Gazeteci Nihat Kaya, Türkiye’nin salgını bir lütuf olarak görüp çeşitli hamlelerde bulunduğuna dikkat çekti. Kaya, Zînî Wertê’deki gerilimin de Kürtler arası bir çatışmaya dönmesi halinde bunun tüm Kürtler için kayıp olacağını vurguladı
Federe Kürdistan’daki Zînî Wertê bölgesinin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından 15 Nisan’da bombalanması ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) bölgeye askeri yığınak yapması sonrası başlayan gerilim devam ediyor. Söz konusu duruma ilişkin geçtiğimiz gün bir araya gelen bölge halkı, KDP’nin bölgeden çekilmesini istedi. Ancak bölgeye güç kaydırmasını koronavirüs (Covid-19) salgınına bağlayan KDP halen bu talepler karşısında bir adım atmadı.
Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla bölgeye geçici süreliğine güç kaydırdıklarını belirterek, “Çözülmeyecek problem değil. Kesinlikle geçici de olacak ve gerektiği zaman her şey normale dönecek” dedi. Barzani’nin güçlerin ne zaman çekileceğine dair belirsiz açıklaması da tansiyonun düşmesini sağlamadı.
Bölgede uzun yıllar gazetecilik yapan isimlerden Nihat Kaya, saldırıların öncesi ve sonrasını, bölgedeki son durumu Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ahmet Kanbal’a değerlendirdi.
‘KDP’yi kullanmak istiyor’
Bölgesel Yönetimin ittifaklardan oluştuğuna değinen Kaya, bölgenin coğrafik olarak da Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) ile KDP arasında paylaşıldığına dikkat çekti. KDP’nin bölgeye güç yığarak, YNK’yle 1996 yılında yapılan anlaşmayı bozan bir tutum sergilediğini söyleyen Kaya, bölgeye yerleştirilen gücün Neçirvan Barzani’nin açıkladığı gibi “ortak bir güç” olmadığını belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kandil bölgesine dönük “bayrak dikme” açıklamalarını hatırlatan Kaya, KDP için Kandil’e giriş kapısı olarak nitelendirdiği Zînî Wertê’ye girmenin kolay olmadıığını vurguladı: “Türkiye’nin buraya öyle elini kolunu sallayarak gelip girmesi kolay değil. Sadece askeri anlamda değil. Siyasi ve diplomatik anlamda zorlayacak. Buna meşru zemin yaratılması gerekiyordu. Bu konuda Türkiye KDP’yi kullanarak zemin yaratma arayışı içinde.”
Türkiye salgını fırsat görüyor
Türkiye’nin salgın döneminde de bölgeye ilişkin planlarından vazgeçmediğini dile getiren , Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılara dikkat çekerek, “Koronavirüs salgınını da ‘Allah’ın bir lütfu’ olarak değerlendiriyor. Dünya salgın ile uğraşırken, kimsenin Suriye’de neler yaşandığını dinleyecek durumu yoktu. Erdoğan da bunu fırsata çevirdi. Aynı şeyi KDP üzerinden Zînî Wertê’de gerçekleştirdi” dedi.
Jeffrey’nin rolü
Yaşanan sürecin sadece Türkiye, PKK, KDP ve Rusya ile sınırlandırmamak gerektiğini ifade eden Kaya, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in rolüne değindi. Kaya, Jeffrey’nin daha çok Türkiye yanlısı bir siyaset izlediğine dikkat çekerek “Bölgede bir değişim olacaksa Türkiye eliyle yapılması gerektiğini düşünüyor. 2013 yılı öncesinde de böylesi bir siyaset izliyorlardı. 2014 ile birlikte değişmişti. Jeffrey ile birlikte bu siyaset yeniden aynı rotaya girdi. Kürtler arasında da kısmen arabuluculuk yapan yine Jeffrey’dir. Rojava ile Güney Kürdistan arasında gidiş gelişleri sürdüren, ENKS ile TEV-DEM’i bir araya getirmek isteyen, PKK’yi biraz daha işin dışında tutup KDP’yi ikna etmeye çalışan bir siyasetin başını Jeffrey yapıyor. Tabi Irak’ta da özellikle ABD üslerine saldırı olduktan sonra kendi üslerini getirip Güney Kürdistan’a yerleştirme durumu söz konusu.”
‘Kısmen geri atılabilir ama yeniden gündeme gelir’
Zînî Wertê’deki gelişmelere kamuoyunun baskısının etkili olduğunu söyleyen Kaya, “Bu dönemde belki kısmen geri adım atabilir. Ama ileriki süreçte bunu yeniden gündeme getirecekler. İran’a yönelik olarak da ABD’nin çeşitli arayışları var. Bunu da Roj peşmergelerinden tutalım, Doğu Kürdistan’daki KDP peşmergelerini getirip bölgeye yerleştirme arayışları söz konusu. Bundan dolayı bu gündem belki yakın bir süreçte durabilir ama proje kapsamlıdır. Plan” diye ekledi.
YNK nasıl yaklaşıyor?
KDP ile AKP’nin siyasi ve askeri anlamda uzlaştığını kaydeden Kaya, sürecin biraz da YNK’nin tutumu ile şekilleneceğini vurguladı: “YNK eğer KDP ile ortak hareket ederse, kendi açısından da ciddi kayıpları olacak. Çünkü kendi etkisini yitirecek. Zaten YNK her zaman olduğu gibi ikiye bölünmüş durumda. Bir kısmı Türkiye ile hareket etmek için KDP ile ortaklaşma, bir kısmı da geçmişteki gibi bağımsız bir siyasi çizgi ve Irak’ın bir parçası olma temelinde siyasi tutum sergilemeye çalışıyor. Bu süreçte en hassas pozisyon YNK’nin pozisyonu olacak.”
Kürt örgütleri arasında olası bir çatışma durumunu ise, “Dört parça Kürdistan’daki bütün Kürtlere kaybettirir” şeklinde yorumlayan Kaya, “Kürtlerin ulusal kimliklerini uluslararası alanda kabul ettirmeleri için bir imkan doğmuşken, böylesi bir çatışma Kürtlerin 21’inci yüzyılı da kaybetmeleri, 3’üncü Dünya Savaşı’nda da yenilmeleri anlamına gelecek” uyarısı yaptı.
Barzani manevra yapıyor
Kaya son olarak Neçirvan Barzani’nin son açıklamasında yer verdiği “koronavirüs” gerekçesine de işaret ederek, KDP’nin hamlesini yapmadan önce nasıl bir sonuç doğuracağını kestiremediğini ve salgını gerekçe yaparak kendisine siyasi ve askeri manevra alanı yaratmaya çalıştığını söyledi.
SÜLEYMANİYE