Cumartesi Anneleri, bu hafta 1995 yılında gözaltında kaybedilip, cenazesine kimsesizler mezarlığında ulaşılan Hasan Ocak için adalet talebinde bulundu. Kayıp Yakınları ise ‘yüzleşme’ çağrısı yaptı
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için düzenlediği eylemlerinin 790’ıncı haftasında Hasan Ocak’ın için adalet talebinde bulundu.
Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınla yapılan eylemde ilk açıklamayı anne Emine Ocak yaptı. 25 senedir oğlu için yola çıktıklarını dile getiren anne Ocak, “Herkesin mezarı bulunsun, adalet istiyoruz” diye seslendi.
‘Failleri korumayın, yüzleşin’
Hasan Ocak’ın ağabeyi Hüseyin Ocak da, yaptığı konuşmada devletin kardeşinin dosyasında suç üstü yakalandığını belirterek, “Bugün Hasan Ocak’a saldırmasının nedeni budur. Failleri korumayın. Geçmişle yüzleşme yasalarını çıkarın. Geçmişle hesaplaşan toplumlar barış içerisinde özgür ve mutlu yaşar” ifadelerini kullandı.
Ocak’ın bir diğer ağabeyi Ali Ocak ise, şunları dile getirdi: “Bundan 21 yıl önce bir zülüm vardı. Bu zulmü durdurmaya çalıştık ama durduramadık. Bugün geldiğimiz noktada o zulüm önce örgütlü bir kültüre sonra örgütsüz bir adaletsizliğe dönüştü. Şimdi örgütsüz bir vicdanla karşı karşıyayız. Hani derler ya devlette süreklilik esastır. Sanki bu suçlarda süreklilik esas alınarak bugüne geldik. Biz bu dünyadan göç etsek de çocuklarımız mücadelemizi sürdürecektir.”
O dönem gittikleri her yerde, çaldıkları her kapıda ağabeyi Hasan’ın gözaltına olmadığı cevabı ile karşılaştıklarını paylaşan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak da, “Kendisi ile yaptığımız görüşmelerde İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, elindeki belgeleri bize göstererek ağabeyimin devlet için aranan şahıs olmadığını söylemişti. Bu bilgiyi daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İçişleri Bakanı Nahit Menteşe kamuoyu ile paylaşmıştır. 25 yıldır Hasan’ı gözaltında kaybeden suçlular korunurken, Hasan’dan suçlu yaratmaya çalışanları tarih her zaman yalanlayacak” diye konuştu.
‘Çeyrek asırlık hukuksuzluğa son verin’
Bu haftaki basın metnini de Ocak’ın yeğeni Dilcan Acer okudu. Acer, Ocak dosyasındaki çeyrek asırlık hukuksuzluğun son bulmasını istedi.
Hasan Ocak’ın sosyalist kimliği ile bilindiğini vurgulayan Acer, İstanbul Avcılar’da yaşayan Ocak’ın 21 Mart 1995’te işyerinden annesini arayarak, akşam yemeği için balık getireceğini söylediğini belirtti. Ocak’ın ne o akşam ne de sonrasında bir daha evine gelemediğini dile getiren Ocak, “Newroz nedeniyle gözaltında tutulan bir tanık ise şubedeyken bir hareketlilik olduğunu ve polislerin ‘Hasan Ocak getirildi’ diye aralarında konuştuklarını söyledi” dedi.
Yetkili mercilere seslenen Acer, Hasan Ocak soruşturmasında yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi çağrısı yaptı.
‘Hakikatlerle yüzleşin’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları da “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 588’inci hafta açıklamasını dernek binasında gerçekleştirdi. Kovid-19 salgını nedeniyle eyleme sadece İHD Kayıp Komisyonu üyesi Hasan Yalçın katıldı.
Yalçın, “Türkiye’de ve özelde bölgemizde 35 yılı aşkın yaşanan savaş ve yoğun çatışmalar ortamında devlet ve devlet ile bağlantılı bir takım güçler tarafından gözaltında zorla kaybedilmeler, faili meçhuller ve yargısız infazlar gerçekleştirildi” diyerek buna karşı yapılan başvuruların ise sonuçsuz kaldığına dikkat çekti
Devlet ve siyasal iktidarların, bugüne kadar kayıp yakınlarının barışçıl eylemlerini “güvenlik” gerekçesiyle engellediğini anımsatan Yalçın, cezasızlık politikasının sürdüğünü vurguladı. Zorla kaybettirme uygulamalarının, Türkiye’nin yüzleşmesi gereken bir gerçeklik olduğunun altını çizen Yalçın, İHD olarak taleplerini şu şekilde sıraladı: “Faillerinin ortaya çıkarılması için devletin tüm arşivlerini açması gerekmektedir. Hükümeti, ‘BM Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile İlgili Uluslararası Sözleşme’yi imzalamaya ve sözleşme gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz. Türkiye’nin Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran Roma Statüsüne taraf olması gerektiğini hatırlatıyoruz. Etkin bir yargılama yürütmeye, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyoruz. Toplumsal barışın tesisi için ‘Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu’ kurulmasını talep ediyoruz.”
İSTANBUL/DİYARBAKIR