Türkiye cezaevlerinde tutulan siyasi tutsaklar ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyası dahilinde açlık grevlerine başlayacaklarını duyurdu
“Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” sloganı ile 10 Ekim’de startı verilen ve küresel çapta yürütülen kampanyaya tutsaklar da açlık grevi ile katılacaklarını açıkladı. Türkiye cezaevlerinde bulunan tutsaklar adına Deniz Kaya’nın ANF’de yer alan açıklamasına göre, Türkiye cezaevlerinin genelinde siyasi tutsaklar 27 Kasım-15 Şubat tarihleri arasında açlık grevine girecek. Açıklamada, eylemin dönüşümlü olacağı ve hasta, yaşlı ve cezasının bitimine iki yıl kalmış olan tutsakların dahil edilmeyeceği kaydedildi.
25 yıldır tecridin kesintisiz sürdüğü belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İmralı’dan ses yoksa, negatif anlamda orada her şey yaşanıyor olabilir. TC geleneği ve bu güne kadar ki yaşatılanlar bizlerin böyle düşünmesini doğal kılıyor. Çünkü asıl mücadele İmralı’da yürütülüyor. 2015’le başlayan topyekun savaş konsepti de İmralı’nın kapılarının tüm dünyaya tamamıyla kapatılması ile başlanmıştır. Dışarıda yürütülen katliam ve sindirme politikasının şiddeti aynı zamanda İmralı’daki mücadelenin o denli yoğun yürütüldüğünün de göstergesidir. İmralı gerçeği, uluslararası bir ittifak sonucu yaratılmıştır ve aynı ittifakla yürütülmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle tecrit ve İmralı esareti sürdüğü müddetçe bileceğiz ki devletler arası komploda devam etmektedir.
Halklar, demokratik inanç grupları, kadınlar bu gidişata her zamankinden daha güçlü bir çaba ile el koymak durumundadır. Türkiye dahil, mevcut siyaset sahnesi tamamen özelleşmiş grupların çıkar alanına dönüşmüş durumdadır. Mide bulandırıcı bir iki yüzlülük birçok alanı kaplamış vaziyettedir. Kendine demokratlık ve konforlu konformist muhaliflik ile mevcut sistemin yeniden üretilmesinden başka sonuç yaratılamayacağı açıktır. Türkiye toplumunun her kesiminde ağzını açan bir çürümeden, adaletsizlikten, yoksullaşmadan ve krizden bahsediyor. Bunların tümü sonuçtur. Türkiye’de sonuçlar konuşuluyor, ama buna sebep olan nedenler görülmek istenilmiyor, gözlerden kaçırılıyor.
Kürt sorunu tam da bu sonuçları üreten ana sebeplerin başında gelmektedir. Çözümsüz bırakılmaya çalışılan Kürt sorunu daha fazla savaş demektir. Bunu büyük askeri harcama ve yoksullaşmayı beraberinde getireceği açıktır. Hakeza hukuksuzluk, yasa dışılık, keyfiyet özcesi özel savaş ve bunun finansmanı peşi sıra gelir. Bu da kara para, uyuşturucu kaçakçılığı, mafyalaşma ve çeteleşme demektir. Kürt sorununda çözümsüzlük zalimin zulmünde ısrardır.
Abdullah Öcalan üyesi olduğu toplumda ve dünyada yaşanan siyasal, ekonomik, ekolojik ve cins sorunlarını bilmekte, tanımlamakta ve hakiki çözümler sunmaktadır.
Tüm bu nedenlerle Kürt sorunun çözümü ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü aynı şeydir, biri diğerinden ayrı ele alınmaz, alınmamalıdır. Zaten bu farkındalıkla hamleye, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” adı veriliyor. Bu nedenle başlayan kampanyaya her halktan insanların omuz verdiğini görmek hem mutluluk vericidir hem de cehennem ateşini söndürme, cenneti el birliği ile yaratma kararlılığının bir ifadesi niteliğindedir.
Bu amaçla “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlemize ilk aşamada 27 Kasım- 15 Şubat tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz Dönüşümlü Açlık Grevi Eylemi ile katılım göstereceğiz. Dönüşümlü açlık grevi eylemimizin gün ve grup sayısını planlamasını her zindan alanımız kendi bileşimine ve koşullarına göre planlayacak, eyleme hasta, yaşlı ve cezasının bitimine iki yıl kalmış olan arkadaşlarımız dahil edilmeyecektir. Ayrıca, bulunduğumuz her alanda açıklamamızda dile gelen hususlar temelinde ve kampanya içeriği doğrultusunda dış temsilciliklere, insan hakları kurumlarına, medya temsilciliklerine, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine mektuplar yazacağız. Adalet Bakanlığı’na sıklıkla İmralı’daki tecridi yazacağımız dilekçelerle hatırlatacak, İmralı’ya sevk talebinde bulunacağız. Abdullah Öcalan’a ve İmralı’daki diğer tutsak yoldaşlarımıza daha sık aralıklarla mektup yazacak, CPT’ye ihmal ettiği sorumluluğunu tekrar hatırlatacağız. Mahkemelerde tecridi kınayıp teşhir edeceğiz.”
Kaynak: ANF