Özgürlük için Hukukçular Derneği Eşbaşkanı Bünyamin Şeker, cezaevlerinde hak ihlallerinin, İmralı’ya yönelik yeni atılan tecridi derinleştirme adımlarıyla arttığını söyledi. Şeker, salgının da baskı için kullanıldığını kaydetti
Selman Çiçek/Diyarbakır
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a 23 Eylül tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Bursa 2’nci İnfaz Hakimliği tarafından avukatları ile 6 ay görüş yasağı ve telefon görüş yasağı verildi. İmralı Cezaevi’ne yönelik ihlaller Türkiye’nin diğer cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin habercisi gibi. İmralı Cezaevi’nde Öcalan şahsında devreye sokulan avukat ve telefon yasağı sonrası Eylül ve Ekim aylarında cezaevlerinde 5 tutuklu yaşamını yitirirken, 5 cezaevinde artan hak ihlallerine karşı açlık grevi başlatıldı. Son iki ayda cezaevlerinde hak ihlali uygulamaları tavan yaparken salgına yakalanan birçok tutsak kaderlerine terk edildi.
Cezaevlerinde son dönemde artan hak ihlallerini değerlendiren Özgürlük için Hukukçular Derneği Eşbaşkanı Bünyamin Şeker, cezaevlerinde ayyuka çıkan hak ihlallerinin son iki ay ile sınırlı kalmadığını, hükümetin 12 Mart’ta ilan ettiği salgın sürecinin bir baskılama aracı haline getirdiğini söyledi. Devletin cezaevlerinde tutukluları bireyselleştirmeye yönelik politikalarının olduğunu belirten Şeker, cezaevlerine yönelik devletin yeni politikalar ürettiğini ve 12 Mart’ta cezaevleri ve avukatlara yapılan operasyonla startının verildiğine dikkat çekerek, “Urfa operasyonunda hazırlanan iddianame bize yeni yönelimlerin donelerini veriyordu. Süreci bununla değerlendirmek gerekiyor. Uzun süredir planlanıyor bu yönelimler. Maalesef pandemi süreci ile birlikte bu yönelimleri meşrulaştırma yoluna gittiler. Pandemiyi fırsat olarak gördüler” diye konuştu.
Hak ihlalleri tecridin parçası
İmralı’ya yönelik yönelimin diğer cezaevlerine yönelik yönelimlerin başlangıcı ve ilk uygulama alanı olduğuna dikkat çeken Şeker, “Öcalan üzerinde 21 yıldır tecrit var. 2012’de bu tecrit ağırlaştı. Bu yasaklar İnfaz Hakimliği’nin aldığı bir karar değildir, bu karar bu şekilde meşrulaştırılamaz. Bir konseptin parçasıdır. Ve bu konsept bugün İmralı’da devreye konulduktan sonra diğer tüm cezaevlerine yayılmaktadır. Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri İmralı’da uygulanan tecritten bağımsız ele alınamaz. Bu gerçeklik artık net bir şekilde görülüyor. Gittikçe tecridin dozunu artıran, hak ihlallerini yoğunlaştıran bir infaz rejimi ile karşı karşıyayız” diye belirtti.
Dışarı ile bağ koparılıyor
Salgın süreci öncesinde Meclis’te infaz yönetmenliğinde bazı değişiklikler yapıldığını hatırlatan Şeker, gazetelerin, radyoların ve Kürtçe mektupların verilmemesinin bu yönetmenlikle sağlandığını söyledi. Mart ayından beri tutukluların dışarı ile olan bağının koparıldığını ifade eden Şeker, “Bu bağın koparılması için cezaevlerine yönelik yönelimlerin dozu iyice artırıldı. Birçok hak gaspedildi. Ortak alana, hobilere, spora çıkarılmama vb. uygulamalar devam ediyor. Sadece kendi avluları dışından başka bir alana çıkarılmıyor” dedi.
Virüse önlem alınmıyor
Şeker, tutuklulara hijyen malzemelerinin eksik temin edildiğini, bu nedenle tutuklular arasında koronavirüsün yayıldığını söyledi. Son zamanlarda cezaevlerinde yaşanan vaka artışlarına dikkat çeken Şeker, hükümetin cezaevlerinde hastalığın yayılmasını önleyici tedbirler almak yerine salgını fırsata çevirerek tutsakların dışarı ile bağının koparılmasına yönelik tedbirler aldığını söyledi.
