Mardin Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı sırasında hayatını kaybeden 30 kişinin cenazesi 4 yıldır kimsesizler mezarlığında bekletiliyor. Yaşamını yitiren 25 sivilin dosyası ise tozlu raflarda
Mardin’in Nusaybin ilçesinde 14 Mart 2016’da 8’inci defa ilan edilen ve 22 Nisan 2018’de kaldırılan sokağa çıkma yasağının üzerinden 4 yıl geçti. İnsan hakları örgütlerinin hazırladığı raporlara göre, Nusaybin’de uygulanan 7 sokağa çıkma yasağı sırasında yaşları 11 ile 60 arasında değişen 2’si çocuk, 7’si kadın 25 kişi hayatını kaybetti. Daha sonra uzun süreli ilan edilen 8’inci sokağa çıkma yasağında büyük çatışmalar yaşandı. Kenttin Kışla, Zeynelabidin, Abdülkadirpaşa, Dicle, Fırat ve Yenişehir mahallelerinde aylar süren çatışmalarda 42 bin kişinin yaşadığı bin 786 ev tahrip edildi.
Nusaybin Sendromu
Kolluk kuvvetlerinin çatışmalardan dolayı yaşadığı psikolojik sorunların kamuoyuna yansıması sonucu sokağa çıkma yasağı tarihe, “Nusaybin Sendromu” olarak geçti. Nusaybin’den tahliye edilenlerin yargılandığı dava dosyasına göre 69 polis, asker ve korucu hayatını kaybetti, 528’i de yaralandı. Sivil Savunma Birlikleri’nin (YPS) “Nusaybin’den çekildik” açıklamasının ardından 26 Mayıs 2016’da 17’si çocuk 70 sivil kentten tahliye edildi. Yine kentte yaşanan çatışmalarda YPS’nin açıklamasına göre, 51 YPS ve YPS/Jin üyesi yaşamını yitirdi. İçişleri Bakanlığı’nın 495 YPS üyesinin hayatını kaybettiğini iddiasına rağmen kentten çıkarılan cansız bedenlerle birlikte uzuv parçalarının 58 kişiye ait olduğu tahmin ediliyor.
Cenazeler üzerine TOKİ
Sokağa çıkma yasakları sırasında 6 mahallede tahrip edilen binalar yıkılarak, yerlerine TOKİ konutları dikildi. TOKİ konutlarının halen sahiplerine teslim edilmediği kentte, inşa edilen konutların tesliminin ne zaman sona ereceği belirsizliğini koruyor. TOKİ konutları inşaatlarında yaşamını yitirenlerin bedenlerine ait uzuvlara rastlanırken, birçok kişiye ait uzuv parçalarının ise molozların arasında kaldığı tahmin ediliyor.
Yetkililerin ifadesine başvurulmadı
Nusaybin’de peş peşe uygulanan yasaklarda hayatını kaybedenlerin isimleri şöyle: Ahmet Sönmez (50), Şahin Turan (25), Selamet Yeşilmen (44), Abdulkadir Yılmaz (65), Hasan Dal (45), Musur Aslan (19), Emin Öz (55), Muhammed Altunkaynak (19), Nurhan Kaplan (45), Şerif Alpar (55), Sedat Güngör (22), Mehmet Emin İnan (55), Cudi Teber (23), Mahsum Alpdoğan (19), Fehime Aktı (56), Hakan Doğan (15), Medeni Orak (45), Rohat Karakoç, Hasan Korkmaz (60), Mehmet Pitek (40), Heyhat Müjde (43), Saadet Müjde (19), Fehime Kurumaz (11), Dilşa Ak (59), Emire Gök (39). Sivillerin öldürülmesine dair şuana kadar tek bir yetkilinin ifadesine başvurulmazken, dosyaları da tozlu raflarda “daimi arama” kararları verilerek, “zamanaşımına” bırakıldı. 25 ay süren sokağa çıkma yasağının ardından Nusaybin’den tahliye edilen 70 kişi hakkında açılan dava da tefrik edilmesinin ardından sürerken, bugüne kadar yapılan yargılamalarda 42 kişi hakkında mahkemece ağır cezalar verildi.
Cenazeler kimsesizler mezarlığına defnedildi
Sokağa çıkma yasaklarının ardından kentten çıkarılan ve 58 kişiye ait olduğu tahmin edilen cenazeler, Mardin, Urfa, Antep ve Malatya’da bulunan kimsesizler mezarlıklarına defnedildi. Bugüne kadar cenazelerden yaklaşık 30’u “DNA eşleşmesi yapılamadığı” gerekçesiyle ailelerine teslim edilmedi. Cenazelerden 22’si Mardin Artuklu ilçesi Kamor Mezarlığı’nda bulanan kimsesizler mezarlığında tutulurken, yaklaşık 8 cenaze ise çevre illerdeki mezarlıklarda eşleşmenin yapılmasını bekliyor. DNA eşleşmesi yapılan kimi cenazeler ise, aileleri tarafından Nusaybin Kaymakamlığı’nın “PKK’li cenazelerinin defnedilmemesi” yönündeki kararı nedeniyle aileleri tarafından teslim alınamıyor. DNA eşleşmeleri yapılmayan cenazelere dair ise, aileler Mardin Cumhuriyet Savcılığı’ndan gelecek haberi bekliyor.
‘Cenazeler teslim edilmiyor’
Sokağa çıkma yasakları döneminde kentten çıkarılan cenazelerle ilgilenen isimlerden biri olan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Mezopotamya Yakınlarını Kaybedenler Derneği (MEYADER) yöneticilerinden Nezir Saraç, cenazelerden yarıya yakınının halen ailelerine teslim edilmediğini belirtti. Teslim edilmeyen cenazelerin DNA eşleşmelerinin bir an önce tamamlanması gerektiğini dile getiren Saraç, ailelerin cenazelerini alamadıkları için üzgün olduklarını ifade etti. Ailelere de cenazelere sahip çıkmaları çağrısında bulunan Saraç, “Kan örneği veren aileler cenazeleri sormaya devam etsinler. Cevap verilmesini beklemesinler. Test sonucunun ne olduğunu sorsunlar” dedi. Kendilerinin ailelere destek olmayı sürdürdüklerini de ekleyen Saraç, yetkililerin sağlıklı cevap vermediğini belirterek, cenazelerin teslim edilmesi çağrısında bulundu.
Kaynak: MA