Keyfi uygulamaların ve hak ihlallerinin arttığı cezaevlerinde özellikle hasta tutukluların durumu ağırlaşıyor, revire çıkartılmadıkları gibi ilaçlar da geç veriliyor
Tecrit, sürgün, işkence ve son süreçte sık sık ölüm haberleriyle gündem olan cezaevlerinde keyfiliklerin ardı arkası kesilmiyor
İşkence haberleriyle adını duyuran cezaevlerinden olan Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi’ne dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Hamdullah Yağız Kesen’e bilgi veren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu üyesi avukat Mehtap Sert yaşanan hak ihlallerini sıraladı.
Sıcak su sadece iki saat
Tutukluların cezaevine gelen müfettiş sonrası sorunlarının arttığına dikkati çektiğini aktaran Sert hak ihlallerini ise, “13 kişilik koğuşta kalıyorlar. Yetersiz sıcak su nedeniyle banyo ve kıyafetlerini yıkama konusunda sorun yaşıyorlar. Cezaevi etrafında yoğun bir çöp ve tezek kokusu olduğundan kaynaklı sinek ve kokudan rahatsızlar. Belediyeye yazmışlar ancak sorun çözülmemiş. İlaçlama yapılmıyor. Toplu mektuplara izin verilmiyor. Kantindeki fiyatlar fahiş ve ürünler bozuk. Sıcak su 16.00 ila 18.00 saatleri arasında veriliyor. Fahiş elektrik faturaları geliyor. Camlarındaki demir parmaklığın dışına tel takılmış” diyerek sıraladı.
Montlar astarsız verildi
Cezaevinin soğuk olduğu ve kaloriferin sadece 21.00 ila 24.00 arasındaki saatlerde yakıldığı bilgisinin de paylaşıldığını belirten Sert, “Montları astarlı diye verilmediğinde soğuktan korunamıyorlar. Sürekli hastalık durumu söz konusu. Bulaşık yıkama yeri yok. Yüz yıkadıkları yerde bardak yıkıyorlar. A.I. adlı tutsağın kalp kapakçığında hava kaçırma problemi olup, memede kistler var. Kelepçeli muayene dayatmasına maruz kalmış. Kan alırken bile kelepçe ile aldıklarını söylüyor” dedi.
Sürekli uyandırıp baskı yapıyorlar
2 yıl 6 aydır tutuklu olan Z.D.’nin tekli hücrede kaldığı ve “bomba eğitimi aldı” iddiasıyla kendisine kireç çözücü gibi ürünler verilmediğini söyleyen Sert, “Havalandırmaya tek çıkıyor. En ciddi sıkıntısı gece her saat başı ‘yaşıyor musun’ diye uyandırılıyor. Neden uyandırdıkları sorulduğunda ‘hasta mısın diye kontrol ediyoruz’ diyorlar. Üstündeki baskıdan ölüm korkusu yaşamaya başlamış ve tedirgin oluyor. Aile ekonomik nedenlerle ziyaret edemiyor. Yurt dışından gelen bir mektup zarfında telefon resmi olduğu için şifre diye verilmemiş” diye belirtti.
5’i ağır en az 34 hasta tutuklu bulunuyor
Cezaevlerinde yaşanan temel sıkıntılardan biri de sağlık hakkı. Tutuklular revire çıkartılmadıkları gibi ilaçlar da verilmiyor.
İnsan Hakları Haftası dolayısıyla tutukluları ziyaret eden İHD, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Riha Barosu Kazım Ekinci İnsan Hakları Merkezi üyesi avukatlar, Urfa 1 ve 2 Nolu T Tipi ile Siverek T Tipi Kapalı Cezaevi’nde hasta tutuklular ile görüştü. İHD verilerine göre, üç cezaevinde yüzde 94 engelli Emin Güler’in de bulunduğu 5’i ağır 34 hasta tutuklu bulunuyor.
İlaç vaktini geçirtiyorlar
Görüşmelerine dair MA’ dan Müjdat Can’a bilgi veren avukat Ahmet Taş, üç cezaevinde 14 hasta tutuklu ile görüştüklerini belirterek, psikolojik travma yaratmak adına idare tarafından kararlar alındığının aktarıldığını söyledi. Taş, “Buna örnek olarak ilaç vaktini geçiriyorlar. Bir sağlık sorunu olduğunda hastaneye götürmek yerine bekletip sonra götürüyorlar. Sürekli ağız içi aramaya tutuyorlar” diye konuştu.
