Diyarbakır Cezaevi’nden tahliye olan HDP PM Üyesi Zuğurli, bağırsakları dışarıda olan bir tutuklunun tedavi edilmediği, annesiyle birlikte kalan bir bebeğe ise mama verilmediğini söyledi
Diyarbakır T Tipi Cezaevi’nden tahliye olan HDP PM Üyesi Şehriban Zuğurli, cezaevinde yaşanan hak ihlallerine değinerek, bağırsakları dışarıda olan bir tutuklunun tedavisinin engellendiğini, annesiyle birlikte kalan bir bebeğe ise mama verilmediğini söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü’nün kayyumlara karşı yapmak istediği açıklamanın engellenmesiyle çıkan arbedede, “polise mukavemet etmek” iddiasıyla 14 Kasım’da tutuklanan HDP Parti Meclis Üyesi Şehriban Zuğurli, “Görevi yaptırmamak için direnmek” ve “Örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla açılan davanın 27 Aralık’ta görülen ilk duruşmasında tahliye edildi.
Diyarbakır T Tipi Cezaevi’nden tahliye olan Zuğurli, partisinin yapmak istediği basın açıklaması sırasında polisin müdahalesi sonrası gözaltına alınıp tutuklandığını belirterek, cezaevi kapısında çıplak arama dayatılarak işkencenin başladığını ve bu işkencenin her görüş gününde devam ettiğini kaydetti.
Aramalar taciz boyutunda
Cezaevlerinde özellikle siyasi tutukluların birçok hak ihlaline uğradığını ve kadın tutukluların daha çok mağdur edildiğini belirten Zuğurli, “Çıplak arama insanlık onurunu zedeleyen bir dayatmadır. Ben cezaevinde 1 buçuk ay kaldım. Koğuştan çıkışlarımızda çok ince aramalara tabi tutuluyorduk. Bu ince aramalar o kadar çok sıklaştı ki, aile görüşü, avukat görüşü ya da telefon görüşmelerinde kadın arkadaşlar, taciz boyutuna gelen aramalar karşısında zor anlar yaşıyordu. Aramayı kadın gardiyanlar yapıyordu. Ancak tacizin erkeği kadını olmaz. İnce aramalara izin vermediğin zaman sana hücre cezası olarak geri dönüyor. Bu konuda cezaevi yönetimi ile görüşme sağlamak istedik. Ancak bu girişimlerimiz de sonuçsuz kaldı” dedi.
Psikolojik şiddet
Kadınların ortak kullandığı alanların kamera sistemi ile izlendiğini, bunun da şiddetin bir başka çeşidi olduğunu ifade eden Zuğurli, “Ortak alanların tanımadığınız kişiler tarafından 7-24 izlenmesi psikolojik şiddettir. Ellerinden geldiğince kargoya çıkartmıyorlardı. Bize dışardan gelen kargoları hafta da bir kere almak hakkımızdı. Fakat kargoya çıkartmakta bile zorluk çıkartıyorlardı. Gelen eşyaları uyduruk gerekçelerden dolayı kabul etmiyorlardı. Yeni Yaşam Gazetesi’ne izin verilmiyordu. Sadece havuz medyasının gazeteleri elimize ulaşıyordu. Kitap sınırlamamız vardı. Kişi başı 10 kitap alabiliyorduk” diye belirtti.
Banyo ve tuvaletlerin bulunduğu alanın da kamera ile izlendiğini, bu nedenle kadınların zor anlar yaşadığını dile getiren Zuğurli, haftada sadece 1 kez, bir saatliğine sıcak su verildiğini, 13 kişinin bir saat içinde yıkanmasının mümkün olmadığını söyledi.
Tedavi edilmiyorlar
Ağır hasta tutukluların, cezaevi şartları altında durumlarının daha da kötüleştiğini dile getiren Zuğurli, “Sağlığı gerçekten yerinde olmayan arkadaşlarımız vardı. Açık kalp ameliyatı olan Guli Kara arkadaşımızın çok şiddetli ağrıları oluyordu. Sürekli tedavi olması gerekiyordu. Kasıklarında kist vardı. Sürekli kadın doğum uzmanlarına görünmesi gerekiyordu. O hasta haliyle bile ince arama dayatılıyordu. Arkadaşımız bunu kabul etmediği için hastaneye götürülmedi. Sabaha kadar sancılarla kıvrandı. Sağlık hakkımız engelleniyor. Revir sadece sana ilaç yazabiliyor. Sevk istediğimizde de engelleniyordu. Yine bağırsakları dışarda olan Sozda arkadaş vardı. 20 yıldır cezaevinde. Ağır hasta olmasına rağmen tedavi edilmiyor” diyerek, hasta tutukluların bir an önce tahliye edilmeleri ve tedavilerinin daha sağlıklı ortamlarda gerçekleştirmeleri gerektiğini belirtti.
Bebeğe mama verilmiyor
13 kişilik koğuşta annesi ile birlikte cezaevinde kalan 4 yaşındaki bir bebeğin de olduğuna dikkat çeken Zuğurli, bebeklerin mama süt gibi besinlerle beslenmesi gerektiğini, ancak bu besinlerin koğuşa verilmediğini, yetişkinlerin tükettiği besinlerin bebeğe verilmesi durumunda sağlık sorunları yaşadığını söyleyerek, kamuoyuna cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı duyarlılık çağrısında bulundu.