Sur’da basın çalışanlarıyla bir araya gelen Yeşil Sol Parti Amed milletvekili adayı Cengiz Çandar, seçimin basın özgürlüğü için önemli fırsat olduğunu söyleyerek, ’14 Mayıs’tan sonra burada tek bir arkadaşımızın tutuklu olmaması lazım’ dedi
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Amed milletvekili adayları, seçim çalışmaları kapsamında Sur ilçesinde bir otelde basın çalışanlarıyla bir araya geldi. Buluşmaya, kentin milletvekili adayları Ceylan Akça, Sevilay Çelenk, Halide Türkoğlu, Cengiz Çandar, Serhat Eren, Mehmet Emin Aktar ve Samet Mengüç ile Yeşil Sol Parti Amed İl Eşsözcüleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed İl Eşbaşkanları katıldı.
100’e yakın gazeteci kaybettirildi
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde basına yönelik baskılara dikkat çeken milletvekili adayı Sevilay Çelenk, “Ben de uzun yıllarını gazetecilik eğitimi veren bir kurumdan geçirmiş biri olarak, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlamak istiyorum. Basına yönelik baskılar yeni değil. Basına dönük baskılar, Cumhuriyetin 100 yıllık tarihindeki bir süreklilik içinde düşünülmeli. 100 yıllık tarihimizde neredeyse 100’e yakın gazeteci zorla kaybettirildi, ya da katledildi, bunu en iyi bilen coğrafya, Kürt coğrafyası. Kürt medyası her zaman bir baskının otoriterleşmenin zulmü altında çalışmıştır. Sadece sansür tehlikesi altında değil, doğrudan yaşamına kasteden bir tehdit altında çalışmıştır. Bu süreç AKP iktidarı döneminde de devam etti. İktidar böyle bir süreklilik içinde bu cesareti bularak, her fırsatta Kürt medyası üzerine gidiyor” diye belirtti. .
Çandar: Gök’ün tutuklu olmasının simgesel anlamı var
Daha sonra milletvekili adayı Cengiz Çandar, konuştu. 40 yılı aşkın bir süredir gazetecilik yaptığını ifade eden Çandar, 25 Nisan’da 21 kentte yapılan operasyonda gazetecilerin de gözaltına alınıp tutuklandığını belirtti. Çandar, tutuklanan gazetecilerden biri olan Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Abdurrahman Gök’ten söz etti. Çandar, “Abdurahman Gök de tutuklandı. Hepiniz onu tanıyorsunuz. Burada, biz sizlerle beraberken, onun adını anmadan burada konuşmak istemedim. Tutuklandığı için değil sadece, Gök’ün siciline baktığımda, tüm Türkiye medyasında kendim de dahil olmak üzere, dil bilgisi olarak, mesleki alan hakimiyeti olarak onun kadar donanımlı biri daha yok. Ancak o şuan tutuklu. Bunun özel ve simgesel bir anlamı da var. Bu kadar donanımlı bir gazetecinin seçime iki hafta kala zindana gönderilmesi, bu rejimin Kürt halkına nasıl baktığını, Türkiye’deki özgürlükler konusundaki algısının ne olduğunu yeterince ortaya koyuyor” dedi.
’14 Mayıs basın özgürlüğü için önemli fırsat’
Bu seçimlerin Türkiye’deki basın özgürlüğünün sağlama alınması için tarihi bir seçim olduğunu ifade eden Çandar, “Bu seçim, tutuklu olan arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuşması ve mesleklerini özgür bir şekilde inşa edebilmeleri için önemli bir fırsat. 14 Mayıs’tan sonra burada tek bir arkadaşımızın tutuklu olmaması lazım. Burada kim gözaltına alınırsa, Ankara’nın, İstanbul’un ayağa kalması lazım. Onların tutuklanması bizim nasıl mücadeleyle yüz yüze olduğumuzu anlatıyor ve anlatmak zorunda” ifadelerinde bulundu.
Tecrit kırılmalı
Gazetecilerin Kürt sorununa ilişkin sorduğu sorulara Çandar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ile yanıt verdi. Çandar, “Şuanda olmadık bir dönemdeyiz. 2 yıldır Abdullah Öcalan’dan haber alınamıyor. Bu antidemokratik uygulama Türkiye’deki rejimin karakterinin zirve noktasıdır. Ülke yarın bir gün bu rejimden kurtulduğu anda demokratikleşme noktasına gider. İlk yapılması gereken ve bizlerin de ele alması gereken konulardan biri İmralı’daki tecridin kaldırılmasıdır. İmralı ve tecrit kavramları bir daha yan yana gelmemeli. Kürt sorununun çözümü meselesi, daha ilerki yolda mutlaka ele alınması ve düşünülmesi gereken istasyondur. Oraya varmak için öncelikle yapılması gereken, demokratik ikliminin yerleştirilmesi, toplumsal barış havasının oluşturulması. Onun da olmassa olmazlarından biri İmralı tecrittin kaldırılması” diye belirtti.
HABER MERKEZİ