Bilindiği üzere 5 Haziran Dünya Çevre Günü’dür. Her yıl bu nedenle etkinlikler yapılır. Her 5 Haziranlarda siyasiler bolca nutuk atarlar. Bu yılki Dünya Çevre Günü, pek nutuk atmalara vesile olmadı. Ekoloji hareketleri tarafından da daha çok doğadaki tahribatlar değerlendirildi. İyi oldu. Fakat Dünya Çevre Günü’nün teması biyoçeşitlilik olarak belirlenmişti, o pek değerlendirilmedi.
Biyoçeşitlilik
Oysa biyoçeşitlilik önemlidir. Çünkü biyoçeşitlilik; her çeşit bitki ve hayvan yaşamını, insanı ve ekonomik ilişkileri halkların geleneklerini ve yönetim biçimlerini kapsar. Bu tanıma göre, küresel kapitalizm ve ön açıcıları olan monarşist yönetimler biyoçeşitliliğin yaşamasına engel teşkil etmektedirler.
Köylülerin rolü
Biyoçeşitliliğin korunmasında küçük köylülerin rolü önemli. Köylüler, bugüne değin yerel tohumları kullanarak biyoçeşitliliği geliştirmiş, hayvan çeşitliliğinin devamını sağlamışlardır. Yani köylü varlığının sürmesi sayesinde doğa yaşamış, yaşatmıştır. Şimdi ise köylü varlığının devamlılığı risk altında. Dolayısıyla biyoçeşitlilik her zamankinden daha fazla yok olmakla karşı karşıya. Biyoçeşitliliğin yok olmasında köy(lü)lerin azalması kadar, mono ekim tarzı ile az ırka bağlı hayvan yetiştiriciliği de önemli etkendir. Şöyle ki;
– Gıda olarak kullanılan 80 bin bitki çeşidi var, ancak sadece 150’sinin ekimi yapılıyor.
– 20 yüzyılda Hindistan’da pirincin 30 bin türü vardı. Şu anda pirinç ekenlerin 3/4’ü on tür pirinç ile üretim yapıyor.
– 1949 yılında Çin’de 10 bin buğday çeşidi vardı. 1970’lerde bu sayı 1000 çeşide düştü. Bitkisel üretim böyle.
Ya hayvan yetiştiriciliği?
FAO 2012 Biyoçeşitlilik Değerlendirme Raporuna göre;
– 8 bin hayvan ırkının 1/4’ü tükenmek üzere.
– 130 ülkede siyah-beyaz alaca ırkı inek besleniyor.
– Tavuk, keçi, domuz ve koyun birkaç ırk üzerinden sürdürülüyor.
– Endüstriyel hayvancılık yapanlar, 5 tür 100 çeşit, küçük aile çiftçiliği yapanlar ise 40 tür 7 bin yerli hayvan yetiştiriyor. Endüstriyel hayvancılığın bu kadar az tür ile yetiştiricilik yapması hayvancılığın her an yok olmasına neden olabilir. Az çeşide bağlı akrabalar arası üreme, hayvanların sonunu getirebilir. Gelgelelim, buna küresel şirketler ile işbirlikçileri olan siyasetçiler aldırmıyor.
Dil biyoçeşitliktir
Biyoçeşitlilikteki bir başka önemli konu ise dildir. Dil, kültürel çeşitliliği aktararak yaşatır. Dünyadaki 7 bin dilin 3 bin 500’ü günümüzde ortadan kalkmış durumdadır. Buna bağlı olarak azalan dil oranında kültür aktarımı aksamış, aktarılamayan kültürün içerdiği kadar da biyoçeşitlilik kaybolmuştur.