Remzi Uçucu, halen İzmir-Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde kalmakta olan mahpuslardan biri. Geçen ay babasının vefat haberini aldı. Bunun üzerine, cenazeye katılmak için cezaevi idaresine başvuruldu. Bundan sonrasını aynı yerde bulunan arkadaşlarından Güven Usta’dan dinleyelim: “Önce gidebilmesi için 12-13 bin lira gerekir, denildi. Arkadaşları paranın sorun olmadığını ve verebileceklerini söylediler. Bir süre haber gelmeyince, ne oldu, diye soruldu. Bu sefer, paranın 25 bin lira olduğu ve ödeyebilecekse götüreceklerini söylediler. Uçakla gidilecekmiş ve onunla birlikte 30 askerin de güvenlik gereği Remzi Uçucu ile gideceğini eklemişler. Arkadaşları, bu rakama da “tamam” dediler.
Birkaç saat sonra tekrar geldiklerinde, savcılığın 11 bin lira karşılığında karayolu ile gidilebileceği yönünde izin verdiği bildirildi. Bunun üzerine, Remzi Uçucu’nun ailesi parayı cezaevi idaresinin hesabına yatırdı. 27 Şubat 2020 günü sabah saat 07:00’de yola çıkmak üzere hazırlanması söylendi. Buraya yaşananları mahpuslar, “tam bir soygun düzeniyle karşı karşıyayız” diyerek değerlendiriyorlar. Söz konusu günün sabahı, cenazeye gitmek için hücreden çıkan Remzi Uçucu, jandarma tarafından savcılık iznine rağmen Hatay’daki cenazeye götürülmedi. Neden mi?
Remzi Uçucu’ya arama sırasında jandarma kemerini açması ve üzerini çıkarması yönünde dayatmada bulundu. Remzi Uçucu’nun ısrarlı yasal prosedüre uygun bir arama yapılmasını istemesine, normal bir aramaya karşı çıkmamasına rağmen jandarma onursuz bir arama dayatmasını sürdürdü. Ancak Remzi Uçucu, elbette onurunu ezdirmedi ve onursuz, keyfi aramayı kabul emediği için de cenazeye jandarma tarafından götürülmedi. Bu kimin ahlakıdır? Jandarma aynı onursuz arama uygulamalarını 14 aydır sürdürüyor. Ve biz, 14 aydır hem hastaneye hem de adliyeye götürülmüyoruz. Jandarma, “gerekirse apış aranızı da ararım” diyerek ahlaki anlamda tavrını ortaya koyuyor. Biz tüm bu onursuz dayatmalara direniyoruz.”
* * *
Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan bir odaya, 13 Mart 2020 günü, Bolu Emniyet Müdürlüğü’nden geldiği söylenen sivil polislerce baskın yapıldıktan sonra odada beş saat boyunca arama yapıldı. Gerekçe olarak da Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen bir soruşturma gösterildi. Odada bulunan Halil Dağ isimli bir mahpus hakkında bir gizli tanığın ifadesi olduğu iddia ediliyormuş. (Söz konusu soruşturma kapsamında dışarıda gözaltına alınıp, sorgulanan avukatların tümü yurt dışı yasağı konularak serbest bırakılmış bulunuyor) Odada yapılan aramada Ali Rıza Kalan’a ait -anlaşılmıyor denilerek- yedi edebi ve Kürtçe dil çalışmaları ile kimi araştırma ve inceleme yazılarına el konuldu. Dışarıdan polis getirilmesi, neredeyse 12 Eylül’den bu yana ilk kez uygulanıyor.
* * *
Adana-Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde bulunan Fikret Kara, Ocak-Şubat 2020’de uğradıkları hak ihlallerini bize iletti. Özetleyerek sizlerin bilgisine sunuyorum: “Hastane sevklerimize, hücre tipi-tekli ring araçlarının denk gelmesi nedeniyle hastane ve mahkemeye gidememe sorunu devam ediyor. Örneğin Fatih Özgür Aydın ve Cengizhan Pilaf’ın hastane sevkleri söz konusu ringlere binmeyi reddettikleri için yapılamadı. Hapishane yönetimi haklarında hiçbir toplatma kararı olmayan yayınlara el koymaya devam ediyor. Fatih Özgür Aydın, Fikret Kara, Umut Gündüz Altun ve Cengizhan Pilaf’a postayla gelen Halk Okulu, Yeni Demokrasi, Demokratik Modernite dergileri, haklarında toplatma kararı olmamasına rağmen içeriye verilmedi. Mahpuslara verilen disiplin cezalarıyla ilgili İnfaz Hakimliği’nce yapılan duruşmalarda bizzat mahkeme salonunda bulunarak katılma talepleri kabul edilmiyor ve SEGBİS ile ifade verilmezse, savunma hakkından vazgeçmiş sayılıyorlar. Haftada 10 saat, 10 kişiyle sohbet hakkı, burada sadece 2.5 saat olarak uygulanmakta. Fikret Kara, Fatih Özgür Aydın, Umut Gündüz Altun, Cengizhan Pilaf’a disiplin cezaları verildi. Disiplin cezalarından bazıları infaz edildi. Gazete bayisinin, mahpuslar tarafından istenen Yurt gazetesi yerine gönderdiği Yeni Yaşam gazetesinin içeriye girmesine izin verilmedi. Yani “Yeni Yaşam, bayide yok, satılmıyor” ifadesi doğru değilmiş.”
