Kürt sorununun çözümünde çatışma dışı bir yol izlenmediği sürece barış ortamının sağlanamayacağını belirten HDP’li Önlü, ‘Bütün muhalefet partileri ile ortaklaşacağımız yer barıştır’ çağrısında bulundu
HDP 31 Ağustos’ta “Barışa Çağrı Deklarasyonu”nu açıkladı. Partilerinin yeni dönem programı ve güncel gelişmeler hakkında değerlendirmede bulunan HDP Örgütlemeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Alican Önlü, bütün muhalefetin ortaklaşacağı tek paydanın barış olduğunu söyledi. Partisinin 1 Haziran’da başlattığı tutum belgesini planlarken iki noktayı dikkate aldıklarını belirten Önlü, “Bunlardan ilki partimizin fikriyatı, paradigması, çözüm önerileri diğeri ise karşı gücün, Saray iktidarının ittifak güçleriyle mevcut konumunu göz önünde bulundurmak” dedi. Rejimin toplumu umutsuz, çaresiz, alternatifsiz bırakarak kendine biat ettirmeye çalıştığını sözlerine ekleyen Önlü, “O zaman umut, alternatif olmak gerekiyor. Mevcut rejimin dışında bir alternatif umudu olduk ve bunu da Üçüncü Yol olarak ifade ettik” diye ifade etti.
Savaş görünür kılınacak
Barışın ne sadece mevcut iktidarın insafına bırakılacak ne de tek başına Kürtler ile HDP’nin sırtına bırakılacak bir yük olduğunun altını çizen Önlü, 31 Ağustos’ta yayınladıkları “Barışa Çağrı Deklarasyonu” kapsamında ne yapacaklarına ilişkin ise şunları söyledi: “Bütün toplumsal kesimlerin savaştan gördüğü zararı görünür kılacağız. Barış mücadelesinin Kürtlerin hak arayışı için değil barış mücadelesinin savaşa karşı tüm toplumun çıkarı olduğunu anlatacağız. Bir fabrikada bir emekçinin emek sömürüsüne maruz bırakılmasını, savaşın kendi emeğinden neyi götürdüğünü emek barışını da anlatacağız. Sadece ezilenler için değil orta sınıf içinde anlatacağız.”
HDP rolünü oynadı
“Kürt sorununun çözümü ile Türkiye’nin demokratikleşmesi artık iç içe geçmiştir” diyen Önlü, “HDP, seçim stratejisi ile rolünü oynamıştır. Demokrasi birliğinin zeminini oluşturmuştur, faşizmi geriletmiştir. Kürt sorunun demokratik çözümünde başrol sayın Öcalan ve kendi hareketi ise bu kapılar aralandıktan sonra sorumluluk bize düşüyor. Bu kapı aralandıktan sonra demokratik siyaset belki de birinci dereceden bir misyon sahibi olacaktır. Bu da bütün demokrasi güçlerinin barış etrafında örgütlendirilmesidir. Bunun hazırlığını şimdiden yapıyoruz” dedi.
Ortak nokta barış
Muhalefet partilerinin savaş politikalarına destek verdiklerini vurgulayan Önlü, “Bütün muhalefet partileri ile ortaklaşacağımız yer barıştır ve Kürt sorununun demokratik çözümüdür. Bu da müzakere, diyalog ve muhataplarıyla gerçekleşir. Bir diğer önemli çözüm ise parlamentonun devreye girmesi ve siyasi partilerin rol oynamasıdır. Bunu besleyecek demokrasi güçlerine ihtiyaç var. AKP’nin elindeki savaş argümanını almak gerekir, almıyorsanız gerisi AKP’nin değirmenine su taşımaktır. Bu dediklerimiz olmadan da AKP gitmeyecektir. AKP karşıtlığının samimiyet testi Kürt sorununda demokratik çözüm, savaşa karşı barıştır” diye ifade etti.
Çözümsüzlüğün temeli tecrittir
Demokratik siyasetin görevinin bütün toplumsal kesimlerin sorunlarının kaynağını ve bunlarını çözümünü bulmak olduğuna dikkat çeken Önlü, “Temel kaynak savaştır. Savaşın temel kaynağı da Kürt sorununun demokratik çözüme kavuşmamasıdır. Çözümsüzlüğün temelinde ise tecrit vardır. Kürt sorununun demokratik çözümünü batıda kimi kesimler tehdit olarak görüyor. Barış zeminini oluşturmamız gerekiyor. Barışın toplumsallaşmasında inanıyoruz ki mevcut iktidar nasıl bizim seçim stratejimizde her şeylerini devreye soktuklarında yerel halk devreye girince hiçbir şey yapamadılar, barışta aynı şekilde. Devlet aklı barışta büyük rol oynayan sayın Öcalan üzerinde tecridi bu denli artırmasının karşısında böyle bir güç yok. AKP’yi mevcut politikalarından vazgeçirecek şey toplumun barış talebi olacak” şeklinde konuştu.
Diren Yurtsever-Emrullah Acar/Ankara-MA