İstanbul’da 375 bin hektar doğal alan için yağmalama amaçlanırken, Çanakkale’de arsa simsarları yıllardır arazi topluyor. AKP’nin en son Çanakkale’de Sümerbank arazisini rezerv alanı ilan etmesi ise dikkat çekici
Yusuf Gürsucu
Seçimlere 3 ay gibi bir süre kalırken, AKP’nin elinde olmayan bazı belediyeleri çok istediği biliniyor. Bu belediyeler içinde İstanbul ve Çanakkale ise öne çıkıyor. İstanbul’da geçtiğimiz günlerde açıklanan Koru İstanbul Strateji Belgesi’nde dikkat çekici tespitler var. İstanbul adeta susuzluğa mahkûm olmuş durumdayken, AKP’nin İstanbul’u alması halinde; Kuzey Ormanları dâhil 375 bin hektar doğal alanların inşaat, maden, enerji, Kanal İstanbul, sanayi vd. girişimlerle yok oluşa bağlanması işten bile değil. Diğer yandan İstanbul dışında ikinci boğaz kenti olan Çanakkale’de ise arsa simsarlarının köylülerden arazi kapatıp büyük parselleri oluşturmaya çalıştıkları izlenmekte. Diğer yandan merkezde Sümerbank arazisinin inşaat rezerv alanı ilan edilmesi dikkat çekici.
Sümerbank arazisi
Çanakkale’nin merkezinde bulunan 57 bin metrekarelik Sümerbank arazisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından rezerv yapı alanı ilan edildi. “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un ardından ilan edilen rezerv yapı alanlarına her geçen gün yenileri eklenirken, Çanakkale’deki Sümerbank arazisi, Trutaş fabrika arazisi ve küçük sanayi sitesi alanı uzun yıllardır imara açılmak isteniyor. BirGün’den Berkay Sağol’un haberinde, bölge için Çanakkale Belediyesi tarafından daha önce iki kez imar planı hazırlandığı, hak sahipleri tarafından iki plana da itiraz edildiği belirtildi.
Görülmemiş rant
Bakanlık şimdilik, 3 bölge yerine sadece Sümerbank arazisini içerirken, araziye özel 2 emsal + 8 kat imar izni verildi. 57 bin metrekarelik inşaat alanı 2 emsal ile 114 bin metrekarelik inşaat alanına dönüştürülmüş oldu. Rezerv yapı alan ilanına CHP’li Çanakkale Belediyesi tarafından itiraz edildi. Çanakkale Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, “Plan değişikliğinin mevzuata, planlama ve şehircilik ilkeleri ile kamu yararına aykırı olduğu” vurgulandı. Çanakkale Belediyesi Meclis Üyesi Egemen Ergun ise görülmemiş bir rant elde edileceğini söyledi. Ergun, imar planında şehrin gerektirdiği ölçülerde sınırlar koyulmak istendiğini ve buna itiraz edildiğini vurguladı.
Belediye planları yok sayıldı
Meclis üyesi Ergun, “Buranın tamamı çok büyük bir alan ve yaklaşık 430 bin metrekareye denk geliyor. Buradaki üç tane parseli belediye kentle beraber kullanmak istiyor. Yollar, yeşil alanlar, kültür alanları, belediye hizmet alanı olsun istiyoruz. Bizim son yaptığımız ve kabul ettiğimiz plana da itiraz edildi ve burası rezerv alan ilan edildi. Burası afet riski altında değil. Fabrika binaları yıkık, terk edilmiş binalar zaten. Yeni bir şehirleşme yapıyoruz ve biz doğal olarak buradaki hakların Çanakkale’de kalmasını istiyoruz. Belediyenin planladığı yol ve diğer hizmet alanlarının hiçbiri hesaba katılmıyor” diye belirtti.
Arsa simsarları kol geziyor
Arsa simsarlarının adeta istilasına uğrayan Çanakkale boğazına bakan köylerde arsa simsarları tarafından arazilerin toplandığı izleniyor. Özellikle ormanları yakılan köy arazilerinde el değiştirme çok hızlanmış durumda. Çanakkale boğazına inşa edilen köprünün projesi açıklandığı dönemde başlayan arazi kapatma girişimleri, köprü ile birlikte Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir Otoyolu proje güzergâhı büyük bir rantı ortaya çıkarırken, rantın boyutları ise İstanbul’la boy ölçüşecek düzeylere ulaştı. Çanakkale’de birçok noktadan başlayan ve kundaklama olduğu net biçimde anlaşılan orman yangınları, boğazı gören ormanlık alanlar ve tarım arazileri imar alanlarına dönüştürülme hazırlığı sürerken, diğer bölgelerde ise maden şirketleri kol geziyor.
Maden şirketlerinin işgali
Çanakkale’nin kırsal alanlarını kapsayan tüm Kaz Dağları ekosisteminin yüzde 79’unun maden sahası olarak işaretlenip lisanslanmış olması, bölgeye dönük çok yönlü saldırıyı açığa çıkarıyor. Kanadalı Liberty Gold ve Teck Resorurces tarafından lisansı alınmış olan Halilağa bakır madenini 55 milyon dolara satın alan Cengiz Holding, yine Kirazlı’da Alamos Gold’un başlayamadığı altın madeni ve aynı şirketin lisansına sahip olduğu Ağı Dağı maden projesinin de Cengiz Holding’e geçmesi bekleniyor. TÜMAD’ın Lapseki Altın Madeni, Orta Truva’nın (Newmont-Teck Cominco) Terziler ve Yeniköy’de 3 ayrı projesi var. Kısacık, Halilağa, Dondurma, Kuşçayırı, Terziler-Serçiler’de Esan Eczacıbaşı, Koza, Cengiz Holding vb. ait altın madeni projelerinin birçoğu gündeme gelmiş değil.
Geçtiğimiz yaz Çanakkale’de orman yangınları denizi gören alanlar olması ve çok noktadan başlatılması kundaklamayı ortaya çıkarıyordu.