Seçimler yaklaştıkça parti ideolojilerinden çok rant ideolojisi ön plana geçmeye başladı. Eski başkanlar yeniden aday olamayınca hemen diğer partilerden aday oluyor ve o partiler de onları kabul ediyor. Futbolda bile bu kadar transferler olmuyor. Başkan olmaya doyamayanların ülkesi. Bir kere iki kere halen orada kalmayı neden istiyorsunuz? Partiniz sizi istemiyorsa bir partili gibi davranın. CHP’den olamadı, İYİ Parti’den olurum, AKP’den olamadı, SAADET Parti’den olurum. Ondan sonra bu ülkede neden istikrar yok ve neden ahlaklı siyaset yaşanmıyor diye düşünüp dur. Zaten bu durumu da en iyi iktidar değerlendiriyor. Erdoğan bunu bildiği için “dün dündür, bugün bugündür” politikasını çok iyi bir şekilde kullanıyor. Almış yanına Devlet’i bir yandan Kemalizm’i kendi içinde eritiyor, diğer yandan en kuvvetli kozu olan Müslümanlığı ön plana çıkarıyor ve her şeyi bozdukça bozuyor. Beceriksiz muhalefet partilerinin daha da dağılmasına neden oluyor. Yalnız iç politikada değil dış politikada da farklı bir çizgi içinde bulunuyor. Dış politikada U dönüşleri artık bir tarz oldu. Şöyle bir anımsayalım, Rahip Brunson, Davos, Kaşıkçı olayı ve en son aleyhinde birçok söylemi olduğu Sisi görüşmesi. Sisi’ye ilk önce “katil” de, sonra da “kardeşim” diye sarıl. Dış siyasetin de ne kadar aşağı seviyelerde olduğunun belirtisidir. Maalesef Erdoğan’ın seçmeni de “bunu ülke çıkarı için söylemiştir” diyerek desteğini eksik etmeyen kör cahil bir kitledir. Bugüne kadar iktidarda kalma nedenlerinden biri de bu altyapısının olmasındandır. Zaten AKP sorgulayan, farklı düşünen, okuyan oy potansiyeli istemiyor.
Kürtlere karşı her alanda saldırılar devam ediyor. Konserler iptal ediliyor, tiyatro oyunları yasaklanıyor, futbol takımları saldırıya uğruyor ve seçim lokallerindeki afişler aşağıya indiriliyor, camlar kırılıyor. Hem iktidar hem muhalefet bu olayları görmüyorlar tabi şu an bahaneleri var; seçim zamanı. Bu seçimlerde Kürt seçmenlerin çoğunluğu DEM Parti’ye oy verirse Kürtlerin siyasi gücü ortaya çıkacaktır ki, bu önemli bir dönüm noktası olacaktır. Yalnız Kürt siyaseti için değil, ülkenin önümüzdeki yıllarda nasıl bir çağdaş ülke olması için de önem taşıyacaktır. Kürt halkının haklarına saygı duyulmasını sağlayacaktır, yoksa sorunları yaşamaya devam edeceğiz.
Macaristan da İsveç’in NATO üyeliğine evet dedi. Türkiye ile Macaristan onay vermeyen iki NATO üyesiydi. Türkiye F-16 pazarlığı ile hem Finlandiya’nın ve sonrada İsveç’in üyeliklerine onay verdi. Şimdi de Macaristan İsveç’in NATO’ya girmesini onayladı. Bu onaylamadaki pazarlık “diplomatik görüşmelerden” sonra belli oldu. İsveç’ten alınacak JAS jetleri ve ekonomik yardımdan bahsedilmiyor. Böylece İsveç bu katılımıyla jetlerini ve silahlarını daha etkili bir şekilde pazarlayacaktır. Soğuk savaş bittiğinden beri sıcak savaş hazırlıkları devam etti. Bu günler de tansiyonun en çok yukarı çıktığı günler olarak tarih sayfalarına düşecek.