Türkiye’deki çay sektörünün en büyük kuruluşu olan Çaykur, rekor bir zarara imza attırıldı. DİSK Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, ‘Çaykur’un sonu, diğer kamu işletmeleri gibi olacak’ dedi
Dünyada çay tüketiminde ilk sırada yer alan Türkiye’de Çaykur’un geçmiş yılların aksine ‘rekor zarar’a uğraması, çeşitli soru işaretlerini de beraberinde getirdi. DİSK/Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, özelleştirme için klasik yöntemin uygulandığını belirterek, Çaykur’un bilinçli olarak zarara uğratıldığını söyledi. Gazete Duvar’da yer alan habere göre Aslan, özelleştirme adımları ve nasıl bir yöntem izlenmesi gerektiği hakkında, şu değerlendirmede bulundu: “Kamu işletmelerini satmak için uygulanan taktiklerden biri kurumu zarar ettirmektir. ‘Bu kurumlar halkın sırtında kambur, bizim ödediğimiz vergiler bunlara gidiyor’ söylemleriyle alt yapı oluşturulur, ihaleye çıkarılır ve haraç mezat satılır. Bilindiği üzere 15 Temmuz sonrası Çaykur’un Varlık Fonu’na devredilmesiyle bu süreç başlatıldı. Eğer mücadele edilmez, müdahale edilmezse, Çaykur’un sonu diğer kamu işletmeleri gibi olacak.”
Köşe taşları bir bir döşendi
Sürecin köşe taşlarının birer birer döşendiğine işaret eden Aslan, “Bir yılda 3 kez genel müdür değiştiren Çaykur, 2018’de 42 milyon lira kâr beklerken, 657 milyon 86 bin lira zarar ettirildi. 2019’da ne olacağı ise şimdiden belli. Harcanan bu paraların çay üreticileri ve Çaykur çalışanlarının cebine gitmediği açık. Paraların reklam şirketlerine, sponsor olunan kurumlara, yüksek bürokrasi harcamalarına saçıldığı ortada. Son iki ayda kuru çaya yüzde 32 zam yapıldı. Kuru Çay’a yapılan zamla zararı halktan çıkarılıyor” dedi.
Sözleşme süreci devam ediyor
Çaykur’da ocak ayında başlayan sözleşme sürecinin devam ettiğine de işaret eden Aslan, “Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş yöneticileri işçileri oyalamaktan başka bir şey yapmıyor. Çaykur işçisinin gözü kulağı Öz Gıda-İş’in imzalayacağı sözleşmede. Ancak Çaykur işçisi bekleyerek bu sorunlarını çözemez. Toplu iş sözleşmesinin imzalanma sürecine dahil olma, başta işyeri temsilcileri olmak üzere şube yöneticileri üzerinde baskı kurmalı. Çaykur’u zarar ettirenlere ve ses çıkarmayanlara karşı tutum alarak sürece müdahale etmeli. İki sözleşmedir sorunları çözemeyen sendikanın, üçüncü sözleşmede sorun çözmesinin şansı yoktur” diyerek işçileri ve üreticileri birlikte mücadeleye çağırdı.
EKONOMİ SERVİSİ