Hasta tutuklular
Son olarak hasta tutukluların durumuna da değinen Şeker, “Hasta tutsakların durumu halen acilliğini koruyor. Ancak devletin hasta tutsaklara yönelik hiçbir adımı yok. Adeta kaderlerine terk edildiğini söyleyebiliriz. Tedavileri düzenli yapılmamaktadır. Sadece Patnos Cezaevi’nde 4 hasta tutsak yaşamını yitirdi. Pandemi sürecinde de hasta tutsakların durumuna dikkat edilmedi. Tam tersine mağduriyetine yol açtı” diye belirtti.
İki aylık bilanço
Eylül-Ekim aylarında cezaevlerinde yaşanan ölüm, yasak ve hak ihlalleri özetle şu şekildedir:
İmralı
* İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’a avukat yasağı getirildi. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Bursa 2’nci İnfaz Hakimliği, İmralı’da tutuklu Öcalan ve 3 kişi için avukatları ile 6 ay görüş yasağı kararı verdi. Kararın 23 Eylül’de alındığı öğrenildi.
İmralı Adası’na getirildiği 15 Şubat 1999’dan bugüne bir kez telefon görüşme hakkını kullanabilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’a, 6 aylık avukat görüş yasağından sonra bu kez 6 aylık telefon görüş yasağı getirildi.
Açlık grevi
* Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutukluların, Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarının son bulması talebiyle 14 Eylül’de başlattığı dönüşümlü açlık grevi, 45’inci gününde devam ediyor.
* Aksaray T Tipi ve Kırşehir E Tipi Kapalı Hapishanesinde ayakta sayım ve onur kırıcı uygulamalara karşı bir açlık grevi yapılmıştır. Daha sonra açlık grevleri sonlandırılmıştır.
* Maraş Türkoğlu 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde içtikleri sudan kaynaklı rahatsızlanan tutuklular, revire kaldırıldı. Tutuklular hak ihlallerine karşı açlık grevine başladı.
Ölüm
* İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre cezaevlerinde 604’ü ağır olmak üzere toplam bin 605 hasta tutuklu bulunuyor. Verilere göre geçtiğimiz yıl toplam 50 hasta tutuklu yaşamını yitirdi. Bu yılın ilk 9 ayında da 20’si hasta tutuklu olmak üzere toplam 38 tutuklu yaşamını yitirdi. Bu ölümlerden 4’ü, ağır hak ihlalleriyle gündemden düşmeyen Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşandı. Eylül ve Ekim aylarında ise 4 tutuklu yaşamını yitirdi.
*Son bir hafta içerisinde söz konusu cezaevinde 75 yaşındaki emekli öğretmen Takiyettin Özkahraman ve Kürtçe mevlit okuduğu için tutuklanan 76 yaşındaki Ali Boçnak yaşamını yitirdi. 2 tutukluyla aynı kaderi paylaşmamaları için Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 82 yaşındaki Mehmet Emin Özkan ve diğer hasta tutuklular için yapılan tahliye çağrıları ise sürüyor.
Son iki ayda cezaevlerinde ölen tutukluların isimleri ise şöyle:
SERKAN TUMAY
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde bulunan adli tutuklu Serkan Tumay’ın, 18Ekim’de gardiyanlar tarafından darp edilerek öldürüldüğü iddia edildi. Tumay’ın cenazesini alan ailesi bedeninde darp izlerinin olduğunu belirtti.
SİNAN GENCER
Trabzon’un Maçka ilçesinde 2005 yılında yaralı yakalanan ve işkence gören Sinan Gencer, iki kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 15 yıla aşkın süredir tutuklu bulunan Gencer, Trabzon ve Erzurum cezaevlerinde kaldı. Gencer, tutuklu bulunduğu Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 23 Eylül’de intihar ettiği ileri sürüldü.
TAKİYETTİN ÖZKAHRAMAN
Muş’un Malazgirt ilçesinde 2017 yılında tutuklanan 75 yaşındaki emekli öğretmen Takiyettin Özkahraman, 18 Eylül’de tutuklu bulunduğu Patnos L Tipi Cezaevi’nde fenalaşması üzerine ambulansla Patnos İlçe Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı, daha sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Hastanesi’ne sevk edilerek, tedavi altına alındı. Özkahraman, solunum ve akciğer yetersizliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanenin yoğun bakım servisinde bir gün sonra 19 Eylül’de yaşamını yitirdi.