Ameliyat için geldi darp edip geri götürdüler
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da, hasta tutuklu Bülent Zengi’nin darp edilerek ameliyatına engel olunmasına ilişkin Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na başvuruda bulundu.
İzmir’de Kırıklar F Tipi Cezaevi’nde tutulan Zengi, 20 Kasım’da diz ameliyatı için Katip Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanenin tutuklu bölümüne sevk edilen Zengi’nin, aynı gün ailesiyle telefon görüş hakkını kullanmak istemesi talebi, gardiyanlar tarafından tehdit ve hakaretlerle reddedildiği belirtildi. “Fazla konuşma, kapıyı açıp içeri gireriz” diyen gardiyanların Zengi’ye saldırdığı ve darp ettiği öğrenildi. Darp edilen Zengi’nin diz ameliyatı engellenerek, tekrar cezaevine götürüldüğünü belirtildi.
3 kez infazı yakıldı
Yaşanan hah ihlallerine karşı ailelerin çağrıları ve birçok kentte başlattıkları Adalet Nöbet’leri de devam ediyor. İnfazı yakılan kızı Rozerin Kurt ve yine hasta tutuklu eşi için adalet talep eden Remziye Kurt da, JINNEWS’ten Melek Avcı’ya verdiği röportajda hasta tutuklular için duyarlılık çağrısı yaptı. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Rozerin Kurt’un 28 Kasım’da tahliye olması gerekirken infazı, “disiplin cezası” gerekçesi ile yakıldı. 2016’da tutuklanan ve 8 yıl 9 ay hapis cezası verilen Kurt’un 1 Kasım’da ziyaretçi görüşü engellendi, 1 Aralık’ta ise yeni “disiplin cezasının” verildiği belirtilerek tahliyesi 1 Mart 2023’e ertelendi.
En uzak yere gönderiyorlar
Eşi de Diyarbakır Cezaevi’nde hasta tutuklu bulunan Remziye Kurt, “Kızım 2015’te Bitlis’te üniversite okuyordu ve hayalleri vardı. Üniversitenin 3’üncü yılında tutuklandı ve 9 yıl ceza verdiler. Ankara’ya yollayarak sürgün ettiler resmen kızımı. Biz de maddi durumdan dolayı gelip göremiyoruz. Onun gibi onlarca kadının cezası bitmiş olmasına rağmen bırakılmıyor. Elbette kadınlar olarak boyun eğmeyeceğiz” dedi. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nin koşullarının iyi olmadığını söyleyen Kurt, “En uzak yere gönderiyorlar ki biz çocuklarımızı görmeyelim. Amed’de de cezaevi var. Bu psikolojik şiddettir” dedi.
Ameliyat sonrası apar topar götürdüler
4 yıldır eşinin de cezaevinde hasta olarak tutulduğunu belirten Kurt, eşinin 3 defa anjiyo olduğunu sonra kalp yetmezliği teşhisi konularak kalp pili takıldığını belirterek adli tıbbın cezaevinde kalamaz raporunu ısrarla vermediğini söyledi. “İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderdiler” diyen Kurt, “Nefes alamıyordu. Diyordu ki, ‘Lavaboya gidebilmek için bir merdiven bile çıkamıyorum. ’Adli tıbba gitti ama oradan da ret geldi. Kendi ihtiyacını kendisi görebilir denildi. Sonra ameliyat ettiler ve kalp pili taktılar. Refakatçi olarak bile almadılar. Bir gece hastanede tutulduktan sonra o ameliyatlı hali ile apar topar cezaevine geri gönderildi” dedi.
Duyarlılık çağrısı
“Görüyoruz, tecavüzcülere, suçlulara, kadın katillerine uygulanıyor ve bırakılıyorlar. Hepsi elini kolunu sallayarak sokakta geziyor. Bizimkilere gelince ifade özgürlüğünden dolayı içeride tutuyorlar” diyen Kurt, “Tüm Avrupa ülkelerine her yere sesleniyorum; bunlara artık bir dur denilsin bir şeyler yapılsın. Bu haksızlık ve zulümdür bu zulme artık dur desinler” diyerek duyarlılık çağrısı yaptı.
HABER MERKEZİ