* * *
Afyon 1 nolu T Tipi Cezaevi’ne İstanbul-Maltepe’den gelen 28 mahpusla birlikte buradaki mahpus sayısı 80’e yaklaşmış bulunuyor. Abdullah Onğullu’nun bulunduğu odada sayı 21 oldu. Halen tekli kalan üç kişi, odalara verilmemiş. Girişte el konulan defterler için idare, “Ne olmuş, yeni defter alır, yeniden yazarsınız” deniliyormuş. Yeni açılan bu cezaevinde uygulanmaya konulmak istenen yaptırımların kimisi, 12 Eylül dönemini aratmayan tarzda deniliyor. Ancak çeyrek asırdan beri içeride olan kimi mahpuslar, bu sorunları cezaevi idaresiyle kuracakları diyalog ile aşmak istiyorlar. Umarız cezaevi idaresi, bu konuda, aklı selimle davranmayı başarsın!
* * *
Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde, okurlarımız gazetemizi doğal olarak okuyabiliyordu. 10 Şubat 2020 sonrasında cezaevi idaresi, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymamayı göze alarak gazetemizi içeriye almamaya başladı. Belki bazı cezaevi yönetimleri, bugün bunu yapmayı marifet sayabilir ama sadece yasalara değil, AYM kararlarını çiğnemenin sonuçlarını mutlaka göreceğini tahmin etmek kehanet olmasa gerek. Yine bu cezaevi yönetimi, dışarıdan gönderilen kitapları içeriye almamaya başlamış. (Sadece bayramlarda alabileceklermiş) Burada haftada 10 saat olması gereken sohbet hakkı sadece 45 dakika olarak uygulanırken; kurs, spor ve benzeri etkinlikler de yapılamıyormuş. Bu cezaevinde de, revire ve özellikle hastaneye gitmek büyük sorun imiş.
* * *
Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Dilbirin Turgut, Jinha muhabiri iken cezaevine yollananlardan biri. Dilbirin, Kerboranlı ve oraları başkalarına bırakmaya gönlü razı gelmeyen yurtsever bir ailenin temsilcilerinden. Yaşadıkları Kürt halkının yaşadıklarının minik bir örneği. Aldığı 6 yıl 3 ay hapis cezasının sona ermesiyle aramıza-basın camiasına yeniden katılabilecek. Onun tahliye olmasını dört gözle bekliyoruz.
* * *
G.Antep L Tipi Cezaevi’nde kalmakta olan Gülistan Al, 6 Mart 2020 günü sabahı gardiyanlar tarafından yerde sürüklenerek zorla koğuştan çıkartılmış ve Kayseri-Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’ne sürgün edilmiş.
* * *
En son Çorum L Tipi Cezaevi’nde bulunan ve ayakta sayım vermediği için orada 47 gün hücre cezası alan Kahraman Güvenç, 4 Şubat 2020 günü, İzmir-Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi’ne sürgün edilmiş bulunuyor.
* * *
TEŞEKKÜR: Bu hafta bize ulaşan hemen hemen her mektupta, Newroz’umuz kutlanıyor. Biz de okurlarımızın Newroz’unu kutluyor ve her birine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.
A.Rezak Gülmez’in Goran Yayınları’ndan çıkan “Son Bakış” isimli romanı ile Ercan Doğan’ın J&J Yayınları’ndan çıkan “Zêmar” isimli şiir kitabını aldım. Yazar ve şair arkadaşlarımıza teşekkürler…
ARANIYOR: İnsan Hakları Derneği’nden bazı mahpuslara gönderilen mektuplar orada bulunmadıkları gerekçesiyle geri geldi. Ordu E Tipi Cezaevi’nde bulunan İrfan Özenken ve Hakkı Aygün ile Vezirköprü M Tipi Cezaevi’nde bulunan Salih Çıtırık ve Rize-Kalkandere L Tipi Cezaevi’nde bulunan Halit İzer’in nerede olduğu bana bildirilsin lütfen.
MEKTUBU GELENLER
Dilbirin Turgut – Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi
Abdullah Öngöllü – Afyon 1 nolu T Tipi Cezaevi
A.Rezak Gülmez – Bolu F Tipi Cezaevi
Ali Rıza Kalan – Bolu F Tipi Cezaevi
Rıza Kartal – Burhaniye T Tipi Cezaevi
Ergin Doğru – Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Güven Usta – Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi
Kahraman Güvenç – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Ozan Alpkaya – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Fikret Kara – Kürkçüler F Tipi Cezaevi
Nedim Türfent – Van Yüksek Güvenlikli CİK
Posta Kutusu: 253
Yenişehir
ANKARA
e-mail: aykol267@gmail.com