Ege’nin Çanakkale kıyılarını denizin içinden çevreleyerek işgal edecek olan RES’ler için ihale açılacağı duyuruldu. Deniz içine yapılan RES’lerin olumsuz etkileri olmasına karşın milli enerji iddiası ile bu durum görmezden geliniyor
Yusuf Gürsucu/Çanakkale
Enerji üretiminde en büyük olmak gibi iddialı açıklamalar yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin ilk, dünyanın da en büyük deniz üstü (off-shore) rüzgâr enerji santrali ihalesi için hazırlıkların tamamlandığını açıkladı. Albayrak, “Bu yeni santral bin 200 megavat kapasitede, dünyanın en büyüğü olacak. En ileri teknolojiyle yapılacak. Bu projenin ihale tarihi Ekim ayı gibi yapılacak, 4 aylık bir hazırlık süreci veriyoruz. Her yıl 3-5 bin megavat yenilenebilir enerji için, 5-10 milyar dolar ekipman ithalatı yapıyoruz” dedi. Albayrak, geçtiğimiz Şubat ayında aynı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Ege Denizi’nin dünyada en fazla rüzgâr potansiyeline sahip bölge olduğunu iddia etti.
İlk off-shore Çanakkale’ye
Dünyada şu an uygulanan deniz üstü off-shore rüzgâr santrallerine öykünen Albayrak, Türkiye denizlerinin iç deniz olması nedeniyle nearshore yani yakın deniz uygulamasını hedefliyeceklerini belirtiyor. Bu tür RES’ler ise genellikle 20-50 metre derinlikte kurulurken, bu derinliğin hemen deniz kıyı çizgisine yakın olacağı da anlaşılıyor. Bu durumu bir avantaj olarak gören bakanlık Türkiye’deki denizlerin okyanus derinliğinde olmamasını maliyetleri düşürecek bir etken olarak değerlendiriyor. Özellikle Bozcada’nın çevresinde kalan bölgeler ile Gökçeada açıkları, Çanakkale bölgesi, Saros Körfezi ve Trakya’nın Karadeniz kıyılarının ciddi potansiyel olduğu belirtiliyor. Denizin hemen kıyısına inşa edilecek RES’ler adeta sur yapıları gibi Çanakkale’yi işgal edecek.
Milli Enerji Siemens Gamesa
Yenilenebilir Enerji Türkiye Üst Yöneticisi Hakan Yıldırım, ülkenin rüzgâr enerjisinde “birinci lig”e çıkması yönünde çok olumlu adımlar atıldığını ifade ederek, bu konuda ki tecrübelerini Türkiye’ye taşıyacaklarını söyledi. Almanya ile Türkiye arasında yaşanan siyasi gerilimi düşüren Türkiye’nin ilk Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesini 2017 yılında Siemens, havuz şirketlerden olan Türkerler ve Kalyon inşaatla birlikte kazanmıştı. Konsorsiyumun, 1 milyar doların üzerinde rüzgâr tesisi yatırımı yapacağı açıklandı. Diğer taraftan hükümetin İngiltere ziyaretlerinin sonuçlarının yapılacak olan ‘near-shore’ ihalesinde görülmesi bekleniyor. Bu yaşananların tamamı ise AKP’nin ‘enerjiyi millileştirirken’ kıstaslarının ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Denizdeki RES’lerin etkileri
Ekolojik açıdan, sığ sular genellikle yüksek ekolojik değere sahip yerlerdir ve deniz canlılarının üreme alanlarıdır. Göçmen deniz kuşları içinse çok önemli habitatlardır. Deniz üstü RES’ler karaya göre daha karmaşık yapılardır. Açık denizde kurulan platformlar, türbinler, kablolar, trafo merkezleri, şebekeler, ara bağlantı ve nakliye, tarama ve ilgili inşaat faaliyetlerinin deniz canlıları üzerinde ciddi etkileri olduğu belirlenmiş. İnşa sırasında çıkan yüksek ses darbeleri, bazı deniz canlı türlerinin en az 12,5 mil (20 kilometre) uzaklığa göç etmelerine neden olduğu belirlenmiş. Ayrıca, okyanuslarda inşa edilen off-shore santrallerin insanlar üzerindeki etkileri incelenmiş ve 13 kilometre (km) açıkta yer alan RES’lerin insan üzerinde görsel anlamda olumsuz etkileri olduğu ortaya çıkmış. 13-24 km arası ise ılımlı görsel etki yaratırken, 24 km sonrasını ise küçük görsel etki yarattığı belirlenmiş. Türkiye’de inşa edilecek olan RES’lerin near-shore yani yakın deniz hatta bir iç deniz olması bakımından ve 20-50 metre derinliklere RES’lerin inşa edilecek olması görsel olarak kıyıda yaşayan insanları mutsuzluğa sürüklerken, çıkaracağı 80 ila 180 desibel gürültü ile sağır olmalarına da neden olacaktır.