ALİ BOÇNAK
Kars’ta 2009 yılında “KCK” adı altında yapılan operasyonlarda gözaltına alınan Ali Boçnak, Kürtçe mevlit okuduğu gerekçesiyle “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuksuz yargılandı. Yargılama sonucunda 7 yıl 8 ay hapis cezası verilen ve 2013 yılında cezası Yargıtay tarafından onanan Boçnak, 2017 yılında tutuklanarak Patnos L Tipi Cezaevi’ne konuldu. 3 yıldır tutuklu bulunan 76 yaşındaki Boçnak, 24 Eylül’de yaşamını yitirdi..
Hak İhlalleri
*Türkiye’nin bütün cezaevlerinde tutuklulara gazete verilmiyor. Radyolara el konuluyor. Yeni Yaşam gazetesi başta olmak üzere Evrensel, Birgün gazeteleri tutuklara verilmiyor, gerekçe olarak da Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin hapishaneye alınmadığı söyleniyor.
*Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde salgın hastalığa rağmen 2 koğuşun birleştirildiği ve 12 kişilik odada ise 17 kişinin kalmak zorunda oldukları öğrenildi. Yatak sayısının yeterli olmaması nedeniyle 5 tutuklunun yerde yattığını kaydeden tutuklular, daha önce kotasız verilen suyun 70 litreye indirildiğini iletti.
*Şırnak Cezaevi’nden Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen tutuklular, “koğuş değişikliği” taleplerine darp, tehdit ve sevkle yanıt verildiğini aktardı.
*Afyon 1 Nolu T Tipi’nde 4 tutuklu haklarında verilmiş müebbet hüküm kararı olmamasına rağmen tek başlarına tutulmaktadır.
*Urfa’dan Bolu’ya sevk edilen bir tutuklu Bolu’da çıplak aramaya maruz bırakılmıştır. Sincan 3 Nolu L Tipi’nde ise bir tutuklu 20 infaz koruma memurunun şiddetine maruz kaldığını iddia etti. Diyarbakır 2 No’lu Cezaevi’nde gardiyanların bir tutuklunun ayağını kırdığı ve 4 gündür protesto için yemek yemediği öğrenildi.
*Kayseri’de tutuklu bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı kendisine 25 adet kartpostalın gönderildiğini ancak sakıncalı görülerek verilmediğini; kendisine gönderilen 7 kitaptan 3’ünün de verilmediğini aktardı.
* Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutulan J. A.’nın ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olduğu, statüsünde başka mahpusun bulunmadığı için tek bir blokta tek başına tutulduğu ve kimseyle sohbet edemediği, aynı statüdeki başka mahpusların olduğu cezaevlerine sevk taleplerinin de kabul edilmediği aktarılmıştır.
*Kırşehir Cezaevi’nde “ayakta sayım” dayatmasına karşı açlık grevinde olan tutuklular, sevk edildikleri Kayseri T 1 Nolu Kapalı Cezaevi’nde de aynı dayatmaya maruz kaldı. 15 Eylül’de Kırşehir Cezaevi’nden sevk edilen Feyyaz Gülsoy ve 3 kişi, cezaevi girişinde çıplak aramaya maruz kaldı. Çıplak aramayı kabul etmeyen tutuklara hücre cezası verildi.
*Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde bulunan siyasi tutuklu Dilbirin Orhan, cezaevinde kendilerine ya su verilmediğini ya da verilen suyun çamurlu olduğunu iletti.
*Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Dilan Oynaş, “yukarıdan talimat aldık” denilerek battaniyelerinin toplatıldığını aktardı.
Koronavirüs
Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda 9 tutuklunun koronavirüse (Kovid-19) yakalandığı belirtildi.
Koronavirüs nedeniyle Efrînli Muhammed Emir’in yaşamını yitirdiği Elbistan Cezaevi’nde koronavirüse yakalanan tutukluların ikinci test talepleri reddedildi.
Kayseri Bünyan 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde koronavirüsün tüm tutuklulara yayıldığı, birçok koğuşun karantina koğuşuna çevrildiği belirtiliyor.
Menemen Cezaevi’nde korona salgınından dolayı çok sayıda tutuklu salgına yakalandı. 7 tutuklu ise hastaneye kaldırıldı.