Öcalan’ın önerileriyle ilgili konuşan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, önerilerin demokratik güçlere yönelik olduğunu söyledi. Öztürk, Öcalan’ın çağrısının bölgesel sorunların çözülmesine kapı araladığını belirtti
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın açıkladığı önerilerle Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan sorunların çözümüne kapı aralandığını belirten DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, “Çözüm, diyalog ve müzakeredir” dedi. Öztürk, toplumun da bu önerileri görmesi ve tartışması gerektiğini ifade etti. Mezopotamya Ajansı’na konuşan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Öcalan’ın yaklaşımını ve mesajında yer alan vurguları değerlendirdi. İmralı tecridiyle Türkiye’nin hem ekonomik hem siyasal hem de toplumsal olarak kötüye gittiğine dikkat çeken Öztürk, AKPMHP ittifakının Kürt sorununu demokratik yollarla çözmek yerine daha önceki dönemlerde devreye konulan şiddet, imha ve inkar politikalarıyla sonuç almaya çalıştığını, ancak herhangi bir sonuç alamadığını dile getirdi.
‘Direniş tarihidir’
Öcalan’a dönük ağırlaştırılan tecridin sadede İmralı ile sınırlı kalmadığını vurgulayan Öztürk, İmralı tecridi ile Kürt halkının bir bütünü ile yok edilmek istendiği gibi bu durumun Türkiye’nin geneline yayıldığına dikkat çekti. Öztürk, “Tüm Türkiye halkı tecrit altındadır. Bugün tüm muhalifler susturulmuş durumda. Yani sesini çıkaran muhalifleri ya gözaltına aldılar ya da tutukladılar. Ağır bir zulüm ve zorbalık yürütüldü Türkiye’de, özellikle de Kürdistan’da ağır bir şekilde yürütüldü” dedi. Öcalan’ın İmralı’ya getirildiği günden itibaren başlanan, özellikle tecridin son 4 yıldır mutlaklaştırıldığını vurgulayan Öztürk, bu süreçte bölgede şehirlerin yıkılıp, katliamların yaşandığına, yine Kürt siyasetçilere dönük tutuklamalara girişildiğini hatırlattı. Bu tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi eyleminin yayıldığını belirten Öztürk, açlık grevcilerine destek olmak amacıyla yapılan eylemlere yönelik ise sert polis müdahalelerinin yaşandığını kaydetti. “Ancak yapılan müdahaleler bu eylemleri her geçen gün daha da güçlendirdi” diyen Öztürk, büyüyen direnişle açlık grevi ve ölüm orucuna girenlerin amacına ulaştığını ifade etti. Öztürk, “Bu direniş, bizim için tarihidir. Baktığımızda özgürlük mücadelesi tarihimizde bu gibi örnekler çoktur. Bu da bir örnek oldu” diye belirtti.
‘Silahla çözülmez’
Öcalan’ın Kürt sorununun çözümü konusunda her zaman demokratik çözümden yana olduğunu söyleyen Öztürk, “Sayın Öcalan’ın duruşu 93’ten beri bellidir. Kürt sorununun çözülmesi için izlenecek yol, silah değildir. Bu sorunu silahla çözemezsiniz. Silahla Kürt halkını yok edemezsiniz” dedi. Öcalan’ın mesajında üzerinde önemle durduğu noktalardan biri Kürt sorununun çözüme kavuşturulması halinde Türkiye ile birlikte Ortadoğu’da demokrasi ve özgürlüğün öncülüğünün yapılabileceğine dair yaptığı vurguydu. Öztürk’e göre, bu öncülük sadece Türk ve Kürt halkları için değil, tüm Ortadoğu halkları için önemli. Bu durumun kamuoyu tarafından tartışılmasını isteyen Öcalan’ın herkese aslında “Ne diyorsunuz, fikriniz nedir?” diye sorduğunu söyleyen Öztürk, “Böylesi sorunların dünyada da örnekleri var. Çözüm ise, diyalog ve müzakeredir. Toplumun bunu görmesi ve tartışması gerekir. Yol yöntemin silah olmadığını, diyalog ve müzakere olduğunu, ancak bu şekilde çözülebileceğini kamuoyuna önerdi” ifadelerini kullandı.
‘Öcalan’sız çözüm olmaz’
Türkiye’nin Kuzey Suriye halklarının kazanımlarını bertaraf etmek amacıyla her türlü yol ve yöntemi kullandığını, kullanmaya da devam ettiğine işaret eden Öztürk, şunları belirtti: “Sayın Öcalan Ortadoğu’daki rolü ve misyonunu, Türk devleti de, AKP-MHP faşist hükümeti de, Ortadoğu’daki bütün egemenler ve emperyal devletler de biliyor. Sayın Öcalan’ın duruşu bellidir. Ne olursa olsun milyonlarca Kürt; ‘Sayın Öcalan irademdir’ demiştir. Bununla milyonlarca Kürt hem kimliğine hem kültürüne hem tarihine hem de iradesine sahip çıkıyor. Bunun için de bir kez daha hem Türk devleti hem de Türkiye’nin demokratik güçleri gördü ki, eğer bir çözüm olacaksa Sayın Öcalan’sız olmaz. Sayın Öcalan’ın duruşu da 2 Mayıs’tan beri tartışılıyor. Bu tartışmaların daha güçlü olması gerekir. Sayın Öcalan’ın yaptığı öneriler bir kez daha rol ve misyonunun Türkiye ve Ortadoğu için ne kadar mühim olduğunu gösterdi.”
Öztürk, Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı çağrı ve önerilerin tüm demokrasi güçlerine, kurumlarına ve partilere olduğunun da altını çizdi. Öcalan’ın önerileriyle var olan sorunlara dair ‘Nasıl çözebiliriz?’ diye bir tartışmaya kapı araladığını söyleyen Öztürk, AKP ve MHP’nin de oturup, bu önerilerini düşünmesi ve tartışması gerektiğini belirtti. Öztürk, iktidar ile birlikte yine Türkiye halklarının, demokratik güçleri ve kurumlarıyla bu son 4 yılı gözden geçirmeleri ve söz konusu önerileri daha da güçlendirmeleri gerektiğini kaydetti. Açlık grevi direnişinin tarihi olduğunu ve direnişin aslında halen devam ettiğini belirten Öztürk, “Açlık grevleri bazı şeyleri bir kez daha da açık bir şekilde önümüze koydu. Direnmeden hiçbir sonucun alınmayacağını gösterdi. Bugün bu direnişler bizi daha da güçlendirdi” dedi.
HABER MERKEZİ