Dile kolay 17 yıl. Mücadeleyle dolu dolu geçen 17 Koca Yıl!..
Evet. Dünyanın küresel çiftçi örgütü La Via Campesina (Çiftçi Yolu) Birleşmiş Milletler nezdinde çok çetin bir mücadele yürüttü. La Via Campesina üyesi Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu da, bu mücadeleye omuz verenler arasındaydı.
Neydi bu mücadele?
“Köylüler ve Köylerde Yaşayan Diğer İnsanların Hakları Bildirgesi” BM nezdinde kabul gördürülmesi mücadelesiydi. Via Campesina bu mücadeleyi paydaşlarının desteğiyle 18 Aralık 2018’de başardı. Bildirge BM Genel kurulunda onaylandı.
Söz konusu haklar, 28 başlıkta toplanmıştı. Her başlıkta konuyla ilgili önce köylülerin hakları nedir tanımlanıyor. Tanımlanan bu hakların gerçekleşmesi ve uygulanması için devletlerin yükümlülüklerinin neler olduğunun altı net olarak çiziliyor.
Peki, beyanname kimleri kapsıyor?
– Zanaata dayalı veya küçük ölçekli tarımla uğraşan çiftçilerle,
– Hayvan yetiştiriciliği, mera hayvancılığı,
– Balıkçılık,
– Ormancılık,
– Avcılık veya toplayıcılıkla,
– Tarımla ilgili el işçiliğiyle,
– Kırsal bölgede ilintili bir meslekle iştigal eden herkesi kapsıyor.
İşte bu beyannamenin konuları 28-29 Eylül’e Avrupa Via Campesina üye örgütlerinin katılımcılarıyla bir kez daha değerlendirildi.
30 Eylül’de de, Avrupa Köylü Hakları Beyannamesi’ni, değerlendirmek üzere Via Campesina Avrupa bölgesine bağlı örgütler, paydaşları ile birlikte bir araya geldi. Beyannamenin devletler nezdinde kabulü için nasıl yol alınacağı konusunu görüştü. Değerlendirdi.
Önce Avrupa Via Campesina’ya bağlı Çiftçi örgütleri, ülkelerinde uygulanan tarım politikalarını aktardılar. Bakalım.
Danimarka
“Çiftçiler nüfusun yüzde 1’i. Tamamına yakını borç batağında. Köylü Hakları çözülmesi gereken bir sorun”.
Ukranya
“Kırsal bir politikamız yok. Kamuya ait her şey satılıyor. Tarım Bakanlığımız yok. Endüstriyel Bakanlığı var. Köylü Haklarını orada ele alacağız”.
Romanya
“Hükümet bizi hiç önemsemiyor. Paydaş olarak görmüyor. Romanya’nın çiftçi sayısı nüfusun yarısı. Köylü Hakları Beyannamesi bize çok güzel bir fırsat sunuyor”.
Sırbistan
“Ayakta kalmaya çalışacağız. Çalışıyoruz. Köylülerimizin durumu kötü. Köylü Hakları Beyannamesi elimizi güçlendiriyor”.
Almanya
“Beyannamesi kabul ettirmek için çok küçük bir umut var. Açık bir mektup yazdık” .
Moldovya
“Kime sorsanız biz çiftçiyiz der. Yoksuluz. O yüzden önemsenmiyoruz. Göç dalgası yaşıyoruz. Çiftçilerimiz başka ülkelere göç ediyor. Halkın yüzde 50’si çiftçi. Şirket çıkarları öncelikli kılınıyor. Özelleştirmeler yapılıyor. Çiftçilerin suya ve yola erişimi yok. Köylerde toprakları 2-3 kişi ele geçiriyor. Topraktan onlar zenginleşiyorlar. Sübvansiyonları onlar alıyorlar”.
Bu anlatılanlar, bizdeki günlük yaşanılan tarım politikalarının aslının tıpkısı.
Devam edelim.
Norveç
“Çiftçi örgütümüz var. Hükümetle sübvansiyonları konuşuyoruz. Görüşebiliyoruz. Hükümetlerle müzakere hakkımız var. Köylü Hakları Beyannamesi yıllık müzakeremizin bir parçası olacak”.
İsviçre
“STK’lar, hükümet ve biz birlikte Köylü Hakları Beyannamesini tartıştık. Değerlendirdik. Üzerinde birlikte çalışacağız. Araştırmalar yapacağız. Bir yıl sonra araştırmaların sonucunu değerlendireceğiz” diye aktardılar.
İşte iki ülkeyi diğer ülkelerden farklı kılan yan; “demokrasi!”
Gel gör ki, Türkiye -Köylü ve Köyde Yaşayan Diğer İnsanların Hakları Bildirgesi’nin BM Genel Kurulu’ndaki oylanması sırasında çekimser oy kullandı!