Toplumsal baskının yoğun bir şekilde yaşandığı bölgelerde, çıkış bulamayan onlarca kadın intihara sürüklenebiliyor. Bu kadınlardan biri de 52 yaşındaki S.T. 90’lı yıllarda Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı köylerinin boşaltılmasından sonra, baba ve amcalarının baskısıyla hiç tanımadığı bir erkekle zorla evlendirilmiş S.T. ve evlendirildiği kişi ve onun ailesiyle birlikte Mersin’e göç etmek zorunda kalmış. Göç sonrası sistematik olarak şiddete maruz bırakılmaya başlayan S.T., zorla evlendirilmenin travmasını atlatamadan başka bir travma yaşamak zorunda kalmış. JINNEWS’e konuşan S.T. o günleri şöyle anlattı: “Ekonomik imkanlar kısıtlı olduğu için iki odalı bir evde 25 kişi kalıyorduk, erkekler iş bulamıyordu. Aileye bakamadıkları için kadınlara sürekli şiddet uyguluyorlardı. Ben onlardan sadece bir tanesiydim. Eşim bana her şiddet uyguladıktan soran şiddetin nedenini sorduğumda ‘anneme kızdım, babama kızdım, acısını senden çıkardım’ diyordu. Evlendirildiğimin ikinci yılında ise bir çocuğum dünyaya geldi.”
‘Ev cehennemdi’
Ekonomik, sosyal ve psikolojik anlamda büyük sıkıntılar yaşayan S.T., bunların en başında da maruz bırakıldığı sistematik şiddetin geldiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Ben evlendikten kısa bir süre sonra babam vefat etmiş, annem ise başkasıyla evlendirilmişti. Sığınacak hiçbir kapım yoktu. Hatta bir gün eşim yine olur olmaz nedenlerden dolayı bana şiddet uyguladı. Şiddetten dolayı uzun süre yerde baygın bir şekilde kalmışım. Kendime geldiğimde ise, eşime duyduğum öfkeden kaynaklı evi terk ettim. Gece geç saatlere kadar şehrin boş sokaklarında dolaştım durdum. Nereye gidecektim ki. Yine benim yeryüzündeki cehennemim olan eve dönmek zorunda kaldım. Zaten çocuk dünyaya geldikten sonra da vicdanen çocuğum için tekrar evime geri dönmek zorunda kaldım.”
‘Çözüm intihar olmamalı’
Erkek şiddeti nedeniyle birçok kadının intiharın eşiğinde olduğunu belirten S.T., kendisinin de üç kez intihar girişiminde bulunduğunu söyledi. Bunun nedenleri arasında ise hem fiziki, hem psikolojik, hem de ekonomik şiddet olduğunu kaydeden S.T., “Ama bunun hiçbir faydası olmadı. Zamanla çocuklarım büyüdü. Artık babalarına karşı duruyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Beraber daha güçlüyüz’
Şiddetin bir sonu olmadığını dile getiren S.T., “Yaşadığımız bölgede intihar bizim için kaçınılmaz, tek çare gibi gözüküyor. Ama şu anki aklım olsa açlıktan öleceğimi de bilsem, çocuklarımı da alır terk ederdim. Çünkü hiçbir kadının şiddete karşı tek çaresi ‘intihar’ olmamalı. Şiddete karşı direnmek en büyük çözümdür. Ya da yanı başındaki kadın aynı duruma maruz kaldığında onun yanında durmaktır. Her kadın şiddete karşı bir diğer kadınla buluşmalı. Çünkü beraber daha güçlüyüz” dedi.
VAN