Tarsus 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevine giren 18 tutuklunun, grev sonrası cezaevi idaresince verilen yemekten zehirlendiği iddia edildi. Kayseri Cezaevi’nde, açlık grevinde olan tutuklulara disiplin cezası adı altında görüş yasağı getirildi. Öte yandan ayrı cezaevlerinde tutuklu bulunan Sinan, Mahsun ve Bünyamin Çalhan isimli üç kardeş ise açlık grevine girdi.
Tarsus 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nin A -19 koğuşunda kalan 18 tutuklunun, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle girdikleri süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi sonrasında cezaevi idaresince verilen yemekten zehirlendiği iddia edildi. Kayseri Bünyan Cezaevi’ne ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı açlık grevinde olan tutuklulara disiplin cezası adı altında görüş yasağı getirildi. Öte yandan Ayrı cezaevlerinde tutuklu bulunan Sinan, Mahsun ve Bünyamin Çalhan isimli üç kardeş, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit koşullarının sonlandırılması talebiyle açlık grevine girdi. Çocuklarının sesinin duyulmasına isteyen baba Abdülkadir Çalhan, herkesi bu talebi sahiplenmeye çağırdı.
‘Sistematik bir işkencedir’
Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAYDER) Eşbaşkanı Ebedin Aktaş, aileleri aracılığıyla aktarılanlara ilişkin şunları söyledi: “Zehirlenme, tutukluların açlık grevi eylemi sırasında yaşanıyor; fakat tutuklular eylemde olduklarından tedaviyi kabul etmiyor. Daha sonra eylem sonlandıktan sonra verilen yemekten 19 tutukludan 18’i zehirleniyor. Zehirlenen tutuklular, sadece cezaevinde bulunan revirde muayene ediliyor. Tabi sağlıklı koşullarda tedavi edilmeyen tutuklukların sıkıntıları ve hastalıkları hala devam ediyor. Bu bilgiler, aileler tarafından iletildi. Cezaevine gönderdiğimiz avukatlar da bu bilgileri doğruluyor. Bu olay, sistematik bir işkencedir. Cezaevi idaresi, açlık grevine giren tutuklulardan adeta intikam alırcasına bir uygulama devreye koymuş durumda. Bugün zehirlenen tutuklulardan iki arkadaşımızın durumu ciddiyetini koruyor. Yaşanan olayın takipçisi olacağımızı buradan yineliyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız.”
‘Zehirlenen babam ve arkadaşları tedavi edilmeli’
Zehirlenen tutuklulardan birinin de babası Ali Gültekin (68) olduğunu ifade eden Aziz Gültekin, yaşanan olaydan sonra babasının yaşından dolayı zehirlenmeyi atlatamayacağını dile getirdi. Babasının yaklaşık 25 yıldır cezaevinde olduğu bilgisini paylaşan Gültekin, “Görüşe giden diğer tutuklu yakınlarından öğrendiğim kadarıyla koğuşta bulunanların hepsi zehirlenmiş. Durumu ağır olan babam ve bir arkadaşı. Olayı öğrendikten sonra İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) başvurduk. Babamdan dolayı endişeliyiz. Bir an önce zehirlenen babam ve arkadaşları tedavi edilmeli” dedi.
3 kardeş tecride karşı açlık grevinde
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin sona erdirilmesi talebiyle girilen süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi devam ediyor. Süresiz-dönüşümsüz açlık grevine giren tutuklular arasında Sinan (28), Mahsun (25) ve Bünyamin Çalhan (22) adlı kardeş de bulunuyor. 3 kardeşten Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sinan ilk grup, Kayseri Bünyan Kapalı Cezaevi’nde tutulan Mahsun ikinci grup, Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Bünyamin ise, dördüncü grup tarafından başlatılan açlık grevlerinde yer aldı. Kardeşlerden siyasi parti çalışmaları nedeniyle 2010 yılında tutuklanan Sinan Çalhan, PKK Lideri Öcalan’ın cezaevi koşulları, Kürt sorununun çözümü için diyalog ve anadilde savunma hakkı için 2012 yılında cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemine katılan isimlerden biriydi. 2014 yılının ilk günlerinde tahliye edilen Sinan, hakkında açılan dava yargılamasında 21 yıl hapis cezasına çarptırılması üzerine, 2015 yılının başlarında yeniden tutuklanarak cezaevine konuldu. 3 yılı aşkın bir süredir tutuklu olan kardeşlerden Mahsun Çalhan de, 2015 yılında Hakkari’de öğrencilik yaptığı sırada tutuklanarak, 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. En küçük kardeş olan Bünyamin ise, yaklaşık 18 ay önce siyasi parti çalışmalarında iken tutuklanarak cezaevine konuldu ve 12 yıl hapse mahkum edildi.
‘Halk bu sesi duymalı, bu talebi sahiplenmeli’
3 çocuğunun da “haksız yere” tutuklu olduğunu dile getiren babaları Abdülkadir Çalhan, cezaevlerindeki grevlerin bir anlamda bu haksızlık ve hukuksuzluklara karşı başlatıldığını ifade etti. Açlık grevlerini, “huzur ve barışın tesisi için bir çözüm önerisi” olarak gördüğünü belirten Çalhan, tutukluların talebine bir an önce yanıt verilmesini istedi. Aileleri olarak tutukluların taleplerini sahiplendiklerini ifade eden Çalhan, “Leyla Güven bir adım attı. Buradan kendisini selamlıyorum. Öcalan üzerindeki tecrit bir an önce sonlandırılmalı. Barış ve demokrasi çağrısı cevap bulmalı” dedi. Çalhan, kamuoyuna ise şu çağrıda bulundu: “Çocuklarımızın sesine ses olmak için halkımızın harekete geçmesi gerekiyor. Halk bu sesi duymalı, bu talebi sahiplenmeli. Ancak o zaman çocuklarımızın talepleri daha çok duyulur.”
Kayseri Bünyan Cezaevi
Kayseri Bünyan Cezaevi’ne, açlık grevinde olan tutuklulara disiplin cezası adı altında görüş yasağı getirildi. Tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi devam ederken, tutuklulara yönelik baskılar da arttı. Mardin’de 3 yıl önce tutuklandıktan sonra Mersin Tarsus Cezaevi’ne sevk edilen Berivan Bitmen (26), 2018 Ağustos ayında Kayseri Bünyan Cezaevi’ne gönderildi. Sevkler nedeniyle var olan sağlık sorunlarının tedavisi yarım kalan Bitmen’e sürekli disiplin cezaları verildiği öğrenildi. Sağlık sorunlarına rağmen Bitmen ile Merve Bolat, Maşallah Erbey adlı tutuklular, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 5 Ocak’ta süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladı.
‘Görüş yasağı’
Kayseri Bünyan Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerinin aileler üzerinden basına yansımasının ardından cezaevi yönetiminin tutuklulara görüş yasağı cezası verdiği kaydedildi. İki aylık görüş yasağı alan tutuklular, ailelerine yalnızca telefonla ulaşabilirken, aileler, telefon haklarının da ellerinden alınmasından endişeli. Tutuklu yakınları, uğradıkları baskılar nedeniyle kimliklerini de açıklamak istemediklerini belirtti. Tutuklu yakınları, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve avukatlara çağrıda bulunarak, yaşanan ihlallere karşı duyarlı olunmasını istedi.
Kaynak : MA