Katledilmesinin 10’uncu yıl dönümünde İHD Eşbaşkanı avukat Eren Keskin, Sakine Cansız’ı anlatarak, ‘Baş eğmez, biat etmez bir kadındı’ dedi
Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde katledilen PKK kurucularından Sakine Cansız (Sara), Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbîn) ve Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in (Ronahî) katledilmelerinin üzerinden 10 yıl geçti. Aradan geçen zamanda katlaim aydınlatılmadığı gibi 23 Aralık’ta yine Paris’te bu kez KCK Konsey Üyesi Emine Kara (Evin Goyi), sanatçı Mir Perwer ve yurtsever Abdurrahman Kızıl katledildi.
O sözlerini hiç unutmadım
Bu katliama tepkiler sürerken, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Esra Solin Dal’a konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı avukat Eren Keskin, 1991 yılında tanıdığı Cansız’ı anlattı. Cansız’ın kendisini 1991 yılında cezaevinden çıktığı için bürosunda ziyaret ettiğini belirten Keskin, “Beni görmeye geldiğinde ‘süslü ve cesur avukatımızı tanımak istiyorum’ sözlerini hiç unutmuyorum. Bu şekilde tanıştık” dedi. Daha sonra Cansız’la yurt dışında yapılan panellerde karşılaştığını söyleyen Keskin, onunla dostluğunun bu dönemlerde pekiştiğini ifade etti.
Keskin, “Benim tanıdığım Sakine Cansız bir süre savaşın içinde kalmasına rağmen her zaman barış isteyen, erkek egemenliğine karşı bir kadındı. Sakine Cansız benim hayatta gördüğüm en güçlü kadınlardan biriydi. Hiç kimseye eyvallahı olmayan bir kadındı, ben onu böyle tanıdım” dedi.
Sabaha kadar sohbet etmiştik
Cansız’la tanıştıktan sonra iletişimlerinin hiç kesilmediğini dile getiren Keskin, Avrupa’da Cansız ile yaşadıkları bir anısını şu sözlerle aktardı: “Hollanda’da panele gitmiştim. Bir arkadaşın evinde kaldım. Sakine’de oraya gelmişti. Sabaha kadar kadın hakları ve erkek egemenliğin her yerde hüküm sürmesi üzerine sohbet ettik. Biz sohbet ederken, bomba sesine benzer bir ses geldi. Dışarıya baktık bir şey yok. Meğer çöp patlamış, Hollanda’da kırk yılda bir olacak şey bizim başımıza gelmişti çok gülmüştük o gece…”
O gün Rojbin’i aradım
Katliamın yaşandığı gün katledilen Fidan Doğan’ı aradığını belirten Keskin, “Rojbin Avrupa parlamentosunda görev yapan ve herkesin tanıdığı bir isimdi. Katliam sonrası hemen Rojbin’i aramayı düşündüm. O bilir kimdir diye ölenler. Aradım ama onun telefonu cevap vermiyordu. Sonra büroda bir arkadaşım ‘isimler açıklanmaya başladı’ dedi. Bir de baktım öldürülenlerden biri de Rojbin. Hayatımda unutamadığım günlerden biriydi” şeklinde konuştu.
Film çekildi ama Sakine katledilmişti
Cansız’ların ölümünden çok kısa bir süre önce bir Kürt yönetmenin üç Kürt kadının hayatı üzerine bir film yapmak istediğini aktaran Keskin, “Biri Sakine Cansız, diğeri ben üçüncü isim ise Leyla Zana’ydı. Ama Leyla Zana olmadığı için Aysel Tuğluk’la çekim yapmışlardı. Hatta Sakine, ‘ben Türkiye’ye gelemem, sen buraya gel, burada çekelim filmi’ dedi. Yönetmen bizi karşılıklı bir araya getirmek istemişti, tabi ki olmadı. Sonra o film çekildi, Sakine’nin yaşamından kesitler sunuldu ama maalesef Sakine artık katledilmişti. Katil olduğu belirtilen kişi Fransa’da gittiğimiz bir panelde benim tercümanlığımı yapmıştı. Kürt çevrelerinde tanın biriydi. Büyük ihtimalle başka amaçlara hizmet eden bir kişiydi” dedi.
Baş eğmez bir kadındı
“Sakine hakikaten kendini Kürt sorununun barışçıl çözümüne adamış bir insandı” diyen Keskin, “Son derece entelektüel bir kadındı. Yani bugün ki siyasetçilere baktığımda acaba onun kadar entelektüel biri var mıdır diye düşünüyorum. Bence yoktur. O bir silahlı örgütün militanı, ya da devlet dilinde ‘terörist’ olarak öne çıkarıldı ama o gerçekten bir barış aktivistiydi. Ömrü boyunca gördüğü bütün işkencelere, haksızlıklara rağmen baş eğmez, boyun eğmez, biat etmez bir kadındı” ifadelerini kullandı.
Kürt sorunu uluslarası bir sorun
Fransa’nın başkenti Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’nde yaşanan katliam ile Sakine Cansız’ların katliamındaki benzerliklere işaret eden Keskin, her iki katliamın da aydınlatılması gerektiğinin altını çizdi. Bu katliamlarda derin devletlerin ortaklaştığını ifade eden Keskin, “Kürtler değişmiyor, değişen devlettir. Bunlar kırılmalara, halkta bir takım korkmalara, geri çekilmelere neden olsun diye yapılan olaylar. Bütün bunlar Kürt sivil siyasetini bastırmaya dönüktür. Bu sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir mesele değil. Kürt sorunu uluslararası bir sorun” diye konuştu.
“Bu ilişkileri Fransız yargısının ortaya çıkartması gerekirdi” diyen keskin, “Oysaki eğer bu dava çözümlenseydi Kürt meselesinin çözümünde de önemli bir adım olacaktı, yine ikinci bir Paris katliamı yaşanmazdı” diye belirtti.
İSTANBUL