Semsûr’da çalışmalarda gönüllü olarak yer alan Bekir Fırat,’Her enkazın altından sesler geliyordu. AFAD veya asker yoktu. Halk kendi imkânları ile yaralılarını kurtarmaya çalışıyordu’ dedi
Peş peşe 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde 11 kent etkilenirken, en ağır etkilenen kentlerden biri de Semsûr (Adıyaman) oldu. Arama kurtarma çalışmalarının ilk günler sadece gönüllüler aracılığıyla gerçekleştiği şehirde binlerce insan resmi yardımın geç gelmesi yüzünden hayatını kaybetti.
Kentte çalışmaların büyük bir kısmı hala gönüllüler aracılığıyla yürütülürken, çalışmalara katılanların anlatımları ise yaşanan yıkım ve ölümlerin tablosunu gözler önüne seriyor. Çalışmalara katılan gönüllerden biri de Bekir Fırat.
İlk gün hastanede yer bile yoktu
Deprem yaşandığı zaman Ardûş (Gerger) ilçesine bağlı bir köyde olduğunu belirten Fırat, kent merkezine geldikleri zaman sadece Riha’nın (Urfa) Wêranşar (Viranşehir) ve Siverek ilçesinden gelen gönüllüler gördüklerini dile getirdi.
Fırat, “Her enkazın altından sesler geliyordu. Millet çığlık atıyordu. AFAD veya asker yoktu. Halk kendi imkânları ile yaralılarını kurtarmaya çalışıyordu. Gelen gönüllüler ile ekip kurmuştuk ve bu süreçte en az 150 cenaze çıkardık. Cenazeleri çıkardığımız zaman cenaze torbası bile yoktu. Onları battaniyelere sarıyorduk. İlk gün o kadar cenaze çıkmıştı ki, çıkardığımız ve kendi araçlarımızla hastaneye gönderdiğimiz cenazeleri, ‘yer yok’ diyerek geri gönderiyorlardı. Cenazeleri geri getirip sabaha kadar ateşin önünde onlarla beraber durduk” şeklinde yaşadıklarını anlattı.
Enkaz enkaz insan arıyorduk
İlk gün uzman ekipler olsaydı çok fazla insanın kurtulacağını vurgulayan Fırat, “Çünkü çoğu insanın sesi geliyordu. İnsanlar zamanında çıkarılmadığı için çok kişi donarak öldü. Onlara yardım yetişmedi. El gücüyle çıkarmaya çalışıyorduk. Enkaz enkaz dolaşıp insanlara yardım etmeye çalışıyorduk. Herkes gelip, ‘benim akrabam şuradadır’ diyordu. Bizde gücümüz kadar çalışıyorduk” dedi.
Biz çıkardık AFAD kendi çalışması gibi gösterdi
Enkaz altında arama ve kurtarma çalışmalarının gönüllüler üzerinden yürüdüğünü söyleyen Fırat, “3’üncü gün Hollandalı ekipler geldi. Beraber bir enkaza girdik. Orada canlı birinin olduğu tespit edildi. Enkazda çalışmaya başladık. Tam o yaralıyı çıkarıyorduk, bir anda AFAD, asker geldi ve hepimizi oradan uzaklaştırdılar. Hollandalı ekibi bile oradan çıkardılar. Kameraları getirip çekime başladılar. Böyle bir durumda bile siyaseti düşünüyorlar. Biz onu çıkarmıştık, genç bir kadındı. Ama AFAD ve asker kendileri çıkarmış gibi yaptılar. Bunlara diyecek bir şey kalmıyor” diyerek AFAD’ın çalışma şeklini aktardı.
Sadece halkımız yardım etti
Fırat, “Beni en çok duygulandıran an 4 çocuk cenazesi çıkardığımız an oldu. Çocuklardan iki tanesini battaniyeye sardık, 2 tanesini de bir tane cenaze torbasına koyduk. O an dayanamadım. Hüngür hüngür ağladık. Manzara o kadar kötüydü. Biz sahipsizdik. Bize sadece halkımız yardım etti. Başka kimse yoktu” diye konuştu.
Adıyaman enkazların içinde
Halkın yakınlarını sağ bulmayı bıraktığını ve artık cenazesini bile bulamadığını anlatan Fırat, çok kötü günler yaşandığını belirtti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın yaptığı “Herkes yerleştirildi” açıklamasına tepki gösteren Fırat, “Halkı nereye yerleştirdiler? Halk kendi çadırlarını bile daha kuramadı. Brandaların altında kalıyorlar. Ana akım medya gidip Kahta’yı gösterip Adıyaman’ın eski haline döndüğünü söylüyor. Adıyaman hala enkazların içinde. Yalan yanlış haberler yapıyorlar” diye konuştu.
Haber: Ömer Akın / MA