Gazeteci Rojhat Doğru, cezaevine para gönderdiği için “örgüt üyesi” suçlamasıyla hakkında 41 sayfalık iddianame hazırlandı. İddianamede, Doğru’nun avukatı ve meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmeleri suç sayıldı
İstanbul’da 2019 yılında başlatılan bir soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra 23 Mayıs’ta tutuklanan gazeteci Rojhat Doğru, tensip zaptının hazırlanmasının ardından 17 Temmuz’da tutuklu bulunduğu Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi.
Mezopotamya Ajansı’nın (MA) haberine göre; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Doğru hakkında başlatılan soruşturmasını tamamlayarak, 41 sayfalık iddianame hazırladı. “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla hazırlanan iddianame İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Söz konusu dava, Doğru hakkında daha önce Diyarbakır’daki 7-8 Ekim Kobanê eylemlerini takip ederken yaptığı haberler nedeniyle açılan ve Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren dava ile birleştirildi.
Para göndermek suç
Doğru, farklı cezaevlerinde bulunan 2 kişiye para gönderdiği için “PKK Zindan Direnişi Konseyi Dış Koordinasyonu” yapılanmasında faaliyet göstermekle suçlanıyor. İddianamede, soruşturmanın başlatılma nedeni ise, “takibi yapılan şahısların cezaevlerinde bulunan para, kart, mektup göndermek ve bu tür eylem ile etkinlikleri koordine ederek örgüte taban oluşturarak Zindan Direniş Konseyi Dış Koordinasyonu içinde faaliyet yürütülmesi” şeklinde gösterildi. İddianamede, soruşturmada ismi geçenlerin Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi sırasında İstanbul’daki cezaevlerinde tutuklu olanlara, akrabalık bağları bulunmamasına rağmen para yatırdığı kaydedildi.
İddianamede, yapılan araştırmalarda Doğru’nun 27 Şubat 2019’da Silivri Cezaevi’nde bulunan Yusuf Bayram’a, 7 Mart 2019’da ise yine aynı cezaevinde bulunan Yılmaz Kahraman’a ayrı ayrı 500 TL havale çıkardığı belirtildi.
Delil: Görüştüğü kişilerin ‘suç kaydı’
İddianamede, Doğru’nun para gönderdiği Yusuf Bayram’la daha önce tutuklu yargılandığı davadan aynı koğuşta kaldığı, Yılmaz Kahraman ile aynı koğuşta kalmadığına yer verildi. İddianamede, Doğru’ya ait olduğu değerlendirilen cep telefonundan avukatı ve meslektaşlarıyla görüşme yapması da yer aldı. İddianamede, Doğru’nun avukatı Resul Tamur ve meslektaşları Sertaç Kayar, Hayri Demir ve Mehmet Erol’a yaptığı görüşmelere de yer verilerek, bu kişiler hakkında açılan soruşturma ve kovuşturmalar bulunduğu ifade edildi. Yine, bu kişilerle yapılan görüşmelere ilişkin, “Örgüt ile olan organik bağının devam etmesi, örgütsel tüm bu faaliyetlerini bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği” değerlendirmesi yapıldı.
‘Borcum vardı, onu gönderdim’
Doğru’nun evinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığına dikkat çekilen iddianamede, Doğru’nun ifadesine de yer verildi. Doğru ifadesinde, daha önce aynı koğuşta kaldıkları Yusuf Bayram’a borcu olduğunu, bin TL’lik borcunun bir kısmı olan 500 TL’yi kendisine gönderdiğini belirtti.
‘Suç kaydı bulunanlarla görüştü’
İddianamenin değerlendirme kısmında ise, Doğru’nun “PKK/KCK’nin Cezaevi Dış Koordinasyonu” yapılanmasında yer aldığı, örgütsel talimat çerçevesinde açlık grevleri sırasında örgüt devamlılığını sağlamak amacıyla cezaevine para gönderdiği iddia edildi. İddianamede, Doğru’nun HTS kayıtlarında “terör nitelikli suçlardan kaydı bulunan kişilerle irtibatını sürdürerek, örgütle olan bağını devam ettirdiği” ileri sürüldü.
15 yıla kadar hapis istemi
İddianamenin sonuç ve talep kısmında da, Doğru’nun örgüt hiyerarşisinde yer aldığı, iddia edilen suçları işlediğine dair yeterli şüphe oluştuğu iddia edilerek, 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.