlanan iddianame ile Işık hakkında 7 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Kaynak: MA